"Evlilik nasıl gidiyor?" dedi Zeynep. Bunu öyle bir ses tonuyla sormuştu ki sanki söyleyeceğim herhangi bir şey onu yerle bir edecekti.
"Güzel," dedim gülümseyerek. "Hatta çok güzel Zeynep. Biliyor musun? Onun yanında kendim olduğumu hissediyorum. Herhangi bir sıfata girmeme gerek kalmıyor. Ne bileyim, Oğuz Baysal'ın kızı ya da avukatlık kimliğimde değilim. Sadece Nefes olarak seviyor beni. Ve bu benim için çok kıymetli."
"Ne güzel," dedi gülümseyerek. Sanki gözleri doldu gibi hissetmiştim.
"Sen iyi misin?"
"İyiyim. Bir sorun yok."
"Zeynep, sana önemli bir şey söylemem gerek."
"Ne oldu?" dedi çatık kaşlarla.
"O ölmemiş."
"Ne? Kim?"
"Kim olacak Zeynep? Akın. Ölmemiş. Hatta, şu an babamın yanında çalışıyor."
"Nefes sen ne dediğinin farkında mısın?! Ne demek ölmemiş Nefes?! Ne demek?! Beş yıl kızım! Neler yaşadın sen! Neredeymiş beş yıl boyunca?"
"Rusya'da. Rus bir kaptan kurtarmış onu. Başını vurduğu için komada kalmış uzun süre. Uyandığında ise hafıza kaybı varmış. Hâlâ isimleri ve yüzleri hatırlamakta zorluk çekiyormuş."
"Nefes bu ne demek biliyor musun?"
"Ne yazık ki.. "
"Vazgeçmeyecek. Ben onu çok iyi tanıyorum. Sen de tanıyorsun. Akın, Nefes'inden vazgeçmez."
"Düzgün konuş Zeynep. Nefes'i falan değilim ben onun. Ben evliyim ve kocamı seviyorum."
"Emin misin Nefes? Bak sizin yaşadıklarınız kolay değil. Biliyorum. Ben yanındaydım ya en iyi ben gördüm. Ama bu yaşananların kolay olmaması da sizin sevginizin büyüklüğünden ötürüydü. Bunu da çok iyi biliyorum. Şimdi karşına çıktı. Sen yine onu seçeceksin çünkü hep öyle oldu. Yine böyle olacak."
"Bitti Zeynep. Gerçekten bitti. Onu görmek içimdeki hiçbir şeyi tutuşturmadı. Gerçekten. Ben Yalın'ı seviyorum. Ona âşığım. Akın bitti."
"Emin misin?"
"Hiç olmadığım kadar."
"Peki o hâlde. Yalın'a söyledin mi?"
"Henüz söyleyemedim. Ama söyleyeceğim. Bu akşam ya da yarın. Akşam arkadaşının düğününe gideceğiz. Eve gidince konuşurum herhalde. Tadı kaçacak. Biliyorum." Başını salladı. "Of, cidden çok boktan bir durumun içindeyim. Ve bu durum çok moralimi bozuyor."
"Düzelecek. Her şey düzelecek."
"Umarım."
...
Üzerimdeki elbiseye baktım uzun uzun. Kırmızı, saten bir elbiseydi. Sol bacağımda derin bir yırtmacı vardı ve yürüdükçe bacağımı gözler önüne seriyordu. Askılı elbisenin kalp şekilde de göğüs dekoltesi vardı. Ayağıma da siyah bir topuklu ayakkabı giyimiştim.
"Yavrum hazırlandın.." Yalın odaya girdiğinde aynadan ona bakmıştım. Dudakları aralık bir şekilde beni izliyordu.
"Nefes al," dedim gülerek. Nefes aldı. Bana yaklaştı. Yavaşça. Ellerini, omuzlarımı tutmak için uzattı ama tutmadı.
"Nefes," dedi büyülenmiş bir şekilde. "Nefes kesicisin. Nefesimi kesiyorsun."
"Ya, gerçekten mi? Teşekkür ederim."
"Gerçek olamayacak kadar güzelsin." Yavaşça bana yaklaşarak arkamdan sarıldı. Belimi sarmalayan kollarını tuttum. Omzumun üzerine başını koyduğunda gözlerimi kapattım. Derin bir nefes alarak kokusunu soludum. Saniyeler sonra gözlerimi yeniden açtığımda aynadan göz göze gelmiştik. Benden uzaklaştı. Yatağın yanında, kendi olduğu taraftaki komodinin çekmecesini çekti ve kırmızı, kadife bir kutu çıkardı. Yanıma geldi. "Bu senin için."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kesilen Nefes
Teen Fiction*MAFYA KURGUSUDUR* ... Nefes Baysal güçlü iş adamı Oğuz Baysal'ın kızıdır. Yıllar öncesinden miras kalan bir gizem yüzünden Yalın Türker'le beraber hareket etmek zorunda kalan Oğuz Baysal için bu hiç de hoş bir durum değildir. Küçük anlaşmanın sonuç...