3. Bölüm : İyi Kalpli

104 2 0
                                    

Yalın Türker:

Gözlerimi hafifçe araladım. Yanımda cenin pozisyonunda uyuyordu. Başımı kaldırıp vücuduma baktım. Karnımın üzerinde bir sargı bezi vardı. Başımı geri yatırarak yanımda yatan kadına baktım. Elinde kanlı bir bez vardı. Uyuyakalmış olmalıydı. Vücudumdaki sirke kokusu buram buram geliyordu. Başımı çevirip komodinin üzerindeki saate baktım. Henüz çok erkendi. Gözlerimi kapattım. Zaten dün gece fazlasıyla yorulduğum için uykuya dalmam çok da zor olmamıştı...

Nefes Baysal:

Gözlerimi araladım yavaşça.

"Ben burada mı uyumuşum ya?" Ayağa kalkarak üzerime baktım. Kurumuş kan lekeleriyle doluydu üzerim. Derin bir nefes alarak gözlerimi ovuşturdum. Ardından ise yavaşça Yalın'a yaklaşarak sargı bezini değiştirip yeniden pansuman yaptım. Canının yanmaması için ekstra çaba harcamıştım. Çünkü uyuyordu, onu uyandırmak istemiyordum. Dün gece onun için zor geçmişti ve biraz daha dinlenmesi gerekiyordu. Etrafı toparlayıp odama indim. Ardından ise bana iyi gelecek sıcak bir duş aldım. Üzerimi giyindikten sonra saçlarımı kurutmadan yukarı çıktım.

"Günaydın," dedim babamla Melih'i gördüğümde.

"Günaydın kızım."

"Günaydın Nefes Hanım."

"Çıkabilirsin Melih." Melih başını salladı. Ardından ise bana bakarak başıyla selam verdi. Evden çıktı. "Yalın'a henüz bakmadım uyuyordur diye. Durumu iyi değil mi?"

"İyi olacak diyelim," dedim yanına oturarak.

"Oğuz Bey," dedi Kevser abla yanımıza gelerek. "Kahvaltı için istediğiniz ekstra bir şey var mı?"

"Hayır," dedi babam. Ardından bana baktı. "Nefes, canın bir şey istiyor mu?"

"Hayır," dedim başımı iki yana sallayarak.

"Peki efendim."

"Kevser Abla, yukarıda bir misafirimiz var. Biraz hasta, ona bir kahvaltı hazırla, ben götürürüm."

"Tamam kızım. Hemen hazırlıyorum." Kevser abla çıktıktan sonra babam bana baktı.

"Sen neden götürüyorsun kızım? Ellerinden vurulmadı ya bu adam. Kendi yiyebilir."

"Kevser abla onu öyle sargı bezi yatarken görünce büyük ihtimâlle çığlık atarak kaçar babacığım. Ben seni düşünüyorum. Yeni bir personel arayışına girme diye." Babam söylediklerime yalnızca güldü. Ardından ise Kevser Ablanın hazırladığı kahvaltı tepsisini alarak yukarı çıktım. Kapıyı dirseğimle açarak içeri girdiğimde uyanmış hatta yarasına baktığını görmüştüm. "Günaydın, öyle yaranı ellersen sadece mikrop değil her şeyi kapar."

"Günaydın," dedi bana bakarak. Komodinin üzerine bıraktım tepsiyi. Ellerini yarasından çekmişti.

"İlaç içeceksin, o yüzden de bir şeyler yemen gerek." Yavaşça doğrulmaya çalıştığında hafifçe inlemişti. "Dikkat et. Çok yanıyor canın değil mi? Tabii, ağrı kesicinin etkisi geçmiştir."

"Nefes," dedi doğrulduğunda. "Teşekkür ederim."

"Ne için?"

Kesilen NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin