14. Bölüm : Yıldızların Altında

32 2 0
                                    

"Evet anne, birkaç gün yokuz biz. Tamam. Merak etme. Geliriz sonra. Tamam anneciğim. Ben de seni seviyorum. Görüşürüz. Söylerim." Telefonu kapatıp bana döndü.

"Annem sanan selam söyledi."

"Aleyküm selam da, annen bana öfkeli değil mi?"

"Değil. Annemin öfkeli olduğu kişi baban. Sana öfkeli değil ve aksine seni seviyor."

"Yasin?"

"Başlarda, ona ilk söylediğimde yani, tepkiliydi. Nikah günü seninle ayrıldığımızda bana ilk söylediği şey senin gerçekten iyi biri olduğundu. İkisi de seni seviyor."

"Deden hariç diyelim hayatım. Bugün benden nefret ettiğini açıkça belli etti."

"Ne?" dedi hızla. "Sana bir şey mi dedi Nefes?"

"Yoo, demedi."

"Nefes, bana doğruyu söyle."

"Tamam, çok bir şey demedi ama beni istemediğini de açıkça belli etti."

"Seni sevmek zorunda değil ama saygı duymak zorunda. Bu herkes için böyle. Sen benim karımsın ve herkes sana saygı duymak zorunda."

"Yalıncığım, sevgilim, bebeğim.. Korumacılığın iyi, hoş, güzel ama insanların bana birinin karısı olduğum için saygı duymasını istemiyorum. Beni yanlış anlama bu konunun seninle bir ilgisi yok."

"Böyle diyeceğini biliyordum," dedi ve dudakları kıvrıldı hafifçe. "Sen benim gördüğüm en güçlü kadınsın."

"Hukuk fakültesi diplomamın buna bir katkısı olduğunu düşünüyorum."

"Aynı zamanda da en egoist." Kahkaha attım.

"Bebeğim koskoca diplomayı boşuna mı aldım? Tabii ki her yere sokacağım."

"Ben olsam ben de sokardım."

"Yaaa, bak işte." Yaklaşık bir saat önce yola çıkmıştık. Yalın evden eşyalarını alırken ben de Kevser Ablayı arayarak eşyalarımı hazırlamasını istemiştim. Babamla yüzyüze gelmek istememiştim çünkü beraber geçireceğiniz bu güzel günlerde babamla edeceğim kavgayı düşünmek istemiyordum. Datça'ya arabayla gidiyorduk ve yaklaşık on bir buçuk saat sürecekti. Ben uçakla gidelim demiştim ama Yalın arabayla gitmek istediğini söylemişti. Ben de onu kırmamıştım. "Ben diyorum ki oraya gidince önce bi' dinleniriz. Yarın orayı gezer ertesi gün feribotla Bodrum'a geçeriz. Oradan Yalıkavak'a. Yalıkavak'ta bir balıkçı abi var.. Biz babamla her gittiğimizde uğrardık yanına. Harika. Bayılacaksın."

"Olur," dedi gülümseyerek. "Gitmişken Muğla'nın altını üstüne getirelim."

"Aslında uçakla gitseydik bu gece de seni dışarı çıkaracaktım ama on iki saat araba kullanacaksın. Olmaz. Neyse ya yarın da gideriz. Ama söz ver, öğlene kadar uyumak yok. Erken kalkacağız."

"Ben ikiye kadar yatmayı planlıyordum."

"Üzgünüm sevgili kocam, yatamazsın. Yatmaya değil eğlenmeye gidiyoruz!"

"Şimdi bu kadar deli dolu olan seni lise ve üniversite yıllarında merak ediyorum."

"Ohooo, neler neler yapıyordum bir bilsen.. Bir keresinde on birinci sınıftayken bir kızla fena kapışmıştık. Neymiş ben onun sevgilisine bakmışım. Gittim kıza dedim ben senin sümüklü sevgilini ne yapayım? Allah Allah. Sonra kız herkese demiş ki ben Nefes'i dövdüm. Sinirledim topladım bir dünya insan kızın kaldığı yurdu bastık. Sonra kız korkudan polis çağırdı."

"Tutuklandınız mı?"

"Bebeğim bende tutuklanacak göz var mı? Baktım polislerden önce siren sesi geliyor, vın truzim. Toz oldum. Ben hariç yirmi beş kişiyi tutuklamışlar. Hepsi okuldan tutanak yedi." Kahkaha attım. "Hepsine de iyi oldu."

Kesilen NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin