39. Bölüm : Kara Gözlüm

19 1 0
                                    

"Dedeciğim!" dedi Cemre koşarak. Babamın kucağına atladı. Gülümseyerek yanlarına gittiğimde Sibel abla bana sıkıca sarıldı.

"Hoş geldiniz," dediğinde benden ayrılıp Cem'e sarılmıştı.

"Hoş bulduk." Babam bana sarıldı.

"En son ne zaman görüştük? Bu kadar özlemem normal değil." Gülümsedim.

"Sanırım iki hafta oldu baba."

"Çok olmuş. Geçen hafta neden gelmemiştiniz?"

"İnan hiç hatırlamıyorum ama muhakkak bir geçerli sebebi vardır babacığım." Gülümsedi.

"Hadi içeri. Size elmalı tart yaptım," dedi Sibel abla.

"Gerçekten mi?" dedi Cem. "Elmalı tartı senden daha gü ek yapan yok anneanne." Evet çocuklar Sibel ablaya anneanne diyorlardı. Bunu ne ben öğretmiştim ne de Sibel abla. Söylemeye başlamışlardı ve bunun Sibel ablayı mutlu ettiğini gördüğümde engel olmamıştım. Annemle görüşmüyorduk. Zaten yeni kocasıyla Berlin'e taşınmışlardı. Sibel ablayla çocuklar mutfağa geçtiğinde babama döndüm.

"Baba sesinle önemli bir şey konuşmak istiyorum."

"Bir şey mi oldu Nefes?"

"Evet oldu." Kaşları çatıldı. Bakışlarındaki dikkat artmıştı. Dikkatle devam etmemi bekledi. "Yalın geldi." Gözleri açıldı önce. Şaşkınca baktı. Ardından ise sinirlenmişti.

"Çocuklar?"

"Biliyorlar."

"Neden gelmiş?"

"Cemre ve Cem için."

"Nefes sakın," dedi beni uyararak.

"Baba öyle bir şey olmaz zaten. Biliyorsun. Olmaz."

"Çocuklarını görmek hakkı. Eğer yine bir şeyleri düzeltmeye kalkışmazsa onu rahat bırakırım ve torunlarımı istediği gibi görebilir ama eğer yine seni üzerse bu sefer yemin ederim öldürürüm onu. Yemin çıktı ağzımdan Nefes. Duydun mu?"

"Duydum baba. Ama sana bir haberim daha var."

"Yine ne oldu?"

"Yalın, bir süre bizimle yaşayacak." Sanırım neredeyse çığlık atacaktı da son dakika tutmuştu.

"Nefes sen böyle bir şeyi.. "

"Ben de istemiyorum baba ama çocuklar onun bizde kalmasını istiyorlar.  Nasıl hayır diyeyim ki? Diyemedim. Biliyorum sen beni düşünüyorsun, üzülmeyeyim diye ama ben de kendi çocuklarımız düşünüyorum. Üzülmesinler diye." Bana yaklaştı. Ardından ise bir kez daha sarıldı.

"O adam sana ya da torunlarıma zarar verecek olursa bu sefer öldürürüm Nefes. Şakam yok, bu sefer öldürürüm." Sessiz kaldım.

Cemre elindeki tabakla mutfaktan çıktığında afiyetle elindeki elmalı tartını yiyordu. Hemen ardından Cem de geldi. İkisi da babamın iki yanına oturdular.

"Dede biliyor musun?" dedi Cemre söze girerek. "Babam geldi. Ben size söylemiştim gelecek diye. Hiçbiriniz bana inanmamıştınız ama geldi. Hatta akşam beraber uyuduk biz babamla."

"Öyle mi prensesim?" dedi babam Cemre'ye çaktırmamaya çalışarak.

"Evet dede. Babam tam hayalimdeki gibi biliyor musun? Bir kral gibi. Yani annem de kraliçe gibi ya. Ama bana prens gibi davranıyor. Sürekli bizi ne kadar özlediğini ve ne kadar sevdiğini söylüyor."

"Sen de söylüyor musun?" diye sordu Sibel abla.

"Evet anneanne. Söylüyorum. Hatta bazen kızıyorum gelmedi diye ama sonra babam beni hemen yumuşatıyor."

Kesilen NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin