34. Bölüm : Yüze Vurulanlar

20 1 0
                                    

"Nefes." Hızla başımı kaldırdım. Kalbim hevesle çırpındı yıllar sonra. Emre hızla yanıma gelerek dizlerinin üzerine çöktü. "Ne yapıyorsun burada? Nereye çıktın öyle bir anda? Seni çok merak ettim."

"Emre ben iyi değilim. Eve gitmek istiyorum. Ben çocuklarıma gitmek istiyorum."

"Sen gerçekten iyi değilsin. Bak şimdi, seni eve ben bırakayım. Sabah arabanı kapıya bıraktırırım. Olur mu?" Başımı salladığımda bana destek vermişti. Geldiğim yolu beraber yürüdük. İçeri eşyaları almak için girdiğinde ben de onu bekledim. Arabasına bindiğimizde ikimizden de çıt çıkmıyordu. Bir elim yüzüğümde, sürekli döndürüp duruyordum. Sanki parmağımı kaşındırıyordu. Dakikalar sonra araba durdu. Bakışlarım Emre'ye kaydığında çoktan bana baktığını fark etmiştim.

"Bıraktığın için teşekkür ederim."

"Her zaman." Kapıyı açtığım sırada kolumu tuttu hızla. "Nefes.."

"Efendim Emre?"

"Bana evet dediğin için pişman mısın?" Başımı iki yana salladım.

"Değilim. Ama bazı şeylerin benim için çok zor olduğunu anla. Buna rağmen seninle bir gelecek için çabalamaya çalışıyorum. Zaten zor olan şeyleri benim için daha da zorlaştırma olur mu?" Başını salladı.

"Peki. İyi geceler. Seni seviyorum."

"İyi geceler," dedim arabadan inerken. Hızlı adımlarla içeriye ilerledim. Ben içeri girene kadar gitmemişti. Ardından ise arabanın sesini duydum.

"Geldin mi kızım? Hoş geldin."

"Evet Hakime abla. Bu saate kadar tuttum seni de kusura bakma."

"Yok kızım, ne kusuru? Benim oğlanı aradım gelecek şimdi almaya."

"Çocuklar uyudu mu?"

"Cemre'm erkenden uyudu yavrum çok yorulmuş. Cem'i uyutmaya çalıştım ama annemi bekleyeceğiz diyerek uyumadı kerata. Üst kattaki salonda."

"Tamam abla. Ben onun yanına gideyim. Teşekkürler her şey için."

"Yarın görüşürüz kızım."

"Görüşürüz abla." Yanından ayrılıp üst kata çıktım. Merdivenlerde parmağımdaki yüzüğü çıkarıp cebime koydum.

"Oğlum," dediğimde Cem hızla başını televizyondan çevirip bana bakmıştı.

"Anne, geldin."

"Geldim oğlum. Söz vermiştim, geldim." Çantamı ve ceketimi bir kenara bırakıp yanında oturduğumda bana sıkıca sarıldı.

"Cemre'ye de uyuma annemi bekleyeceğiz dedim ama beni dinlemedi anne. Uyudu. Hakime ablaya da sinir oldum. Uyutmaya çalışıyor beni. Birazcık da uykumu getirdi ama hepsi Hakime Abla yüzünden. O getirdi benim uykumu yoksa benim uykum gelmeyecekti."

"Ödevler bitti mi?"

"Evet. Geldiğimiz gibi yaptık. Hakime Abla sonra bize yemek yaptı. Cemre'nin yemediği havuçları ben yedim."

"Aferin benim akıllı oğlum." Kokusunu içime çekerek biraz daha sarıldım. Benden ayrıldığında ellerimi tuttu.

"Anne parmağına ne oldu? Acıyor mu?" Yüzükle sürekli oynadığım için kızarmıştı.

"Kaşındı biraz, sonra da kızarmış. Acımıyor ama önemli bir şey değil. Senin uykun gelmedi mi? Yatalım mı artık?" Başını salladı.

"Anne, bu gece seninle uyuyabilir miyim? Lütfen." Gülümsedim.

Kesilen NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin