Kapattığımız mekânın içinde garsonların peşinde geziyor, her şeyin dört dörtlük olması için elimizden gelen her şeyi yapıyorduk.
"Bakın şimdi," dedi Burcu. "Geldikleri zaman sadece mumlar yanacak ve hepiniz saklanacaksınız." O insanlara yapmaları gerekeni söylerken ben bir kenara çekilip Yalın'ı aradım.
"Efendim güzelim?"
"Nerede kaldınız aşkım?"
"Geliyoruz bebeğim. Beş dakikaya oradayız."
"Tamam aşkım. Ben kapıdan gözetleyeceğim." Güldü.
"Tamam güzelim." Telefonu kapattım.
"Beş dakikaya geliyorlarmış."
"Herkes kaybolsun," dedi Burcu heyecanla. Ben de kapıya gidip başımı dışarıya uzattım. Yaklaşık dört, beş dakika sonra Yalın'ın arabasını görmemle hızla kapıdan çekilip büyük vestiyerin arkasına geçtim. İki dakika bile geçmeden Yalın ve İso içeri girmişti.
"Kardeşim, içime sinmedi sen içeri gir. Ben arabayı diğer yere çekeceğim."
"Tamam, Nefo geldi mi?"
"Evet. Sen geç, içeridedir zaten o."
"Tamam kardeşim." İso içeri girdiğinde hızla Yalın'ı kolundan tutup yanıma çektim.
"Burada mıydın?" dedi kollarını belime yerleştirirken.
"Evet," dedim sessizce. Başımı çevirip içeriye doğru bakmaya çalıştım. Ancak Yalın görüş açımı kapatıyordu. Bana doğru bir adım attığında duvar ve vestiyer arasına sıkıştırdı beni. "Yalın ne yapıyorsun?"
"Karımı özledim."
"Yaa, ben de seni özledim.. Ama şu an burada konuşmamız gereken bu değil."
"Seni öpebilir miyim?"
"Bugün neden bu kadar naziksiniz Yalın Bey? Normalde dudaklarıma yapışman gerekiyordu." Sessizce güldü. "Sana asla hayır demem ben." Dudaklarıma yaklaştı ve hafifçe öptü. Birkaç saniye karşılık verdikten sonra İso'nun sesini duydum.
"Burcu?" dediğinde hızla onları dinlemeye başladım. Yalın bana sarılarak çenesini başıma yasladı. "Senin ne işin var burada? Neden burada kimse yok? Biz Yalın ve Nefes'le yemek yiyecektik."
"Aslında sabahtan beridir bu konuşmayı kafamda defalarca kez yaptım ama şu an hiçbiri yok.. O yüzden doğaçlama gideceğim. Ben.. Seni seviyorum."
"Ben de seni seviyorum," dedi İso sanki bu itirafı bekliyormuşçasına.
"Sen.. Gerçekten mi?"
"Evet. Evet seni seviyorum. Şu an çığlık atabilirim. Seni seviyorum!"
"İsmail," dedi Burcu. "Sana bir şey söylemem gerek."
"Tabii, seni dinliyorum." Bir süre sessizlik oldu. "Burcu?"
"Sana bir hediyem var." Bugün hazırladığınız kutuyu verecekti.
"Hediye mi? Ne hediyesi?" Kutuyu vermiş olmalıydı.
"Açsana."
"Bu ne?" dedi İso. Birkaç saniye sessizlik oldu.
"Baba olacaksın," dedi Burcu. Birkaç saniye sonra çığlık attı. Hızla sakladığımız yerden çıkıp içeride kurulan masanın yanına gittik. İso bayılmıştı!
"Ama ben ne dedim," dedi Yalın.
"Ay nasıl kaldıracağız?" diye sordum İso'ya ölmüş muamelesi yaparak. "Biz hamileyiz, seksen kilo adamı taşıyamayız. Ellerinden öper bebeğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kesilen Nefes
Ficção Adolescente*MAFYA KURGUSUDUR* ... Nefes Baysal güçlü iş adamı Oğuz Baysal'ın kızıdır. Yıllar öncesinden miras kalan bir gizem yüzünden Yalın Türker'le beraber hareket etmek zorunda kalan Oğuz Baysal için bu hiç de hoş bir durum değildir. Küçük anlaşmanın sonuç...