"Bence mutfak bu tarafta olmalı," dedim mimarın çizdiği plana bakarak.
"Burası restoran olacak diye konuşmuştuk," dedi Sinan Bey. "Mutfağı buraya alırsak içeriye çok koku gider. Müşteriler rahatsız olur."
"Havalandırmayı hâlledersek sorun çıkmaz," dedi Yalın. "Hem insanlar yedikleri yemeklerin nerede ve ne şartlarda yapıldıklarını bilirlerse bize ve kaldıkları yerin hijyenine daha çok güvenirler."
"İstiyorsanız planı değiştiririm."
"Değiştirin," dedi Yalın. Sinan Beyin bakışları bana kaydı. Kısa bir süre yüzümde dolandıktan sonra çekti.
"Tamam," dedi Sinan Bey. "Siz istiyorsanız yaparız. Üst katlar için bir değişiklik istiyor musunuz?"
"Hayır," dedim plana daha dikkatli bakarak. Bakışlarım Yalın'a kaydı.
"İstemiyoruz," dedi. Yaklaşık yarım saat sonra ise Sinan Bey'in yanından ayrıldık. "Ben bu adama çok gıcık oldum."
"Neden aşkım?" El ele çıktık mimarlık ofisinden.
"Gıcık oldum işte. Bakışı bakış değil. Yumruğu çakacağım ağzının ortasına, görecek gününü."
"Aşkım, sevgilim, bebeğim. Buraya neden geldik? Kavgasız gürültüsüz ve huzur dolu bir hayat için."
"Şuradan geçen iki kadın beni kesse ne yaparsın?"
"Saçını başını yolarım. Sus ve yürü. Sinirlendirme beni." Kahkaha atarak elimi bıraktı ve o kolunu omzuma attı. Diğer eliyle de elimi tuttu.
"O hâlde benim kıskanmama da karışamazsın."
"Tamam ya demedim bir şey." Arabanın önüne geldiğimizde durdum, o da durdu. "Kızlar sana mı bakıyorlar?" dediğimde kahkaha attı.
"Şaka yapmıştım. Sadece şaka."
"Şaka kakaya dönüyor. Neyse. Bak eğer öyle bir şey varsa ve bana söylemiyorsan yemin ederim olay çıkarırım."
"Güzelim, şu geçen hafta gittiğimiz yere gidip kabak tatlısı mı yesek?" Hızla gülümsedim.
"Hadi gidip yiyelim." Kapımı açtı ve ben arabaya bindikten sonra kapattı. Yerine geçerek çalıştırdı arabayı. "Senin yüzünden kilo alacağım."
"Al," dedi gülerek. "Hâlâ dünyanın en güzel kadını olmaya devam edeceksin."
"Şu kabak tatlısının tarifini almamız gerek," dedim iç çekerek. "Harika yapıyorlar. Cem bayılacak."
"Cemre?"
"Cemre kabak sevmiyor."
"Normalde ben de sevmiyorum da, tatlısı güzel oluyor," dedi sırıtarak.
"Biliyorum." Bakışları yüzümde ve saçlarımda dolaştı.
"Bu aralar sende bir değişiklik var."
"Ne var?" dedim hızla güneşliği açıp minik aynadan yüzüme bakarak.
"Ayrı bi' güzelleştin. Anlamak mümkün değil. Daha ne kadar güzel olabilir diye sorgularken daha da güzelleşiyorsun. Saçların ayrı parlıyor."
"Ay sahiden mi aşkım? Karın da kızın da taş gibi yapabilecek bir şeyin yok." Kendini tutamayıp güldü.
"Egon bile ayrı güzel." Kırmızı ışıkta durduğunda etraftaki arabaları umursamadan yaklaşıp dudaklarını öptüm. "Dudakların.."
"Ne olmuş dudaklarıma?" Sıcak nefesimi dudaklarına doğru verdiğimde yutkundu.
"Uzak dur yavrum yoksa olan dudaklarına olmayacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kesilen Nefes
Ficção Adolescente*MAFYA KURGUSUDUR* ... Nefes Baysal güçlü iş adamı Oğuz Baysal'ın kızıdır. Yıllar öncesinden miras kalan bir gizem yüzünden Yalın Türker'le beraber hareket etmek zorunda kalan Oğuz Baysal için bu hiç de hoş bir durum değildir. Küçük anlaşmanın sonuç...