51. Bölüm : Yoluna Girecek Mi

18 1 0
                                    

Gözlerimi üzerimde hissettiğim tonlarca ağırlıkla açmaya çalıştım. Fazlasıyla sessiz yerde duyduğum tek ses monitörden gelen, yaşadığımı belli eden seslerdi.
Dıt. Dıt. Dıt. Dıt..

Hastane odasındaydım. Her yerimde sargı bezleri, ayağımda ve kolumda bir atel vardı. Diğer koluma bağlı olan serumun ağrımı kestiğine emindim. Yoksa imkanı yok mumya gibi sarılmama rağmen sıfır acı hissedeyim. Başımı çevirip yanımdaki tekli koltukta uyuyakalmış Yalın'a baktım. Kaşları çatık, yüzünde garip bir ifade vardı. Dudaklarını birbirine bastırdı. Rüya görüyor olmalıydı. Birden irkilerek gözlerini açtığında direkt bana baktı ve göz göze geldik.

"Nefes," dedi hızla ayağa kalkarak. "Güzelim. İyi misin? Ben de soruyorum işte. Nasıl iyi olacaksın.. Kendini nasıl hissediyorsun? Bir yerin ağrıyor mu? Doktoru çağırayım dur.."

"Yalın," dedim acıyan boğazımla. Yutkunarak acı hissini geçirmeye çalıştım ancak kolay kolay geçecek gibi durmuyordu. Nefes aldım. "Sakin ol. Cemre ve Cem nerede?"

"Babanlarda." Başımı salladım. "Öleceğim sandım."

"Ben de." Yutkundu. Parmak uçlarıma dokundu. Yavaşça okşayarak minicik bir öpücük bıraktı.

"Nefes," dedi son derece ciddi sesiyle. Başını elimden kaldırıp öfkeyle gözlerime baktı ancak onun öfkesi bana değildi. "Bunu sana kjm yaptı?" diye sordu dişlerini sıkarak. İsim versem yolda o isimde gördüğü herkesi öldürebilecek gibiydi şu an. "Nefes, kim dokundu böyle sana? Söyle bana lütfen. Benim dokunmaya kıyamadığım ellerine kim bastı?" Parmak uçları hissetmeyeceğim şekilde dokundu bandajlarla kapalı yaraların üzerine. "Kim yaptı bunu sana?"

"Cemal'in karısı."

"Ne?" dedi bir anda. "Cemal evli miymiş? Hem de bir manyakla?" Başımı salladım.

"Kadın çok öfkeliydi ve üzgündü. Kocası ölmüş, normal. Eğer beni tutturmasaydı bu kadar vurmasına izin vermezdim ya da en azından ben de bir iki tane çıkardım. Gerçi.. Ben de yapardım Yalın. O yüzden kızamıyorum. Sana bir şey olsa ben daha kötüsünü yapardım. Onları diri diri yakardım ben direkt. O dövüp bıraktı."

"Nefes dövmemiş kadın resmen seni öldürmeye çalışmış. Doktor başının arkasında ezik olduğunu, beyin kanaması riski olabileceğini söyleyince apar topar hastaneye geldik ama burada da bekliyoruz. Neyi bekliyoruz onu da bilmiyorum gerçi. Of. Tek bildiğim bir an önce iyileş Nefes. Seni böyle gördükçe ben parçalanıyorum. Gerçekten. Çok ağrıyor mu?"

"Hayır," dedim gülümsemeye çalışarak. Yalan değildi. Serum sayesinde ağrımıyordu.

"Yalan söylüyorsun."

"Söylemiyorum. Serumda ağrı kesici var herhâlde. Çok ağrımıyor."

"Nefes, Hasan'ı çağırdım işine dönmesi için. Senin yeniden şoförlüğünü yapacak. Zaten iyi anlaşıyordunuz diye onu çağırdım. Tek başına araba sürmeni istemiyorum. Sen nereye, Hasan da oraya."

"Tamam."

"Bak sakın hayır diyeyim falan deme.. Tamam mı?"

"Evet, tamam."

"Neden çabuk dinledin sözümü?"

"Çünkü çok haklısın. Ve özür dilerim, böyle olacağını bilmiyordum. Bilsem, sana söylerdim."

"Hani ne olursa olsun.." Bana doğru yaklaştı. Yanıma oturdu. "Buradan ve.." Eli ince alnıma, ardından kalbimin üzerine dokundu. "Buradan geçen her şeyi söyleyecektin."

"İnsanlar beni ne ile tehdit edebileceklerini çok iyi biliyorlar Yalın. Sen ve çocuklarım, benim tek zaafım sizsiniz. Herkes bunu biliyor."

"Yine de ne olursa olsun, her şeyi benimle paylaş. Bunun olmasına izin vermezdim."

Kesilen NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin