19. Bölüm : Kaybettiklerime ve Hiç Kazanamadıklarıma

32 2 0
                                    

"Sevgilim," diyen sesini duyduğunda gülümsedim.

"Efendim?"

"Ne yapıyorsun?"

"Hiç. İşim bitti de. Ben de tam seni arayacaktım. Ne yapıyoruz? Buluşuyor muyuz?"

"On dakikalık bir toplantım var. Sen geç istersen. Ben de hemen geleceğim."

"Tamam sevgilim. Ben konuştuğumuz yere gidiyorum o hâlde."

"Tamam bebeğim. Görüşürüz." Telefonu kapattım.

"Hasan, sahildeki kafeye gideceğiz."

"Tamam abla." Arabayı çalıştırıp sürmeye başladı. Çok geçmeden ise kafeye gelmiştik. Hasan kapımı açtığında hızlı adımlarla içeriye doğru yürüdüm.

"Hoş geldiniz," dedi karşılama görevlisi.

"Hoş bulduk. Yalın Türker adına.."

"Nefes Hanım," dedi yanıma gelen bir kadın. "Merhaba. Ben magazin muhabiriyim. Çok kısa bir şey konuşabilir miyiz?"

"Tabii. Buyrun masaya geçelim."

"Bu taraftan Nefes Hanım." Karşılama görevlisi bize masayı gösterdiğinde kadın karşıma oturmuştu.

"Sizi dinliyorum."

"Elime birkaç fotoğraf geldi. Sıcak malzeme. Bir çok yere satabilirim ama önce size sormak istedim. Evli olduğunuzu biliyorum ama. Ben en iyisi size göstereyim." Telefonunu çıkardı ve birkaç saniye sonra bana çevirdi telefonu. Gördüğüm şeyle hızla elime aldım. Akın ve Beni çekmişlerdi. Hem de Holding binasının camından. Bu nasıl olabilirdi ki? Bunu öyle elinde kamerayla gezen magazin mensupları yapmış olamazdı. Profesyonellik gerektiren bir işti o kadar yüksekten bu kadar net çekmek. Fotoğrafları kaydırdıkça daha fazla fotoğraf görmüştüm ve içlerinde Akın'ın beni öptüğü sıra çekilen fotoğraf bile vardı.

"Ne kadar istiyorsunuz?" dedim hızla başımı kaldırarak.

"İki milyon."

"İki milyon mu?"

"Evet. Verebilirsiniz değil mi?"

"Evet," dedim dişlerimi sıkarak. "Verebilirim. Numaranızı verin, yarın size açık çek yollayacağım."

"Yazın." Numarasını kaydettim. Ardından ise kısa bir çağrı yaptım. "Ben size konumu ve fotoğrafları atarım."

"Fotoğraflara gerek yok. Siz silin. Ama kimsenin de eline geçmesin. Eğer bunu bir kişinin ağzından duyarsam sizden bilirim ve sizin için hiç iyi olmaz."

"Merak etmeyin Nefes Hanım. Yarın en geç saat ikide çek elimde olsun. Aksi taktirde sizin için hiç iyi olmaz."

"Siz beni mi tehdit ediyorsunuz? Hemen kalkıp gidin yoksa sizi attırırım buradan."

"Neyse. Size iyi günler. Adresi mesaj atacağım." Ayağa kalkıp hızlı adımlarla yanımdan uzaklaştı. Kadın dışarı çıktıktan saniyeler sonra Yalın içeri girmişti. Beni gördüğünde hızlı adımlarla yanıma geldi. Saçlarımın üzerine bir öpücük bırakarak karşıma geçti.

"Hoş geldin sevgilim," dedim gülümseyerek.

"Hoş buldum."

"İyi misin? Yüzün sanki biraz asık gibi duruyor."

"Sen nereye gittin?" Öğrenmişti. Soruyu soran sesinden bile anlamıştım bildiğini. Derin bir nefes vererek arkama yasladım. Bir şey söyleyeceğim sırada garson gelmişti siparişlerimizi almak için. Belki de garsonu hemen göndermek için ikimiz de hızlı bir şeyler söylemiştik.

Kesilen NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin