Yalın ayağa kalktığında elimi tuttuğu için beni de kaldırmıştı.
"Oğlum nereye?"
"Biz bu muameleye katlanmak zorunda değiliz. Bana sürekli baskı kurmaya çalışmandan sıkıldım artık."
"Yalın," dediğimde beni dinlemedi. Öfkeyle ilerlediğinde beni de resmen peşinde sürüklüyordu. Kapıyı çarparak çıktığında elimi bırakmadan cebindeki anahtarı çıkardı. Arabayı açtığında benim tarafımı açtı. Hızla bindiğimde Kapıyı çarparak kapattı. Yanıma bindi. Arabayı sinirle çalıştırdı ve sürmeye başladı. "Yalın." Cevap vermedi. Burnundan soluyordu deyimi Yalın için yazılmış olsa gerekti. "Yalın yaptığın çok ayıptı. Özellikle de annene. Çok iyi bir anne belli ki ve oğlunun bu kadar hırçın davranmasını hak etmiyor." Hiçbir şey söylemedi. Dediklerimi duyduğundan bile şüpheliydim açıkçası. "Yalın yavaş git biraz. Korkuyorum." Arabanın hızı yavaşladı. "Yalın konuşmayacak mısın?" Sessiz kaldı. Konuşmayacağını anladığımda ben de sessiz kaldım. Araba evimin önünde durduğunda kemerimi açıp tamamen ona doğru döndüm. "Benimle gelmek ister misin? Biraz konuşuruz. İstersen susarız." Başını salladığında kemerini açtı. Arabadan indiğimde peşimden geliyordu. Kapıyı anahtarımla açtım. İçeri girdiğimde girmesini bekledim ve kapıyı kapattım. "Benim karnım acıktı, sen de açsın değil mi?"
"Biraz."
"Mutfağa geç, ben de üzerimi değiştirip geleceğim."
"Biz mi yapacağız?"
"İstemezsen biz masaya oturalım cinlerin yapıp önümüze koymasını bekleyelim. Olur mu?" Güldü hafifçe.
"Mutfaktayım."
"Hemen geliyorum." Hızlı adımlarla aşağıya inerek üzerime daha rahat bir şeyler giyerek saçlarımı dağınık bir topuz topladım. Yüzümdeki makyajı sildim. Telefonumu alarak yukarı çıktığımda mutfakta etrafa bakındıĝını gördüm. "Ne yemek istersiniz beyefendi?
"Biz bence makarnadan başka bir şey yapamayız."
"Sen benim sihirli parmaklarımı görüyor musun? Her şeyi yaparım ben. Ama, sanırım şimdilik haklısın çünkü daha fazla midemden çıkan tuhaf sesleri çekmek istemiyorum."
"Bu kadar acıktığını bilseydim yolda bir yerde dururduk."
"Kahvaltı bile etmedim. Her neyse. Şimdi bakalım makarnalar neredeymiş?" Çekmeceleri kurcalamaya başladım. Birkaç çekmeceyi kurcaladıktan sonra bulmuştum. "Buldum! Ama bir dakika." Hızla mutfaktan çıkarak alkol standından bir şarap ve iki kadeh aldım. Mutfağa döndüğümde bakışları elimdeki şaraba kaymıştı. Dudakları kıvrıldı. "Çok içmeyi sevmem ama bazen canım istiyor." Mantar tıpayı çıkarıp kadehleri doldurdum. Eline aldığı kadehi, kadehime çarptı. Bir yudum alarak yüzümü buruşturdum. Fazlasıyla sert bir şarap seçimi yapmıştım.
Yalın da kadehinden büyük bir yudum aldığında yutkundu. Bakışlarım boğazında hareket eden adem elmasına kaydığında bunu fark etmişti.
"Sert bir seçim olmuş," dedi garip bir ses tonuyla. Kadehi dikeceğim sırada izin vermedi. Hızla elimden aldı. "Çarpar. Yapma. Alışık değilmişsin."
"Bir şey olmaz. Çok içmeyeceğim zaten."
"Şişe açıldı mı dibi görülmeden bırakılmaz." Eline aldığı tencerenin içine su koyup ocağı yakmıştı.
"O hâlde yarısından fazlasını sen içeceksin." Başını çevirip bana baktığında dudakları kıvrılmıştı. Aklından ne geçiyordu bilmiyorum ama hoşuna gitmiş gözüküyordu. Suyun içine biraz yağ biraz da tuz attı. Ardından ise kadehinde kalan şarabı son yudumuna kadar içti. Ada tezgahının üzerine oturarak elime aldığım kadehin içine baktım. "Sarhoş etmesi çok kötü. Keşke tüm şişeyi içsem ama hiçbir şey olmasa."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kesilen Nefes
Teen Fiction*MAFYA KURGUSUDUR* ... Nefes Baysal güçlü iş adamı Oğuz Baysal'ın kızıdır. Yıllar öncesinden miras kalan bir gizem yüzünden Yalın Türker'le beraber hareket etmek zorunda kalan Oğuz Baysal için bu hiç de hoş bir durum değildir. Küçük anlaşmanın sonuç...