38. Bölüm : Sevmek Yetmiyor

18 1 0
                                    

Birkaç saniye yalnızca yüzüme baktı. Ardından ise saliseler içinde yanıma geldi, bir eli ensemden tuttu, beni kendine çekerek dudaklarımı öptü.

Hızla itmeye çalıştım ama izin vermedi. Tek eliyle onu itmeye çalışan kollarımı tuttu. Gözlerimden yaşlar süzülmeye başladığında dudaklarını çekmişti. Ağladığımı gördüğünde hızla kollarımı bıraktı. Yere çöküp başımı dizlerime gömdüm. Hıçkırarak ağlamaya başladım.

"Canını mı yaktım?"

"Evet," dedim öfkeyle. "Çok yaktın. O kadar çok canımı yaktın ki ben.. Bir daha bu kadar canım yanmaz sandım ama sen.. Her defasında benim canımı daha çok yaktın."

"Bak, sana hissettirdiklerimi görüyor musun? Nasıl gitmezdim ki varlığım sana böyle hissettirirken?"

"Yanılıyorsun." Başımı kaldırıp yüzüne baktım. "Beni yaralayan yaptıklarındı, varlığın ise her zaman iyileştirdi. Sadece susup yanımda olmana ihtiyacım vardı ama sen yoktun. Hiçbir zaman yoktun, bundan sonra da olma. İstemiyorum seni artık. Sevmiyorum. Git karına. Onu öp ama onu da benim gibi incitme. Yazık."

"Onu seviyor musun?" dedi yutkunarak.

"Çok," dedim. Yalan söyledim. "Çok seviyorum." Gözlerini kaçırdı. Yavaşça doldu. Gözünden bir yaş düşmeden hızla sildi. "Senden daha çok." Dudaklarını içeri doğru büktü. Yüzüme bakamadı. "Sen gittin ya, matemim çok sürmedi. Arkandan gözyaşı bile dökmedim. Şükrettim." O an tek istediğim canını yakmaktı. "Şimdi fark ediyorum da, ben seni hiçbir zaman sevmemişim. Sevdim sanmışım. Sen benim için bir yanılgıdan fazlası değilsin." Hızla yanından uzaklaşıp kilitlediği kapıyı açtım. Gözlerimden yaşlar akarken yukarı çıktım. Odama geçip banyoya girdim. Gözlerim kıpkırmızıydı. Suyu açtığımda hıçkırarak ağladım. Dakikalarca. Kendimi biraz olsun sakinleştirdiğimde yüzümü yıkadım. Toparlanıp odadan çıktım. Aşağıya indiğimde Yalın'ın dizlerinin üzerinde Cemre oturuyordu. Diğer yanında da Cem. Yalın saçlarını seviyordu Cemre'nin ve bir şeyler anlatıyordu.

"Anne," dedi Cemre beni gördüğünde gülümseyerek. Babasının kucağından inip koşarak bana sarıldı. "Teşekkür ederim."

"Ne için güzelim?"

"Babam konuştuğunuz şeyleri anlattı. Bundan sonra bizimle kalacakmış ya. İzin vermişsin. Teşekkür ederim." Bakışlarım Yalın'a kaydı. Cem ise nasıl buna izin vermiş olabilirim diye bana bakıyordu.

"Sen mutlu ol yeter," dedim saçlarını öperek.

"Mutlu zaten," dedi Cem ayağa kalkıp benim yanıma oturarak. "Babasını gördüğü için mutlu."

"Babamızı," dedi Cemre. Cem başını çevirip Yalın'a baktı.

"İçinden nasıl gelirse öyle söyle Cem. Seni zorlamam."

"Babanı," dedi Cem ikizine bakarak. Telefonum çalmaya başladığında Cemre kucağımdan kalkıp telefonumu almak için yukarı çıktı. Ardından ise mutsuz bir yüzle indi.

"Kim arıyor bebeğim?"

"Emre," dedi yüzünü buruşturarak. Yalın'ın bana baktığını hissettim. Konuşmak için uzaklaşacağım sırada Cem elimi tuttu. Cemre de yeniden kucağıma oturdu. Gitmemi istememişlerdi. Aramasını cevapladığımda bir sessizlik oldu. Cemre kulağını telefona dayadı. Cem de çatık kaşlarla dinliyordu.

"Efendim?" diyerek cevapladım aramasını.

"Nasılsın?" diye sorduğunda derin bir nefes aldım.

"İyiyim, sen?"

"İyiyim diyelim. Ben sizi merak ettim. Cem nasıl?"

"Cem gayet iyi, yanımda şu an."

"Öyle mi, onu öp benim için."

Kesilen NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin