6. Asaf

6.2K 433 36
                                    

Dedublüman- Yetemedim

Keyifli okumalar!!

*1 Şubat 2024/ 8.32*

Bütün gece uyuyamamıştım. Bir sağa bir sola dönmüş, en sonunda uyuyamayacağımı kabullenip telefonumla uğraşmaya başlamıştım. Sosyal medyada gezmiş, oyun oynamış ve en sonunda sıkılmıştım. Hatta o kadar sıkılmıştım ki bir yerden sonra test çözmeye başlamıştım. Bir yerden sonra test çözmekten de sıkılmış ve kaldığım matematik sayfasında resim çizerken bulmuştum kendimi.

Resime olan ilgim Akça ailesi tarafından her defasında baltalandığından sadece gelişigüzel karalamalar yapıyordum.

Aslına bakılırsa sadece resim çizmek istiyordum. Ne bana dayatılan mimarlığı istiyordum ne de diğerlerinin isteklerini...

Yine de o kadar uzun süre bunun olamayacağına inandırılmıştımki artık bunun olacağını da düşünmüyordum. Herhalde gelişigüzel tercihler yapar ve şansıma neresi gelirse orada okurdum.

"Anne?" Bakışlarım bir an onları görebilirmişim gibi kapıya saplandığında Yaman bir kez daha seslendi annesine. "Ne yapıyorsun?"

Annesinin sesi ise hemen kapımın önünden geliyordu. "Uyandıracaktım Simay'ı..." Sesi sona doğru kısıldı mı yoksa uykusuzluktan artık onu duymuyor muydum bilmiyordum.

"E uyandırsana o zaman? Dikilme orada."

"Kapısı kilitli." O an kısa bir sessizlik yaşandığında, "anne." dedi Yaman yeniden. Onun da sesi yakındı şimdi. "Kız bilmediği bir yerde, belli ki güvenmiyor da. Bakma öyle, yaptığı en doğrusu. Bırak uyandığı zaman yesin o da yemeğini. Olmadı kapıyı tıklat öyle kaldırmaya çalış. Kıza da kapısını kilitledi diye bakma böyle. Biz bizi biliyoruz da kız bizi tanımıyor, kendini güvenceye almak istemesi normal. Gel hadi, dırdırımıza uyanmasın."

Ayak seslerinden gittiklerini anlarken ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum. Bakışlarım önümdeki sayfaya döndü. Tabii ki de onlara güvenmeyecektim. Gerçi onlara evet sizinle kalırım dedikten sonra onlara güvenemem demem komik geliyordu ya, neyse.

Odada kalmaktan sıkılmıştım ve yavaştan gözlerim kapanmaya başlamıştı. Burada uyumak istemiyordum. Bu yüzden odadan çıktım, banyoya girdim ve elimi yüzümü yıkadım. Mutfaktan gelen konuşma seslerini duyuyordum ancak kulak asmadım. Yüzümü kuruladıktan sonra banyodan çıktım ve odaya geri döndüm. Mavi kot pantolon ve beyaz sweatshirt giydikten hemen sonra saçlarımı taradım. Kahküllerimi de yaparak odadan çıktığımda telefonumu almayı unutmamıştım elbette.

"Günaydın," dedi Seher hanım beni mutfağın kapısında gördüğünde. O, Yaman ve Ali Baran vardı masada. Kadir Bey sabah sabah neredeydi bilmiyordum.

Boş sandalyelerden birini çekip oturduğumda mırıldandım. "Günaydın."

Yaman da aynı şekilde günaydın dediğinde Ali Baran bana bakmamış sessiz kalmıştı. Neyse ki onun günaydın demesine gerek yoktu, o demese de gün ayıyordu zaten.

"Yusuf ile konuştun mu? Dün aklım onda kaldı, varmış mı sağ salim?" diyen Seher hanıma başımı salladım. Dün akşam mesaj atmıştı geldim diye. Bakayım diyerek bir fotoğraf istemiştim ve beni kırmadan atmıştı sağ olsun.

ALTIN KADEHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin