25. Küçük Çaplı Aksiyon

5.1K 393 161
                                    

Adamlar- Sarılırım Birine

Keyifli okumalar!!!!

*18 Şubat*

İlacı zehirden ayıran dozudur. Unutma Naz. İlacı zehirden ayıran dozu.

Bundan mıydı ilacın bana iyi gelmesini beklerken deliriyor olmam? Hatırlıyorum da zihnimde susmayan o sesleri, çıkardığım kaosları, yine kimsenin bana inanmamasıyla yalnız kalışlarımı... Dozu fazlaydı, ilaç içip iyileşiyorum sanarken kendimi zehirlemiştim.

Zehrimi çevremdekilere de sıçratmıştım. Ben zehirliysem onlarda zehirlenmişti ama bir tek bana deli denmişti.

"Soğuk kahve yaptım," uzun cam bardağı önüme koyan Ali Baran hemen yanıma oturmuştu. Ne ara gelmişti, bahçeye ne ara adım atmıştı da şimdi yanıma oturuyordu anlamamıştım. "Umarım seversin."

"Bu soğukta bir de soğuk kahve yapmak..." Dudak büktüm. "Senden başka kimsenin aklına gelmezdi Ali Baran." Cam pipeti dudaklarıma yaklaştırdım ve birkaç yudum içtim kahveden. "Yine de ellerine sağlık, çok güzel olmuş."

"Rica ederim," üstündeki monta daha fazla sarındı. "Üşümüyor musun bu soğukta? Ayrıca yerde neden oturuyorsun?"

"Sende yerde oturuyorsun."

"Seninle yan yana olabilmek için oturdum." diye homurdandı. "Ve kıçım dondu."

"E kalk o zaman."

İtiraz dolu bir mırıltı çıkardı. "Seninle konuşmak istiyorum." Dinliyorum dercesine salladım başımı. "Haksızım, kendimi savunmadım o günden sonra ama konuştuk Naz, gitmedin o gün. Affetmediğini biliyorum ama o halde neden gitmedin? Neden valizini içeriye götürmeme izin verdin?"

Gözlerimi kısarak baktım ona. "Sen neden ayaklarıma kapandın gitmemem için?" Bu kaba bir tabir mi olmuştu? Umursamıyordum. "Sakın bana iyi bir evlat olacağım, annem kızıyordu, babam kızıyordu mavalını okuma. Annende babanda ben geldiğim günden beri dil döküyor sana. O gün mü dinleyesin geldi onları?" Sessiz kaldı, bakışları yere çevrildi. "Dürüst olsana sen," bilmiş bir ifadeyle güldüm. "Bizzat Nazlı ile mi konuştun yoksa onunla konuşan birisini mi dinledin?" Bakışları yüzüme döndüğünde dümdüz bakıyordu suratıma. "Bakma öyle Ali Baran, geleli üç hafta oldu sayılır, az buçuk tanıdım seni. Sen Nazlı'dan bizzat bir şeyleri duymadan gelip de benden özür dileyecek adam değilsin."

"Özür dilerim," diye mırıldandı bakışlarını kaçırarak. "Naz çok geç fark ettim özür dilerim."

"Dile Ali Baran, dile." Omuz silktim. "O ifadeyi ben vermemişken özür dilemiştim Çınar'dan gecenin bir yarısı telefonun ucunda." Kendimi işaret ettim. "Ama bak buradayım." Alayla baktım ona. "Sen dile özrünü, bir faydası oluyor çünkü baksana bana."

ALTIN KADEHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin