Selamlar biz geldiiikkk!!!!
Ay bu aralar desteğiniz beni o kadar mutlu ediyor ki... İyi ki varsınız cimcimeler🥹🥹 djöxpeöe
Bazen Uçmak İsterim- Seninle Manyak Güzel Olabilirdik
Keyifli okumalar!!
✨
Eve geldiğimde görmeyi beklediğim tepki neydi bilmiyordum ancak kapıyı açtığında karşısında beni gören kadının gözlerinin dolmasını beklemiyordum. Gerçi şimdi sakin kafayla düşününce pek bir şey olduğunu sanmıyordum. Kadın düşüncesini söylemişti işte. Eğer bunu yaşayan ben değil de Çınar olsaydı gelen kişiye böyle mi olurdum yoksa daha ağır cümleler mi kurardım emin olamıyordum. Tamam cümleler doğru değildi, asla onlara hak da vermiyordum ancak bu kadın niye gözlerini doldurmuştu Allah aşkına? Tamam söylenmişti sözler, kırılmıştı kalbim ancak olup bitmişti işte. Şimdi dediğim gibi sakin kafayla düşününce ağlamamın da saçma olduğunu biliyordum. Belki de ağlamamın sebebi o kadının dediklerini öz ailemin de düşündüğünü bilmemden kaynaklıydı.
Her ne olursa olsun düşünceler değişmeyecekti ve ben yolun sonunda abimin yanına dönecektim. Bunu biliyor ve buna göre hareket ediyordum. Daha doğrusu edecektim. Bu yüzden kadının dolu gözlerle bana bakıyor olmasına, "Bir şey yok." diye cevap vermiştim. "O söylenenler yüzünden böyle bakıyorsan boşuna bakma. Kırılmadım."
"Sim-"
"Odadayım ben, biraz uyuyacağım." diyerek olumlu ya da olumsuz bir tepki vermesini kendimce engelleyerek içeri girmiş ve tekrardan bir kelime söylemeden odama girip kapıyı kapatmıştım. Pek uzun sürmeyen zaman diliminde ben testlerimin başında oturuyorken kapı çalmış ve gelen seslerden anladığım kadar Kadir Bey gelmişti. "Seher ne anlatıyor Baran?" diyen adama olanları anlatan kadının seslerini duyuyordum. "Tamam Seher'im sen niye böylesin? Ben şimdi konuşurum Simay'la, sıkma tatlı canını."
Bu cümleden yirmi saniye kadar sonra kapım çalınmış ve kapıya gelen Kadir Bey ismimi seslenmişti. Kapı kulpunu indirmeye çalışmaması ban alıştığının bir göstergesi miydi? "Efendim?" dedim gözlerimi kapıya dikmişken. Sanki onu görüyor gibi hissetmem kesinlikle akıl kârı değildi ancak yapacak da bir şey yoktu.
"Açmayacak mısın kapıyı?" başımı iki yana salladım görecek gibi. "Hayır."
"İyi bende açmanı beklerim bu yaşlı halimle. Oturayım buraya."
"Oturma yaşlıysan kapı önüne," diye homurdandım. Beni hep yaşlı olmasıyla vuruyordu hain adam.
"Otururum çünkü keçi inatlı bir kızım var," dediğinde ses tonu gülümser gibi mi çıkmıştı yoksa ben kafayı mı sıyırmaya başlamıştım anlamış değildim. "Bu yaşlı adamın kaderi de bu demek ki."
"Gitsene adam içeri!" diye seslendim ona. Beli falan mı ağrıyordu yine acaba? Adam kendi canını niye düşünmüyordu Allah aşkına? İnanma kızım, belli ki hiçbir yeri ağrımıyor. Adam Mehmet Akça'dan genç, bizi kandırmaya çalıştığına eminim.
"Gitmem, belim ağrıyor zaten. Bel fıtığım da var. Seher yerler de buz gibiymiş vallahi." kapının altındaki gölgeden sırtını kapıya verdiği belli oluyordu. "Bacağım bu aralar epey ağrıyor."
"Yaşlısın ya, tüm ağrıların sende toplanıyor olması normal."
"Evet yaşlı ve vücudu hastalanmaya meyilli bir adamım ama sen buna rağmen beni kapı önünde bırakıyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALTIN KADEH
Teen FictionGerçek ailem kurgusu!!! Hep iyi kız tarafından okuduk hikayeleri. Kız iyi niyetiyle yaklaşır ancak ailesi hep ona karşı kötüdür. Karıştırıldığı kız kaldığı ailede travmalar bırakmıştır ve asla sevilmez. Ana karakter kız da bu önyargıları kırmak için...