30. Bozuk Terazi

5.1K 435 270
                                    

Merhabalar ben geldiiimm!!!! Biraz, hayır fazla, geç kaldım ama kusura bakmayın lütfen🥹🥹 Önceden çok fazla boş vaktim oluyordu ancak çalışmaya başladım (🫠) ve bu yüzden boş vaktim artık olmuyor🥹🥹

Yine de elimden geldiğince hıphızlı atacağım bölümleri, çabamdan şüphen olmasın balım.

Neyse- Siyah(Esved)

Keyifli okumalar!!!

🌪️

*27 Şubat*

Simsiyah bir sayfaydım, birçok yazı yazılmıştı ancak hiçbiri görünmüyordu karalığımdan. Gerekeni biliyordum, ya yırtılıp atılacak ya da bilenin elinden beyaz mürekkeple buluşacaktım.

Akça'lar bilmediğinden değil, istemediğinden yırtıp atmıştı o simsiyah sayfayı. Akgül'ler ise bildiğinden değil, sevdiğinden beyaz mürekkeple gelmişlerdi.

Şimdi yapraklarımın hepsinde de nefret dolu sözler değil, mutlu bir ailede nasıl yaşayacağını öğrenmek için can atan kız çocuğunun cümleleri vardı.

"Onu ne yapacağını hâlâ anlamadım," diyen Zeliş ve yanındaki Sümeyye Kadir Bey'e vereceğim hediyeyi gören sayılı kişilerdi. Elimdeki makası masanın üstüne bıraktım ve elimdeki fotoğrafı ona gösterdim. "Olmuş mu?"

"Hâlâ ne için olduğunu anlamadım ama evet," dediğinde Sümeyye, "kafasını kestiğin kim ya?" dedi merakla.

"Şşş, sessiz olsana!" dedim kapıyı işaret ederken. Duvarlar inceydi, sesler evin her yerinden duyuluyordu valla. Bunu yan odamda Yaman ve Ali Baran güreş tutarken fark etmiştim. "Seher Hanım duymasın!"

Zeliş yanında duran yapıştırıcıyı bana verdiğinde kestiğim fotoğrafı tuvalin tam ortasına yapıştırdım. "Oldu değil mi?"

"Kafası kopuk bir fotoğrafı mı vereceksin adama?" Diye soran Sümeyye derin düşünceler içerisindeydi. "Tehdit mi ediyorsun adamı? Senin de kafanı böyle koparırım mı demek istiyorsun?"

"Allah aşkına sus Sümeyye," diyen Zeliş göz devirdi arkadaşımıza. "Naz sende bir konuş, geldiğimizden beri onunla uğraşıyorsun."

"İki gün sonra Kadir Bey'in doğum günü," diye mırıldandım. "Ve siz ona yaptığım hediyeyi görüyorsunuz şu an."

"Ben anlamadım." dedi Sümeyye hâlâ anlamsız bakışlarla beni izlerken.

"Aaa," Zeliş aydınlanmış gibi bana baktığında, "şimdi anladım!" diye devam etti. Ona kocaman sırıttığımda hâlâ anlamamış olan Sümeyye'ye bir beni bir de tuvali işaret etti. "Anlasana kızım!"

"Yok anlamıyorum." dedi Sümeyye alnına vurarak. "Anlatsanıza açık açık."

"Kalmaya karar verdim," diye mırıldandım fırçayı almaktan vazgeçerek. Ona doğru döndüm. "Gitmeyeceğim."

ALTIN KADEHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin