14. Yüzleşme

2.4K 222 134
                                    

Ben geldiiim!!! Hem de bir gün ara bile vermeden???? Hani benim aferinim????

Bu yüzden oy ve yorumda düşüş yaşamayız değil mi🥹🥹

Keyifli okumalar!!!!!

🍀

"Aslına bakılırsa aileye gerek yok hocam," cümlesini kaçıncı kez kurmuştum bilmiyordum. "Çok da acımıyor." Hayır felaket acıyor ve üzerine bile basamıyorum.  "Ben kendim de gidebilirim." Hayır gidemem çünkü adım attığım an yere kapaklanırım. "Aramasak."

"Kızım," diyordu İlknur hoca sabırla. "Ver ailenin numarasını!"

"Bilmiyorum," diye mırıldandım. Asaf bana ters ters bakmaktan geri durmuyordu. Kadir Bey'i ya da Seher Hanım'ı aramak istemediğimi anlamıştı.

"Kazık kadar çocuklar bir anne babalarının numarasını ezberleyemiyor," diye homurdandı kadın ters ters. "Telefonunda vardır numaraları. Telefonundan arayalım."

"Hocam komşumuz kendisi," dedi Baran hocaya dönerek. "Tanıyorum annesini, ben arayayım mı?" Sonunda dercesine telefonu Baran'a uzattı İlknur hoca.

"Nereden tanıyacaksın sen benim annemi?" dedim uyarı dolu bir sesle. "Şehir dışına çıktılar ya dün akşam Baran!"

"Yengen gelir o zaman," dedi bana bakmadan. Hem suçlu hem güçlüydü geri zekalı. Hayır yanarım yanarım, ben onu ittiğimde ayak bileğine bir şey olmamasına yanarım. Kırılsaydı keşke. Ne zaman böyle düşünsem dönüp dolaşıp bana geliyor beddualar. Ama olsun, bileği değil kafası kırılsın o Ali Baran'ın!

Yarın haberlerde kafamın kırıldığını belirten bir haber görürüz gibi gelsede çaktırmadım. O sırada Baran telefonla konuşmuş ve telefonu İlknur hocaya uzatmıştı. "Geliyorlar hocam."

"Naz bizim gitmemiz gerek," diyen Cihat'a, "sorun yok, beklemeniz bile saçma zaten." Diye homurdandım ve el salladım. "Yarın görüşürüz."

"Geçmiş olsun," diyerek giden birkaç kişiye el salladım ve oturduğum yerde beklemeye devam ettim. Baran, Asaf ve arkadaşları hâlâ başımdaydı. Nihat bile beni görünce bir korkmuş, endişelenmişti. "Sizde gitsenize," dedim diğerlerine bakarak. Hadi Baran gitmiyordu anlıyordum, onlar niye gitmiyordu Allah aşkına? "Beklemeyin boşuna."

"Sonunda kurdun şu cümleyi Naz'cım," dedi Emre sırıtarak. "Valla yoruldum biliyor musun?"

"Birde arkadaş olacaksınız," diye homurdandı Asaf. Emre ona göz devirdi ve el salladığında Selim ve Nihat ile birlikte gitmişlerdi.

"Boşuna kızma," diye mırıldandım yanımda oturan çocuğa. Giden üçlünün arkasından ters ters bakıyordu. "Sende git hadi."

"Aklım sende kalır," diyen çocuğa Baran bir adım atmıştı ki Sümeyye durdurdu onu.

"Yeter Baran," dedi sertçe. "Zaten senin şu agresif davranışların yüzünden geliyor başımıza ne geliyorsa. Bir dur yerinde!"

ALTIN KADEHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin