20. İtiraf

5.6K 457 138
                                    

Selamlar, ben geldiiimm!!! Nasılsınız? Umarım hepiniz iyisinizdir🥹

Bu arada bölümleri kitappad'de yayınlamaya başladım, istersen bölümleri orada da okuyabilirsin🌸💚

Burayi fazla uzun tutmayacağım, bölüm sonunda konusalım balim.

Emre Fel- Merhabalar

Keyifli okumalar!!!

🦋

"Bende anlamadım," diye homurdandım telefonun diğer ucunda beni izleyen İsmail'e. Eve gelmiş ve son olanları ışık hızında ona anlatmaya koyulmuştum. "Ama çok saçma kanka ya."

"Neyi saçma kızım? Konuşmuşlar işte konuyu."

"Öyle değil," evde sadece Seher Hanım ve ben olduğumuzdan konuyu rahatça konuşabiliyordum. "Bunlar çocukluktan beri arkadaşlarmış. Bir kızın aralarını bu kadar açabilmiş olması bir yana, bu ikisi o ana kadar hiç konuşmamışlar konuyu. Üç dakikalık bir hesaplaşma için, ne bileyim saçma geldi işte."

"Hesaplaşmayı kolay sanıyorsun herhalde geri zekalı," diye çemkirdi hemen bana. Hem kızıyor hem de cipsinden yiyordu. Resmen onun yüzünden canım cips çekiyordu şu an! "Hatırlasana okulda Sena diye bir kız vardı. Nesli ile aynı şeyi yaşamışlardı da ikisi de tek bir kelime etmeden nefret kusmuşlardı birbirlerine."

"Onlar ayrı salaktı," göz devirdim. "Ayrıca o ikisi sürekli birbirinin arkasından sallayıp yüz yüze geldiklerinde gülüyorlardı."

"İhanet dediğin konu kolay değil kanka. Bir de çocukluktan arkadaşlarmış diyorsun, kaç dakika sürerse sürsün yine kolay değil işte. Eninde sonunda konuşulmuş ve buzlar erimiş ona bak sen."

"Yani, belki de hiç böyle bir şey yaşamadığım için bana öyle geliyor olabilir. Haklısın." Omuz silktim. Konuya Fransız kalmak bazen iyi hissettirebiliyordu.

"Naz?" diye seslendi uzandığı yerden hareketlendiğinde. "Ben sana ne anlatmadım?"

"Ne anlatmadın?" derken merakla ona bakıyordum. Kesinlikle mükemmel bir dedikodu geliyordu.

"Birkaç gün önce Pars geldi yanıma," merakım dindi ve hava bir anda canımı sıkmaya başladı. Gerçi bunu yapan hava değil ismini duyduğum insanda olabilirdi ancak kestiremiyordum. "Seni sordu."

Memnuniyetsiz yüz ifadem bir an olsun değişmedi. "Ne yapacakmış beni?"

"Bilmiyorum ancak öğrenmiş senin mevzuları falan. Adresini sordu bilmiyorum diye geçiştirdim."

"Sakın söyleme," dedim oturduğum sandalyede dikleşirken. "Onunla yüz yüze gelmek istemiyorum."

"Bence barışma ihtimalini değerlendir," derken gayet ciddi görünmesi afallattı bedenimi. "Bakma öyle, onu sevmiyorum ancak senin için Çınar ile kavga ettiğini görene kadardı o."

ALTIN KADEHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin