Alandaki Gerçek Ejderha dahilerinin yüzünde gördüklerine inanamayan bir ifade vardı, gözleri yuvalarından çıkmak üzereydi.
Zhao Feng ve Tuoba Qi’nin savaşı yalnızca bunla mı bitmişti?
Üç büyük göz soyu ailelerinden biri olan Tuoba ailesinin varisiyle karşılaşan, Zhao Feng kendi göz soyunu bile kullanmamıştı.
Zhao Feng, Tuoba ailesinin varisine saldırmadan yenilgisini kabul ettirmişti.
“Göz soyu saldırılarımı tahmin ediyor, İlahi Delici Gözüm ona karşı işe yaramaz.”
Yenilgisini kabul edip dışarı doğru yürüyen Tuoba Qi derin bir nefes aldı.
Onun en ünlü yeteneği, İlahi Delici Gözden Zhao Feng kaçınabiliyordu. Savaşmanın amacı neydi ki?
“Kutsal Gerçek Ejderha Toplantısını da dahil edersek, Zhao Feng çoktan üç büyük göz soyu varislerinden ikisini yendi.”
“Yalnızca Altın Güneş ailesi henüz Zhao Feng’le savaşmadı.”
“Bu onun Üç Gözlü Azizi yenerse, şey olacağı anlamına gelmiyor mu…?”
İzleyiciler birbirleriyle tartışıyordu.
Zhao Feng Kutsal Gerçek Ejderha Toplantısında üç büyük göz ailesinden birinin varisi olan hayalet gözlü adamı yenmişti. Şimdi de, Zhao Feng, Tuoba Qi’yi yenerek, geriye sadece bir göz soyu ailesini bırakmıştı, bu aile de en güçlü olanıydı.
Tüm bunları düşünen Gerçek Ejderha dahileri beklentiliydi.
Zhao Feng ve Üç Gözlü Aziz arasındaki dövüşün kaçınılmaz olduğu düşünülebilirdi, Zhao Feng kazanırsa, “kıtadaki en güçlü göz soyu” unvanını alabilirdi.
Çay Partisi artık yalnızca Gerçek Ejderha dahileri için olan bir toplantı değildi, aynı zamanda en güçlü göz soyu unvanını kimin taşıyacağına karar veren bir şeydi.
“Jinyang Shengtian.”
Zhao Feng kıpırdamadan duruyordu. Bakışları ev sahibine ─ Üç Gözlü Azize ─ dönerken sahnede durmaya devam ediyordu. Üstünden görünmez bir savaş arzu dalgası yükseliyordu, çoğu izleyici ve dahi beklenti ve heyecan içerisinde nefesini tutuyordu.
“Beklenildiği gibi, Zhao Feng, Üç Gözlü Azize meydan okudu.”
“”Üç Gözlü Aziz kıtadaki en güçlü göz soyu ünvanını elinde tutabilecek mi?”
Tuoba Qi ve hayalet gözlü adam derin bir nefes aldı.
Zhao Feng’in meydan okumasıyla karşılaşan, Üç Gözlü Aziz kendinden emin bir şekilde yavaşça ayağa kalktı.
Alnında altın bir ışıkla ışıldayan üçüncü gözü yavaşça açıldı. Tüm bölge içerisine güçlü bir enerji yayarken tıpkı minyatür bir güneş gibiydi.
