Sınırsız okyanusun içerisinde, yüzlerce mili gören devasa bir dağ vardı.
Dağın tepesine oturmuş figürler, yüz metre genişliğindeki bir düşsel görüntüyü izliyordu.
Görüntüde gözüken şu anki manzara izleyen herkesin tüylerinini diken diken etmişti.
Sayısız koyu yeşil şeytani sarmaşık durdurulamaz bir şekilde bir sarmaşık okyanusu halinde büyüyordu.
İzleyiciler nefesini tuttu.
“Ne kadar dehşet verici. Etrafta yaşam aurası ve Gök ve Yeryüzü Yuan Qi’si olduğu sürece, Şeytani Cehennem Sarmaşığı sonsuza dek büyüyebilir.”
“Gerçekten de felaket seviye bir yasak sarmaşık olmayı hak ediyor. Eğer düzgün bir şekilde kontrol edilmezse, bir medeniyeti bile tamamıyla yok edebilir.”
Güçlü figürlerden bazıları bunları söylemekten kendini alıkoyamadı.
Bu figürler üç iki yıldız tarikatın üyeleriydi, aralarından en zayıfı Gerçek Lord Derecesindeydi, bir çok Çekirdek Köken Alemi uzmanı var.
Tabii ki de, hepsi havadaki üç görkemli figüre doğru saygılı bir şekilde bakıyordu.
Birkaç bin mil boyunca herkes bu üçlüden gelen gücü hissedebiliyordu, tıpkı üç ilahi ışık hüzmesine benziyorlardı.
Ölüm aurası yayan bir altın iskelet, saf ve kutsal bir kadın ile siyah sis ile etrafı kaplanmış şeytani bir lord.
Üç Boş Tanrı Alemi Kral.
Zamanın başlangıcından beri değişmemiş üç ilahi varlık gibiydiler.
Üç yıl onların ömürüyle karşılaştırılınca hiçbir şeydi. Bu onlar için bir saniyeliğine gözünü kapatmak gibiydi.
“Aziz Ay Tanrıça Teyze, gerçekten de o veleti durdurmak için şeytani sarmaşığı mı kullandın?”
Altın iskelet şaşırmıştı.
Üç Boş Tanrı Alemi Kralı gizemli kanyona doğru baktı. Sarmaşıkların ve Zhao Feng ile iskelet Bölüm Liderinin nasıl sarmaşıklarla uğraşmak için acele ettiklerini görmüşlerdi.
Üç Boş Tanrı Alemi uzmanı Zhao Feng’in ortaya çıkışına şaşırmamıştı.
“Bu velet Mor Aziz Harabelerine geldiğinden beri, planlarımızı mahvetti. Üstelik, hâlâ onun Çekirdek öğrencilerimizi öldürmesi olayı var. Sadece Saf Ay Ruhani Tarikatının düşmanı olmak bile, ağır bir bedel ödemesi için yeterli.”
Aziz Ay Tanrıça Teyzenin sesinde bir soğukluk vardı.
Zhao Feng harabelere döndüğü an, üç tarikat bunu sezmişti.
Aziz Ay Tanrıça Teyzenin yanında boğa büyüklüğünde dev bir akrep vardı, akrebin soğuk kırmızı gözleri diğer herkesin kanını donduruyordu.
