Mahkeme bitmişti eve dönmüştük bugün akşama doğru Azad ve Baran'ı da serbest bırakacaklardı. Şimdi evde tatlı bir bayram telaşı vardı. Hakikaten bayramada bir hafta kadar kalmıştı. Ne güzeldi bu birer hafta arayla iki bayram yaşayacaktık.
Nurhan anne içeri girer girmez heyecanla Selime ablayı çağırdı. "Selime, Selime hemen gel kız."
Selime abla mutfaktan elleri ıslak bir şekilde çıktı aceleyle ve koşarak. "Buyrun hanım ağam iyi misiniz, noldu, ne bu telaş?"
Kadın panikle ard arda soruları sıralayınca güldü annemde "iyiyim iyiyim çok şükür akşama oğlanlar gelecek onun için bir şeyler hazırlayalım. Esma nerde hem?"
Hakikaten Esma bugün nerdeydi? Bu aralar çok sık görmez olmuştum onu da. Selime abla "üst katta temizlik yapıyor hanım ağam."
"İyi iyi işi bitince gelir zaten hadi Yeşim'i de çağırın hep birlikte mutfağa kızlar."
Yeşim de odasının kapısını açıp bize doğru geldi. "Geldim anne geldim. Ne oldu abimlerin davası?"
"Kazandık kızım abinleri akşama doğru avukatla salıcaklarmış. Hadi iftara hazırlık yapalım bizde."
"Olur annem yapalım."
Hep birlikte mutfağa girdik Nurhan anne aşcı edasıyla ve ciddiyeti ile talimatları vermeye başladı bile. "Tavuk haşlayın akşama güzel suyuna pilav ve çorba yaparız. Sonra onları didikleyip soğanla kavururuz. Karnıyarık çok sever bizimkiler karnıyarık yapalım. Tatlı yap sende Yeşim."
"Tamam anne hallederim."
"Hadi kızlar hadi, Zeynep sen sebzeleri soymaya başla. Selime sende tavuğu ayır haşla. Bende patlıcan közliycem sonra birde börek açarız sahura da iftara da."
Herkes bir yerlere dağılmıştı dört koldan iş yapmaya başlamıştık. Bende buzdolabından ve kilerden sebzeleri alıp güzelce yıkadım ve önüme bir çöp poşedi birkaç leğen çıkarıp başladım işe."
Karnıyarık içi için domates, biberi diğer yemekler için ise patates, tavuk ve soğanı doğramaya başladım. Nurhan anne nerdeyse 2 kilodan fazla patlıcanı közledi ve tepsiye dizdi sonra yanıma gelip soğanları ve biberleri kıymayı kavurduğu tencereye ekledi. Üzerine baharat ve domatesini, salçasını koyup patlıcanların içini doldurmaya başladı. Bana baktı "bunlarla da köz salata yapalım kızım."
"Olur annem nasıl istersen."
Avludaki taş fırını yakmak için bana ve Yeşime talimat vermişti Nurhan anne bizde avluya çıktık. Yazın başlarındaydık ve hava o kadar sıcak olmasada içeride fırın yakarsak bu gidişle yanardık. Bende ilk önce kalın odunlardan aldım Yeşimde üzerine bahçeden bulduğu dalları ve birkaç parça kağıdı koydu kibriti yakıp içine attım ve tutuşmasını bekledim.
O sırada Yeşim konuştu heyecanla "yenge ben sana bir şey diycem ama aramızda."
"Saçmalama kız kime söyliycem zaten."
"O da doğru da heyecan işte. Yasin abi benimle dün akşam konuştu. 'Birlikte çarşıya gidelim mi?' diye sormuştum o da dün bayramdan önce gidelim dedi."
"Ay hadi hayırlısı kuzum. Valla çok sevindim."
Daha bir şey diyemeden Nurhan annenin sesi mutfaktan geldi. "Kızlar ateşi mı buldunuz hadi alın bunları da fırına götürün hızlı."
Tepsilerin ikisinide fırına koyduk. Yeşim tel kadayıfı ve peyniri aldı. "Ne yapıcaksın?"
"Künefe"
O tepsilerle yağ sürüp kadayıfı dizdi ve üzerine bastırıp tuzsuz peynirden biraz biraz koydu, üzerine de yine kadayıf koydu. Bunları kızartıp şerbet dökecekti şimdi kızartsa bile şerbeti akşam sıcak sıcak dökeceği için hazırladığı tatlıları büyük bir tepsiye koyup dolabın üzerine kaldırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köy Aşkı
Fiksi RemajaKöyün ağası ve hizmetçinin kızı arasında 2000lerde geçen bir aşk hikayesi. Azad annesinin ısrarları üzerine önüme gelen ilk kızı sana gelin diye almazsam der ve odaya o gün annesine yardım etmek için gelen Zeynebin girmesiyle gelinini bulur. Hırçı...