-Selin Hanım. Tren yolculuğunu çözmüşsünüz.
-Evet. İlk bindiğimde kafam çok karışmıştı.
-Selametle, o halde. Kendinize iyi bakın.
-Hoşça kalın Fehmi Bey. Hoşça kalın Ali Fuat Bey. Hoşça kalın Oktay Bey.
-Hepsine teker teker sarıldım. El sallayıp trene bindim.Gene şu tahta valizleyim. Ayrılmaz bir ikili olduk. Bu sefer döpiyes falan giymedim. O neydi öyle ııyyy. İstanbul'a gittiğimde üzerime giydiğim pantolonum ve kazağım var. Ve kabanım.
Yeni bir tren seferi başlamış. Ankara'da inip, sonra direk Bozbeyli'ye giden bir express trene bineceğim. Tren biletleri de değişmiş. Bu sefer üstünde detaylı yazıyor her şey.
Boş bir kompartıman buldum. Artık yanıma gelen kim olursa gayet de düzgün sohbet edebilecek kıvamdayım. Saçlarımın şekli bozuldu sabah. Papaz gibi uyandım resmen. Sağlam bir duş aldım. Ama bu model düz saça hiç gitmiyormuş. Uzatacağız gene mecbur.
Tren hareket edecek az sonra. Tam yerime yerleşmiştim ki kompartımanın kapısı açıldı.
Sevgili nişanlım!!!!
Ayağa kalkıp hemen ona koşturdum. Birbirimize sımsıkı sarıldık. Salim yanaklarımı öpüyordu.
-Oh bee. Sonunda şöyle sevip koklayabildim seni.
-Nasıl buldun beni sen ya?
-Ondan kolay ne var? Bizimkileri akşam otobüsle gönderdim. Askerlik arkadaşımı ziyaret edeceğimi söyledim. Burada kaldım gece. Zaten Ankara'ya tek tren gidiyor onbirde. O da bu. Sizi gördüm uzaktan ikinci mevkii aldınız. Ben de gidip aldım.
-Nasıl plan bu ya? Sen benimle yolculuk etmek için mi yaptın bunu?
-Ne sandın küçük hanım? Benim adım Salim. Ben kafama koyduğumu yaparım. Nasıl da verdiler seni bana, ordan pay biç.
-Hâlâ takım da duruyor üstünde.Salim önüne düşen bir tutam saçı geriye attı. Utançla gülümsedi.
-E olsun o kadar.
-Üşümedin mi gece?
-Duymamış olayım.Hâlâ birbirimize sarılmıştık. Tren birden hareket etti. Dengemiz şaştı. Hemen yanyana oturduk.
Sevinçten kafayı yiyorum. Bu adam benim için, benle yalnız kalabilmek için nasıl da fedakâr davranıyor. Ona olan sevgim taşıyor sanki.
Kompartımana nedense başka biri gelmedi. Tren sakin. Artık insanlar tren yolculuğunu bırakıyor, belki de.
Biletleri kontrol edip gitti görevli. Bize baktı, gülümsedi. Kesin çifte kumrular diye dalga geçmiştir. Umrumda da değil. Sevdiğim adam şuan benimle beraber. Ve biz yolculuk yapıyoruz.
Elini omzuma attı. Ben de kafamı göğsüne yasladım. İkimiz de sağ elimizi kaldırdık. Yüzüklerimize bakıp güldük. Tekrar sarıldım ona.
-Bana baak. O elbiseyi Bozbeyli'de giydiğini görmeyim. Babam dün değişik baktı. Artık ailemize gireceksin. Ne giydiğine, nereye gittiğine, ne yaptığına dikkat et.
Şaşkınlıkla kafamı kaldırdım bir anda.
-Ne?
-Diyeceğimi sandın değil mi? Hahahaha.Bir anda kahkahalara boğuldu. Ama ben gülemiyordum. Ne alaka yaa? Zoraki gülümsedim.
-Evet... Öyle sandım.
-Aslında babam aynen bu şekilde söyledi dün bana.
-Eee?
-Karı benim karı değil mi? Okumuş kadının nerede ne yapacağını, ne giyeceğini sen daha mı iyi bileceksin? Karışma bize dedim.
-Karı mı?
-Ne oldu hanfendi?Gülmeye başladım. Sinirlerim bozuldu. Şimdi koca delisi karı oldum işte. Aferin Salim'e ya bu arada. Korumuş beni. İşte erkek dediğin böyle olmalı.
-Ama sen gene de çok fazla açılıp saçılma olur mu benim cennet kokulum. Sana laf söz ederlerse ben bu ilçenin dumanını attırırım. Durduk yere papaz olmayalım milletle. Benim sana her zaman güvenim tam zaten.
-Benim de sana öyle.
-Sahi, hiç sevgilin olmadı değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN ZAMANSIZ YOLCULUĞU ❤️
Ficción General1 #zamanyolculuğu Siyah beyaz fotoğraf... Salim... Kamyon... Bu fotoğraftaki adamı bulmak için, ne çabalar harcadım. Bu fotoğraftaki adama aşık oldum. Bu fotoğraf yüzünden kendimi riske attım. Bu fotoğraf yüzünden zaman yolculuğu yaptım. Bugün bur...