24. Bölüm

38 7 1
                                    

-Ben geldiiiiimmm.
-Kızııım!!!!! Nazlı'm!!!

Hatice teyze bana sımsıkı sarılıp şapır şupur öpmeye başladı. Koca Şaplak hâlâ oğlundaymış. Daha gelmezmiş. Üff gelmesin zaten, çekemeyeceğim onun mahkeme duvarı suratını.

Salim çantaları içeri getirdi. Hatice teyze onu da içeri buyur etti.

Hep beraber oturduk. Sobanın üzerinde mis gibi çay kaynıyor. Boruya asılmış askılıkta bir kaç kıyafet kuruyor. Koca Şaplağın fanilası galiba.

Hatice teyzeyle yan yana oturduk. Salim karşımıza geçti.

-Ah yavrum. Nasıl üzüldüm siz hastalanınca. Maşallah iyi gördüm sizi şimdi. Salim oğlum, yanlış anlamayın nişan töreninize katılamadım. Ne olur kusuruma bakmayın. Ama Hüseyin hocan geldi gene de.
-Yok ablam, olur mu? Ben anlıyorum seni.

Hatice teyze içeri gitti. Elinde bir saat , bir de bilezikle geldi.

-Teyzem ne gereği var...

Sözümü tamamlayamadan Salim ile göz göze geldim. Söylediklerimi yuttum geri. Gene yanlış anlayacak. Ayrıca o bir gitsin de hele, Hatice teyzeme soracak biiiir sürü sorum var.

İkimiz de kalkıp teyzemin elini öptük. O da bizi öptü. Kız tarafı da değil oğlan tarafı da. Ama mutluluğumuzun mimarı kesinlikle. Öyleyse her iki taraftan da diyebiliriz.

Bileziği bana taktı. Saati de Salim'e.

-Her şey apar topar oldu kuzum. Artık yavaş yavaş hazırlıklara başlasak iyi olur.

Kafamızı salladık. Çok acayip bir süreç bekliyor galiba bizi.

Salim, teyzemin elini tuttu.

-Ben çıkayım abla, bizimkiler merak eder.
-Çay içseydik Salim oğlum?
-Başka zaman inşallah.
-Doğru, yol yorgunusunuz. Evine geç de dinlen hadi. Ben de Nazlı'nın valizini yerleştiririm.

Sevdiceğimi kapıya uğurladım. Kapı açık vaziyette onu bekliyorum. Ayakkabısını giyiyor. Hatice teyze mutfağa gitti galiba. Bardak mı hazırlıyor?

Tam mutfakta olduğundan emin olup, bardakları hazırladığını anlamışken kafamı Salim'e çevirmemle, yüzüyle karşılaştım.

Dudaklarıma hızlı bir öpücük kondurdu. Yaramaz çocuk gibi güldü.

-Haydi ben gidiyorum sevgilim. İyi geceler.

Hemen arkasını dönüp koşar adımlarla uzaklaşmaya başladı.

Koca Şaplağın köselesinin birini arkasından fırlattım.

-Ya Saliiiiiiim!!!!!!!!!

Ayakkabı yanından geçti gitti. Gülerek bana baktı ve geri uzaklaştı. Ben de gülümsedim.

Tövbe estafurullah ya.

Deli bu oğlan.

Kapıyı gülümseyerek kapattım.

************

-Hatice teyze, madem her şeyi biliyordun, neden hiç ima bile etmedin? Ko....Şey... Hüseyin hoca ima etmiş bana bir kaç kez.

Adama Koca Şaplak diye diye gerçek adını unuttum.

Hatice teyze sobanın yanında yere oturmuş, çay dolduruyordu. Bana baktı.

-Kızım, ben de istemezdim böyle öğrenmeni ama, bir yerde de mecbur kaldık.
-Nasıl?
-Ben sana baştan anlatayım istersen.
-Valla anlat benim hiç aklım almadı.

AŞKIN ZAMANSIZ YOLCULUĞU ❤️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin