Donup kaldım. Daha yeni yeni iyileşiyor gibiydim ben ya. Başım döner gibi oldu. Asansörün duvarını tuttum:
-Siz ciddi misiniz ya?
-Evet, genel sağlık durumunuz incelenirken, biz de Tuğba hocam ile odamda bir görüşelim.Asansör bodrum kata geldi. Ben tek indim, onlar geri yukarı kata çıktılar. Ben asansörden iner inmez iki asistan kız koluma girdi. Etrafıma uzaylı gibi bakıyordum.
-Selin Hanım hoşgeldiniz. Biz de sizi bekliyorduk. Hemen şuraya geçelim. Damar yolu açılacak. Önce üzerinizdeki her şeyi çıkarıp şu önlüğü giyer misiniz?
Verdikleri önlüğü giydim. Kendimi çok tuhaf hissediyorum. Hâlâ durumun ciddiyetini kavrayamamış haldeyim. Aklım annemde. Beni merak ederse? Akşam eve dönmeyince ne olacak? Bari yalanıma babamı ortak etmeseydim keşke. Şimdi ikisi birden telaşlanacak, kim bilir ne tartışmalar yaşanacak? Ölesiye bir korku kapladı içimi. E, tamam da, bizi kapı dışarı etmişlerdi, neden geri çağırıp, beni tam da istediğim yıla göndermek istiyorlar?
Koluma açtıkları damar yolundan kan alıp beni diğer bölümlere yönlendirdiler. Röntgen ve MR çekildi, birbiri ardına raporlar çıkıyor, asistanlar beni ordan oraya götürüyor. En son psikiyatriste geldi sıra. Kendimden bahsettim.
Psikiyatrist bana zaman yolculuğundaki ısrarımı sordu. Toplantıda yaşananlar kulağına gitmiş diye düşündüm. Ailemi de sordu önce tabi. Ben de ailemi anlattım."Annem tek çocuktu. Babası ise o doğmadan önce ölmüş. Anneannem tek başına büyütmüş annemi. Anneannem vefat ettiğinde annem öyle feryat figan ağladı ki onu sakinleştiremedik. Kimseleri yokmuş anlattığına göre. Çok zorluk görmüş. Ona göre bu dünya çok acımasız ve tehlikeli. Babamın ise 3 kardeşi var. En büyükleri babam. Babam dedeme gençken kırtasiyede yardım edermiş ve kardeşlerine okuması için destek olmuş. Böylelikle de amcamın yurtdışında, halamın da yurt içinde bir üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışmalarına vesile olmuş. Akademik kariyere ve eğitime çok önem verir babam. Sonra da dedem vefat edince kırtasiyeyi diğer amcama devredip özel okulu kurmuş.
Bana bazen konusu açılınca "Şu küçük amcan okumamaya direndi resmen. Ne yaptıysam dedenle beraber, onu bir türlü okula ısındıramadım" derdi. En azından dedemden yadigâr işi devam ettirmesine de şükrediyor babam. Okula ortak etmek istemiş ama amcam kabul etmemiş. Babama zıt gitmek huyu sanki.
Anneannem ve babaannem birbirlerini hiç sevmezlerdi. Bir kaç yıl arayla vefat ettiler. Anlatılana göre, annem lisedeyken babamı kırtasiyede görüp, birbirlerine aşık olduklarında, anneannem ortalığı birbirine katmış. Babam, annemi küçük yaşta kandırmış ve önünü kesmiş güya. Aralarında yaklaşık olarak 10 yaş var. Görüşmelerine uzunca bir süre izin verilmemiş. Babam annemle evlenmekte ısrarcı olup da anneannemi ikna edene kadar, annem 20 yaşına gelmiş bile. Ama babaannem o vakitler anneannemin yaptıklarına çok kızardı. Gıcık olurdu ona. Babam annemle evlendikten sonra annemin eğitimine devam etmesini sağlamış ve iki yıllık bir bölüm bitirmesine de yardımcı olmuş. Ama annem çalışmak istememiş. Babam da bu konuda üzerine gitmemiş. Zaten annem uzunca bir süre çocuk sahibi olamayınca da, bu durum her iki tarafın daha da gerilmesine sebep olmuş. Herkes karşı tarafı sıkıntılı görmüş, iki insan evlenip bir aile olmuşlar, bırakalım da kendi problemlerini çözsünler dememişler anlayacağınız. Bereket versin ki babam, annemi asla bırakmamış, sonuna kadar destek olmuş, herkesin çenesini de bir şekilde kapatmış. Özel okulu da tam o sıralarda kurmuş.
Annem ağlayarak dua eder, çocuk sahibi olmak için yalvarır, adaklar adarmış. Tedavi olup bir çok başarısız tüp bebek girişimlerinden sonra da ben doğmuşum. Biriciktim, tektim. Her türlü imkâna sahip bir çocuktum. Ama içimdeki boşluk duygusu geçmiyordu benim. Kimseyle arkadaşlık edemiyordum. İnsanlarda beni iten bir şeyler vardı. Yapayalnızdım hep. Kardeşim de yoktu. "Kardeş istiyorum" diye ağlardım bazen. Ancak ben doğduktan sonra annemin tekrardan anne olma şansı kalmamış. Çok riskli geçen bir hamilelik ve zor şartlar altında dünyaya gelmişim. Ben bile çok zor olmuştum. Daha bir de ne kardeşi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN ZAMANSIZ YOLCULUĞU ❤️
Ficción General1 #zamanyolculuğu Siyah beyaz fotoğraf... Salim... Kamyon... Bu fotoğraftaki adamı bulmak için, ne çabalar harcadım. Bu fotoğraftaki adama aşık oldum. Bu fotoğraf yüzünden kendimi riske attım. Bu fotoğraf yüzünden zaman yolculuğu yaptım. Bugün bur...