Sevinçten havalara uçuyorum. Sonunda beee. Allah'ım şükürler olsun. Hayatım için önemli bir karar aldım ve bunu gerçekleştirmeye gidiyorum şuanda.
Fakat annemin sözleri beni fazlasıyla şüpheye düşürdü. Gerçekten böyle bir şey olabilir mi? Ama olsa mutlaka fark ederdik. Annem samimiyeti yanlış yorumlamış olabilir mi? Benim canım arkadaşım babasız büyümüş, zorluklarla bugünlere gelmiş birisi. Benim babamı da kendi babası yerine koyduğunu düşünüyorum. O sebepten ötürü bu yakınlığı bence annem kafasında farklı yorumluyor.
Ama ya dediği gibiyse? Böyle şeyleri soramam, ayrıca annem de bana söz verdirdi. Demek ki o da emin değil ve insanların günahını almaktan çekiniyor olabilir. Her ne olursa olsun, bu durumun olma ihtimali bile, annemin kendine dönüp bakmasına ve empati kurmayı başarmasına sebep olmuş.
Eğer gerçekten böyle bir şey varsa, ikisini de ömür boyu affetmem. Babam tamamen gözümde bitmiş bir adam olur. Ayrıca, senelerce benim kahramanım olarak gördüğüm babacığım, hayatımı tamamen gözden geçirmeme neden olacaktır. Bunun yüküyle başa çıkamam.
Öte yandan Tuğba? Her zorluğumda yanımda olan, benim Salim'e kavuşmam için çaba harcayan, bu kadar sıkıntıdan beni kurtarıp, hâlâ da benim mutlu olmam için çabalayan canım arkadaşım ne olacak? Ya babamı manipüle edip baştan çıkardıysa? Zaten annemle arası iyi değildi babamın. Tamam da yahu, benim babam gerizekalı mı, iradesiz mi?
En iyisi sessiz kalıp gözlem yapmak. Kimseye iftira atmaya gerek yok. Bence annem kafasında kuruyor tamamen.
********
Eve gittik. Eşyalarımızı topladık. Herkes dört koldan bana yardımcı oluyor. Tayinimin çıktığı lise, ilçenin girişinde bulunuyormuş. Babam kaymakamla görüşüp geleceğimi haber verdi. Ev bulacaklarmış bana. Gidip bizzat kendim görmek istediğimi söyledim. Ona göre karar verip eşyalarımı taşımam için geri dönmem gerekecek galiba.
Acaba neler değişti Bozbeyli'de bu kırk yedi yıl içerisinde. Beni tanıyan çıkar mı mesela çok merak ediyorum. Bence çıkmaz. Çünkü fotoğraflanmadım hiç ve geleceğe kanıt bırakmadım. Ama gene de şüphedeyim.
Valizime kıyafetlerimi sıkıştırırken Tuğba saçlarıma baktı. Bir tutamı eline aldı. Nedense ürperdim. Salim'den başkası dokunmasın bu saçıma ya.
-Şimdi fark ettim.
-Neyi?
-Kızım, senin saçların ne kadar uzamış böyle? Bence kuaföre gidip güzel bir model yapalım.
-İstemiyorum.
-Ya haydii.. İnat etme, hem bu sana da iyi gelecektir. Boyatırız da.
-Kesinlikle boyatmam.Annem elindeki işi bırakıp bize döndü.
-Ne idüğü belirsiz kimyasal şeyleri kafanıza sürmeyin. Çok zararlı.
Tuğba anneme gözlerini devirerek baktı. Saçındaki pembe tutamı gösterdi.
-Zehra Hanım, bakın bende de var boya. Hiç de bir şey olmadı. Bitkisel saç boyaları da var. Hint kınası da. Neden kızıyorsunuz ki?
Birden bir şeyi hatırlamış gibi düzeltti kendini annem.
-Neyse, Selin istiyorsa yapsın. Ben karışmıyorum.
İçeri gitti. Sanırım Melek teyzeme yardım edecek. O da mutfağı toparlıyor galiba.
Tuğba bana döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN ZAMANSIZ YOLCULUĞU ❤️
Fiction générale1 #zamanyolculuğu Siyah beyaz fotoğraf... Salim... Kamyon... Bu fotoğraftaki adamı bulmak için, ne çabalar harcadım. Bu fotoğraftaki adama aşık oldum. Bu fotoğraf yüzünden kendimi riske attım. Bu fotoğraf yüzünden zaman yolculuğu yaptım. Bugün bur...