-Selin Hanım, sizi aradım bir kaç kez ama telefonunuz meşguldü. Haberleri gördünüz değil mi?
-Evet. Çok kötü oldum. Fehmi Bey, gerçekten insanlar benim yüzümden zarar görüyorsa, cidden dönmeli miyim sizce?
-Size ne demiştik?
-Ne dediniz?
-Yaşanan her olayda, kendinizi suçlamayı bırakın demedik mi?
-Anlamadım?
-Selin Hanım. Bunları sonra konuşuruz. Size verdiğim adrese bir an önce gelseniz iyi olur. Biz... Burada, bayağı kalabalığız.
-Anlamadım, siz üste değil misiniz?
-Hayır. Ayrıldık oradan. Hemen gelirseniz eğer size son kez yardımcı olabiliriz. Sonrası için neler yapacağımızı düşünürüz.
-Fehmi Bey, size güvenebilir miyim? Beni geri göndermek için kurulan bir plan mı bu?
-Eğer, bu dediğiniz gibi olsaydı Selin Hanım, burada insanlar teker teker ölmeye başlamazdı. Lütfen diyorum size. Sahte babanız olabilirim, ama şu bir gerçek ki ben sizi öz kızım gibi sevdim. Ne olur buna inanın ve bir an önce yanıma gelin. Size yardımcı olmak istiyoruz.
-Peki...Adresi aldım. Adana'da bir yer. Trenle yola çıksam, bir kaç saatte orada olurum. Salim'in olmaması açıkçası işime geldi.
Yola çıkmam lazım. Yan tarafa geçtim.
-Teyzee, evde misin?
-Ne oldu kızım?Hatice teyze mutfaktan çıkıp yanıma geldi. Heyecanla konuşmaya başladım.
-Teyze, Fehmi Bey aradı. Yanına gelmemi söyledi.
-Nasıl yani, üsse mi çağırıyor?
-Hayır, farklı bir adres verdi. Bana yardımcı olacaklarmış. Oraya hemen gitmem lazım.
-Çabuk hazırlan o zaman.Üzerimi alelacele giyindim. Çantamı kaptığım gibi istasyonun yolunu tuttum.
***********
Yolculuk kısa sürse de aklımda yer eden endişeler inşallah son bulacak. Fehmi Bey ve ekibine güveniyorum. Adres elimde. Umarım beni gören olmaz.
Trenden iner inmez bir taksiye atladım. Taksiciye kağıdı uzattım.
-Şu adrese gitmem gerekiyor.
Adam adresi inceledi. Kağıdı bana geri uzattı. Hiç konuşmadan sürmeye başladı.
Hayatımda Adana'da bulunmadığım gibi şimdi de eski Adana'ya bakıyorum. Sıcak. Felaket sıcak. Güneşe ateş ettikleri kadar varmış valla bu memlekettekilerin.
Ara sokaklardan geçtik. Havalimanına yakın bir yerde beni indirdi. Parayı uzatıp indim.
Etrafıma bakıyorum. Hani neredeler? Allah'ım inşallah bu beni geri götürmek için kurulan bir plan değildir.
Birden bir el kolumu tuttu.
-Benimle gelin.
Mühendis Hayri bu. Şoka girdim. Ne işi var bunun burda? Fehmi Bey ve ekibi ile beraber o da çıkmış.
Bir apartman dairesine girdik. Hiç konuşmadık. Korkuyorum. Neler oluyor ya?
İçeri soktu beni. Gördüklerim karşısında şoka uğradım.
Etraf ana baba günü. Tüm Türk heyet üyeleri burada. Başbakanlık konutunda gördüğüm tanıdık yüzler. Beni görünce hepsi sevinçle bana koşturdu.
-Nihayet geldiniz. Lütfen oturun. Sizi bekliyorduk.
Heyecanla gösterdikleri koltuğa oturdum. Karşımda en az 10 15 kişi var. Hepsi de bana bakıyor. Biraz rahatsız hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN ZAMANSIZ YOLCULUĞU ❤️
General Fiction1 #zamanyolculuğu Siyah beyaz fotoğraf... Salim... Kamyon... Bu fotoğraftaki adamı bulmak için, ne çabalar harcadım. Bu fotoğraftaki adama aşık oldum. Bu fotoğraf yüzünden kendimi riske attım. Bu fotoğraf yüzünden zaman yolculuğu yaptım. Bugün bur...