Halil amca ve Fadime teyze Eryaman'da indiler. Salim çantalarını indirip geri geldi. Bize aşağıdan el salladılar. Biz de pencereden onlara el salladık. Tren hareket etti.
Yerime oturdum. Eski zamanda ne kadar kolaymış, birileriyle konuşmak, tanışmak, sohbet etmek. Benim zamanımda da herkes asık suratıyla metroda köşe kapmaca oynuyor. Kimseye güven kalmadı ki. Yanındaki adamın terörist mi, sapık mı, dolandırıcı mı olup olmadığını bilemiyorsun ki.
Salim elimi tuttu gene. Ayakkabılarıma baktı.
-Şu ayakkabılarla kışı çıkarttın he.
-Valla öyle oldu.
-Nasıl da yaralanmıştı ilk karşılaşmamızda. İçim parçalandı seni öyle görünce.
-Pek öyle davranmamıştın ama?
-Nasıl davrandım da?
-Benimle nasıl uğraştığını hatırlamıyor musun?
-Asıl sen benle uğraştın be. Ağzından kerpetenle aldık lafı nerdeyse. İnatlaştın söylemedin niye bizim ilçeye geldiğini.
-Sen de bana teyze diyip dalga geçtin ama.
-Yerim o teyzeyi ben.Yanağıma bir öpücük kondurdu.
-Ama şimdi ilçe çok soğuk ve karlı. Daha kapalı bir şey yok mu?
-Botlarım vardı....Sözümün gerisini bile dinlemeden tahta valize uzandı. Upuzun boyuyla hiç çabalamadan nasıl da alıverdi valizi ama. İzle izle bitmiyor şu vücut ya. İçim tuhaf oluyor.
Valizi açıp botları çıkardı. Çoraplarımı buldu. Önüme çömelip ayakkabıları çıkardı.
-Salim, ne yapıyorsun canım ben giyerim.
-Alıştırma yapıyorum.
-Ne için?Göz kırptı. Neye alıştırma bu?
-Belkiii... İlerde ayakkabını kendin giyemeyeceğin zamanlar da gelir. Şimdiden alıştıralım kendimizi değil mi?
Ben gene anlamadım."Haa" diyen kedi gibi gibi suratına bakıyorum. Elini sağa sola çevirdi.
-Gene anlamadın değil mi? Hocam aloo... Orada saat kaç?
Yok ben gene anlamıyorum. İleride nasıl kendi ayakkabımı giyemeyecek durumda olabilirim ki?
Ben idrak etmeye çalışırken Salim çoktan ayakkabımı giydirip valizi geri yerleştirmişti bile. Yanıma oturdu.
-Jeton köşeli sende.
-Şey.... Nasıl?Bir anda kolunu arkamdan dolayıp sarıldı. İki elini de karnıma koydu.
-Hanfendi... Biz nişanlı değil miyiz?
-Eee?
-Evlenmeyecek miyiz?
-Yani?
-Çocuğumuz olmayacak mı?Birden çığlık attım.
-Aaa? Sen hamile kalacağım günleri hesaplıyorsun yani, şimdi anladım.
-Ha şunu bileydin be.Şaşkınlıktan ağzım açık kaldı. Salim gülmeye başladı gene. Rüyalandığım aklıma geliyor. Tahrik oluyorum. Sil hafızandan şunu be kızım.
-Adamın aklını böyle alırım ben işte. Şekerin düştü senin iyice ya. Hahahahaha. Nasıl da kaldın öyle?
Birden gülmesi durdu.
-Peki acaba bende akıl var mı?
-Anlamadım?
-O kadar yolculuk ediyoruz biz neden yemek yemek aklımıza gelmedi?İnsan aşık olunca yemek yemeyi de unutur çünkü.
-Acıkmadım ki.
-Olur mu canım? Birazdan Ankara'da ineriz. Yiyecek bir şeyler alırız. Aç acına olur mu?
-Peki madem.
-Sana akılsız olduğumu söylemiş miydim?
-Galiba...
-Sağol ya. İnsan benim erkeğim çok akıllıdır falan der.
-Benim erkeğim çok akıllıdır.
-Bırak ya. Ben dedikten sonra mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN ZAMANSIZ YOLCULUĞU ❤️
Ficção Geral1 #zamanyolculuğu Siyah beyaz fotoğraf... Salim... Kamyon... Bu fotoğraftaki adamı bulmak için, ne çabalar harcadım. Bu fotoğraftaki adama aşık oldum. Bu fotoğraf yüzünden kendimi riske attım. Bu fotoğraf yüzünden zaman yolculuğu yaptım. Bugün bur...