14. Bölüm

41 10 0
                                    

Hatice teyze elindeki torbaları fırlatıp bana döndü. Hemen Azmi ile beni tezgahın arkasına götürdüler. Azmi elindeki kırmızı maşrapa ile su uzattı. Burnumu yıkadım iyice. Kan biraz durmuştu. Burnumu mendille kapadım. Hatice teyze tekrar su doldurmaya gitti. Azmi'ye döndüm.

-O... İyi mi?
-O deliyi boşverin hocam. Siz iyi misiniz?
-Ben iyiyim Azmi. Ne yapacak Kayseri'de?
-Uzun zamandır kafasına koyduğu bir işi.
-Ne o? Pazarı bırakıcak mı?
-Yok ya nereye bırakıyor.
-Şu kız meselesi mi?
-Şeyy.... Eee... Ben bi müşteriye bakayım.

Hatice teyze elinde suyla geri geldi. Azmi tezgaha gelen müşterilerle ilgilenmeye devam etti.

Burnumu yıkarken Elmacı Ömer bizi izliyordu. Kafasında bir takke ile upuzun gri bir sakalı var. Koca Şaplak yanında melek kalır adamın bakışlarından. Suratına ben de sert bir bakış attım. Gel de bana vursana sıkıyorsa. Şerefsiz. Senelerini karısını çocuğunu dövmeyle geçirmiş bu adam, bu saatten sonra dindar olsa ne olmasa ne. Allah biliyor ya.

Keşke zaman makinesinde az daha geriye gidip şu adamı bulup cezasını verseydim. Nerden bileyim?

Hatice teyze kulağıma fısıldadı.

-Bakma o tarafa kızım.

Tam yüzünü benden uzaklaştırmıştı ki bir ses duydum dibimde.

-Vah vah. Hoca hanım. Ne oldu sana? İnce hastalık mı bu? Kara sevda mı? Evlendirseydik seni bir keşke.

Kafamı çevirmemle tam dibimde Naime karısını gördüm. Hatice teyze cevap verdi.

-Naime, işine bak kızım.

Tepem atmıştı. Ne sinir bozucu kadın ya. Kardeşi okulda bi dert, bu burda.

-Naime Hanım, beni daha kötü konuşmak mecburiyetinde bırakmayın. Kiminle evleneceğim de kimi sevdiğim de sizi ilgilendirmez.
-Ben ne dedim şimdi a hocam? Endişelendim seni görünce. Bizi ne alakadar eder? Niye hemen tepki veriyorsunuz böyle?

Hatice teyze araya girdi. Parmağını sallıyordu.

-Bana bak. Benim cinlerimi tepeme çıkarma. Ettiğin dedikoduları bilmiyoruz sanki. Hüseyin hocan da çok kızdı bilesin. Hem ortaya laf atıp hem de inkar ediyosun. Vallahi yolarım seni.

Kulağına fısıldar gibi konuştu.

-Eğer dedikodu yapmayı bırakmazsan, Kırtasiyeci Hasan'la ne haltlar karıştırdığını da herkese söylerim.

Naime karısının suratı değişti. O da aşırı sinirlenmişti şimdi. Mendili kaldırdım burnumdan. Kan durmuştu.

-Aaa. İftiraya bak sen. Asıl senin bu tezgahta ne işin var? Karşı kaldırıma geçsene.

Kafasıyla Elmacı Ömer'i işaret etti. Ne Azmi ne diğerleri, şükür duymuyor bunları gürültüden.

-Baban vermedi, ahdin kaldı.
-Bana bak mahalle karısı, seni alırım ayağımın altına. Hüseyin hocana tertemiz vardım ben. Kimsede gönlüm yoktu benim.

Yemin ediyorum iki kadın az sonra birbirlerine girecek. Hele Hatice teyze kudurdu resmen. Kadını boğası geliyor. Araya girdim.

-Naime abla, gel sana bir şey anlatayım. Aslında benim adım Nazlı değil.

Hatice teyze dumur oldu.

-Kızım, ne diyosun sen?

Söze devam ettim. Çaktırmadan Hatice teyzeye göz kırptım.

-Burada önemli bir görev için burdayım. Ve görevimin bir parçası da her şeye burnunu sokan ağzı gevşek kadınları toplayıp, bir delikten içeri atmak.

AŞKIN ZAMANSIZ YOLCULUĞU ❤️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin