*3*

295 14 0
                                    

-Ozan'ın ağzından-

Sabah minik kız kardeşimin heyecanlı bir sesle "Abi kalk hadi saçımı yap öğlene misafirler gelecek!" demesiyle uyandım. Hafifçe gülümsedim o henüz altı yaşındaydı ve o benim için bambaşkaydı. Yataktan kalkmadan gözlerimi açtım ve onu yatağa çektim. "Abii" dedi gülerek yanaklarını sıktım. "Sen büyüdün de abine saçını mı yaptırıyosun?" dedim ve saçlarını öpüp kucağıma aldım,o omzuma tırmanırken ben ise yatağı topluyordum. İçerden annem kardeşime seslendi. "Oya uyandırabildin mi o hıyarı?!" gülmüştüm. Kahkaha sesimi duyunca odaya pat diye girdi. "Anne ne bu süslenmeler çatal bıçak sesleri kraliyet ailesi mi geliyor eve?" diye sordum. "Yok be oğlum, sabah yan komşu geldi onlarla tanışacağız sabah babanla kapı önünde konuştular sanırım bi kızları varmış onlar gelecek."

Ne?! Yan komşu mu? Kızları mı???

"Hasiktir.." dedim dudak kenarından..Oya ağzıma minik elleriyle vurup "Aa..Abi çok ayıp!" dedi ve güldü.

Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. Kız beni dün sarhoş görmüştü.. Çok utanıyordum,o an kendimden tiksindim. Annem parmak ucuna kalkıp alnımdan öptü ve içeri gitti. Kardeşimin "Abi heyo! Orda mısın?" demesiyle kendime geldim. Başımla onaylayarak onu omzumdan indirdim ve ayna karşısındaki sandalyeye oturttum.

"Fındık burunlum" diyip burnundan öptüm kıkırdadı ve suratını kapadı. Elindeki tarağı alıp saçlarını taramaya başladım. O bana kreş ödevlerindeki başarılarını anlatırken ben ise aklımda dünkü kızı düşünerek onu dinliyordum..

Gerçekten ona büyük bir özür borçluydum daha dün taşınmışlar ve bende aptal gibi o eve sarhoş gitmiştim bide utanmadan iğrenç kokan ağzımla ona bir şeyler söylemiştim..VE SORUN HİÇ BİRİNİ HATIRLAMAMAMDI. Kardeşimin saçlarını balık sırtı ördükten sonra sandalyeden indi ve bacağıma sarıldı.

Aslında boyu yaşıtlarından baya kısaydı ve yaşıtlarından çok zayıftı o yüzden benim boyum çokta uzun olmasada bacak boyuma falan geliyordu.

Kucağıma alıp döndürdüm. "Minik kuzum.." diyip göğsüme bastırdım. Gülüp yanağımı öptü.

Okuldakiler kardeşimle bu kadar ilgilendiğim için benimle alay ediyorlardı. Neden bilmiyorum ama kardeşime çok bağlıydım ve utanmasam onu okula bile yanımda götürmek istiyordum. Onun tatlı davranışları hayatıma renk katıyor ve ne zaman kötü hissetsem iyi hissetmemi sağlıyordu. "Abi hadi hazırlan." dedi. Koşarak odadan çıktı ve babama seslendi.

"Güünayyydınnn!" babamın gülüşünü içeriden duyabiliyordum. Babamın rahmetli kız kardeşi de öyleydi.. Oya ne zaman babamla ilgilense çok duygulanırdı. Babam kardeşine, anneme ve çevresinde sevdiği herkese bunu hissettirebilen çok centilmen bir insandır ve çok moderndir. Kendisi kaptan,denizci yani zaten genellikle deniz seyahatinde olduğu için bazı aylar geliyor eve. Onu özlüyorum ama bana pek sorun yok

Oya daha çok özlüyor. Ne kadar az süre de görse babamı, babam hiçbir zaman Oya'ya yokluğunu hissettirmez o uzaktayken ona onu hissettiren oyuncaklar yollar,onu sürekli annemden arayıp onunla sohbet eder ve geldiğinde ise her gün onunla bir yerlere giderdi. Babamın özelliklerini taşıdığım için kendimle gurur duyuyorum ve babamlada iyiki böyle bir babam var.. Annem.. iyiliğine çok iyi bir insan bizide çok sever ama bizden biraz uzak biri o yüzden çok anne sevgisi alamadık ikimizde, genellikle kendi hayatına bağlı bı insan ve aynı evdeyken bile..o yok gibi ama olsun onu da çok seviyorum anne bu sevilmez mi?

*

Ne boş yaptım ya diyip kendi kendime içimden konuşurken giyinmeye başladım siyah bi gömlek ve siyah bir kot pantolon giymiştim. Kaslı omuzlarımdan ötürü gömleğin bir düğmesi daha kopmuştu. Sinirden bağırdığım zaman babam içeri daldı ve ensemden kavradı. "Heybetli oğlum be, yakıp kavuruyorsun yine!" İkimiz kahkaha atarken o kendi geniş gömleklerinden buldu ve bana verdi onu giyince aynı babama benzemiştim 1.93 boyunda,esmer ve dalgalı saçlarımla adeta bir kaptan kasketi taksam resmen babama dönüşürdüm. Sırtıma vurarak beni gaza getirdi ve kulağıma fısıldadı. "Yan komşunun kızı çok güzel.."

*

Tekrardan duraksadım..evet o çok güzeldi, dün üstündeki hırka ve altındaki pijamalarla bana boncuk mavi gözleriyle bakarken sarıya çalan açık kahve saçları adeta başımı döndürmüştü.. Genellikle sarhoş olduğum günün sonrası hiçbir şey hatırlamazdım fakat özellikle gözleri..unutulmazdı.

Babam dürttü. "Sen bir şey saklıyorsun? Sorun ne?" dedi. Biraz anlatmamakta çabalasamda çok ısrar edince dün sarhoşken kapıyı karıştırdığımı anlattım. Elini alnına vurdu ve hafifçe sırıttı. "Salaksın" dedi ama gülmemek için dudaklarını yaladı ve dalgalı saçlarıyla oynadı. O benden daha uzundu 1.98di. Hafifçe gözlerimi yukarı kaldırarak bakıyordum. Oya aniden içeri daldı ve peşinden annem geldi.

"Özgür ben bu çocuğu tutamıyorum babam da babam babam da babam aaaa kıskanıyorum ama" diye söylendi. Babam kardeşimi kucağına alıp döndürdü ve parmaklarıyla yanağından makas aldı, annem onlara kem gözleriyle bakarken bende bu hâline güldüm ve ona sarıldım ve kucağıma aldım. "Benim kraliçem çok mu kıskanmış boşver gel ben sana yardım edeyim." dedim gülerek başını salladı ve mutfağa gittik benden kurabiye tarzı şeyler almamı istedi fakat babam araya girdi ve babamla ikimiz yapmaya karar verdik biz müzik eşliğinde yaparken Oya tezgaha çıkıyor ve orda dans ediyor annem ise kulağında kulaklık ile yatak odasında birşeyler dinlerken kitap okuyordu.

Babamla güle oynaya kurabiye ve birkaç atıştırmalık daha hazırladık.

İçerden annem merdivenlerden inerken gözlerimiz açık kalmıştı. İspanyol paça bir pantolon ve kırmızı hafif dekolteli bir bluz giymişti normalde bu kadar da ciddi davranmazdı ama sanırım.. komşu kızından ötürü böyle modern görünmeye çalışıyordu. Kızla daha konuşmadan kaynana rolü oynayacaktı sanırım. Onun bu süslü hâlini gören babam onu elinden tuttu ve döndürüp kendine yasladı ve hafifçe kaldırıp dudağından öptü. Bir süre sonra beklemeye başladık.

-Alya'nın ağzından-

Sabah annem uyandırdı beni,sanırım yan komşuyla tanışmaya gidecektik beni unuttuğunu umduğum için çok rahat hissediyordum ve üstüme böyle yazlık ve ev içinde rahat edebileceğim bir siyah hafif kısa bir elbise giydim, ojelerimi çıkardım ve açık kahve saçlarıma maşa yaptım. Kıvır kıvır dalgalanan saçlarım belime tek tek düştü ve aynada kendi etrafımda döndüm.

Annemle babam ise dışarı çıkmıştı yan komşuya eli boş gidilir mi diye söylenip hediye almaya gitmişlerdi. Hediyelerle geri döndüler ve banada benim adıma oğullarına aldıkları kısa kollu beyaz ve arkasında notalarının etrafında fışkırdığı bir elektro gitar sembolü olan tişört verip oğullarına vermemi söylediler.

Biraz utanıyordum ama sorun değildi bunu ona gülümseyerek verecektim. Babam içerden acele edin diye bağırırken bende annemle hediyeyi nasıl vereceğimin rolünü yapıyordum.

*
Annem kot bir pantolon üstüne ise askılı bir bluz giymişti ve kahve saçlarına düz fön çekmişti. Kırmızı ruju ile bal ela gözleri adeta ortaya çıkıyordu, babam ise üstüne beyaz kumral tenini hafif gösteren bir gömlek yakasına taktığı kravat ve altına ise lacivert bir kot giymişti mavi cam gözleri açığa çıkıyordu ve sarı saçlarını arkaya doğru taraması, uzun boyu ile adeta Titanic'ten kaçmış Jack havası veriyordu. Bir süre sonra babamın acelesi ile birlikte hediyelerle kapılarına geldik.

Kapıyı minik bir kız açıp "Baba,anne,abii! Misafirlerimiz geldi!!" diye içeriye seslendi.. Düz saçları balık sırtı bir şekilde örülmüş yeşile çalan sarımsı gözleriyle adeta bir prensesti.

Arkadan annesi kapıyı iyice araladı gözleri biraz gergin ve tedirgindi hafifçe gülümseyerek "Hoşgeldiniz"dedi. Kız annesine benziyordu, annesinin kumral teni,yeşil güzel gözleri vardı ve kahverengi saçları çok güzeldi. "Hoşbulduk!" dedi annem enerjiyle ve karşımdaki kadının suratındaki ciddiyet ve soğukluk tamamen silindi ve istemsizce suratına güzel bir samimiyet yerleşti buna o da şaşırmalıydı ki annemle uyuşan enerjileri onu tuhaf hissettirmişti.

Komşu Oğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin