Bodrumdan aldığım sopa ile yukarı kata çıktım Tarçın'ı aşağıda bırakmıştım. Salondaki perdenin arkasında bir kıpırdama vardı, evren bana mesaj yolluyormuşçasına Güneş ışığı da orayı aydınlatıyordu. Elimdeki sopayla perdeye vurmaya başladım aniden perde açıldı ve gözlerime sarıldı perdenin arkasındaki ellerinin gücünden ve boyundan anlaşılacak kadar belli olan adam beni ters çevirip omzuna ayaklarımı koydu. Özel bölgesine doğru vurmaya çalıştım ancak ne fayda eline vuruyordum eliyle sopayı alıp bir yere fırlattı, çığlık attım ve gözlerimden perdeyi çekti. Ben sarkarak çırpınırken o boynumdan tutup başımı yukarı kaldırdı. Mavi gözlerinden tanımıştım.
"Bora!" "Gülüm?.." Beni yere indirdi hemen beline sarıldım kollarımı omzuna koyunca kucağına atladım ve bacaklarımı sırtına sardım. Suratına tükürdüm. "İt herif ne diye korkutuyorsun altıma sıçtım hem ne diye geldin sen?!" "İyi madem gideyim ben." Dudaklarını büzüp beni kucağından indirdi, kapıya doğru yürümeye başladı. Kolundan tutup çekmeye çalıştım ama ne fayda fazla uzun ve güçlüydü.
Bora benim kuzenim çocukluğumuzdan beri beraber büyüdük. Abim gibidir birbirimize çok benzeriz. 20 yaşında o büyüdükçe çok konuşamaz olduk ama birbirimize karşı olan manevi değerimiz hiçbir zaman değişmedi, değişmezde. Onu çok seviyorum, eksiklerimizi kapatıyoruz. O benim babam ben onun annesiyim. Gülerek arkasını dönüp dizlerinin üstüne çöküp belime sarıldı "Anam!" Gülerek karşılık verdim "Babam!"
Bora'nın bahsettiği kadarıyla annem yeni iş yerindeki rehberlik eğitimleri için birkaç gün eve gelmeyecek babam ise yoğundu ve nöbeti vardı. Yarın gelirdi.
Bora'ya evi gezdirdim ve eşyaları gösterdim. Bir hafta kadar kalacaktı. Normalde İstanbul'a dönüp bu haftasonu Tarçın'ı ben alacaktım ama bora bana sürpriz yapıp hem Tarçın'ı hemde kendini getirmişti, 4-5 aydır görüşmüyorduk ve onu çok özlemiştim gitmesini istemiyordum. "1 hafta olmak zorunda mı daha çok kalsan." Maalesef güzelim, üniversite işlerini biliyorsun.. Bir an önce Fransa'ya dönmem gerekiyor." Dudaklarımı büzdüm.
Fransız dili ve edebiyatı okuyordu onunla sadece iki sene aynı lisede okuyabilmiştik. Ben 11. sınıfa geçtiğimde o fransadaydı. O bana üniversitesini anlatırken ben ise bize kahve hazırlıyordum. Kahveleri içerken sohbet muhabbet ettik. Ozan'ı, okuldakileri ve arkadaşlarımı anlattım adıma sevinmişti normalde arkadaş ilişkilerimi biliyor.
Fırsat bu fırsat Bora ile ınstagram yüklemiştim. Eskiden kullandığım için eski hesabıma direkt girmişti. Ergen pozlarım, ders çalışma videolarım, motivasyon videolarım vardı. Hepsini tek tek sildim. İlk fotoğrafımı bora ile paylaşmak istiyordum. Bora ile dışarı çikip sokaklarda yürümeye başladık, tenha bi yer bulunca sırt sırta verip güzel bir poz verdik. Fazla uzun dursa da bir önemi yoktu. Sakalsız ve bıyıksız olduğundan yaşından genç gösteriyordu.
Bir gönderi paylaştınız
#aalya.kck etiket:#Borazan_derler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komşu Oğlu
Romanceozan:pardon.. yanlış kapı sanırım alya:sorun değil ben dalmışım.. AŞIK OLUNDU