Servisten indik Ozan hafifçe kolumu dürttü. "İki kapıda zemin kata gidiyo gel ikinci kapıdan girip direkt yangın merdivenlerinden konferans salonunda çıkalım!" "Sınav yok mu?" "İşte sınav konferans salonunda yapılacak." Başımla onayladım kapıdan girdi, iki tane oğlan koşarak yanımıza geldi.
"Vay Ozan Bey yazın ne ararsınız ne sorarsınız unutulduk üç ay be!" Ozan sırıttı. "La salak daha iki gün önce Mortal Kombat oynamaya gittik ya" Güldüler, diğeri araya girdi. "Eh yengeniz izin verseydi gelirdim bende ama işte." Çaresizce başını sallayınca suratımı hafifçe sola çevirip güldüm, bu devirde hanımcı erkek kalmış mıydı? Ozan biraz daha onlarla konuştuktan sonra şükür akıl etmiş olacak ki lafa girdi.
"Bu komşumuz Alya, bu sene okulumuza yeni geldi." Bana doğru döndü. "Alya bu Poyraz, Poyraz bu Alya." Poyraz yaklaşıp elimi sıktı. Hafif elim acımıştı, tüm erkekler kaslı ve yakışıklı olmak zorunda mıydı? Eski okulumdakiler anlayışlı olsa da çoğu zarganadan farksızdı. Ama olsun hepsini hâlâ çok seviyorum ve çoğuyla görüşüyorum.
Poyraz'da biraz Ozan'a benziyordu tek farkları Poyraz'ın estetikli gibi bir burnu ve yana doğru jöle ile taranmış bir saçı olmasıydı. Kolunda toka vardı, sevgilisi vardı muhtemelen ki şaşmamalı 'yengeniz' demesinden belli oluyordu. Yakışıklı ve şirin bir tipi vardı, gözleri fal taşı gibi kocaman açıktı ve şebek bir hâli vardı, niyeyse ona hemen ısınmıştım.
Arkadan diğeri de elimi narince sıktı. "Alya bu da Emre." Emre'de yakışıklıydı, Ozan Bey maşallah kendi gibi taş insanlarla takılıyordu. Emre'nin yeşilimsi mavi gözleri benimkinden daha koyu kahve saçları vardı. Burnu Ozan'ınki gibi hafif kemikliydi ve hoş duruyordu.
*
_-E bacım bunların hepsi yakışıklı seç beğen al bu ne?!
Sus kız
-E ama haksız mıyım ayol?
Değilsin de sus işte.._Yukarı çıkarken bize eşlik etmişlerdi. Bi' kadın tam masaya oturacakken yanıma geldi. "Alya Koçak, değil mi?" Başımla onayladım. "Kerem hoca yani müdür yardımcımızla görüşmen lazım. Ben Sibel halkla ilişkiler bölümündeyim okuldaki haklar hakkında sorunun olursa bana geleceksin." Başımla onaylayıp Sibel Hanım ile aşağı Kerem Hoca'nın odasına gittik.
*
"Günaydın Alyacığım, buyur geç karşıma konuşalım seninle beş dakika." hafif utanarak karşısındaki koltuğa oturdum, saçlarımı kulak arkalarıma sıkıştırmıştım ve bacaklarımı topluca önümde tutuyordum. Gülümsedi bende hafifçe tebessüm ettim. "Daha önce hangi okuldaydın?" "İstanbul Galatasaray Lisesi hocam." Dudaklarını birbirine bastırıp gözlerini iyice açtı, şaşırmıştı. "Baya iyi!" Mutlu olmuştu, ayağa kalkıp yanıma oturdu. Ellerini omzuma koydu. "Kariyerin harika o zaman?" Başımı usulca sallayıp onayladım. Koluma girip beni ayağa kaldırdı, konferans salonuna çıktık.
Beni sandalyeye oturttu, birkaç hocayla konuştu. Bir süre sonra Ozan yanıma geldi. "Arka sıradayız dilersen gel." Başımı iki yana salladım. "Odaklanmak için herkesten uzağa oturdum, burada çözeceğim." Başıyla onayladı ve uzaklaştı. Başımı sağa çevirip hocalara bakarken oradaki köşede de Emre'yi gördüm. Hafifçe elini salladı ve hemen önüne döndü bende karşılık verip önüme döndüm.
*
Çantamdan kalemliğimi, sandviçimi, şişe suyumu çıkardım. Sandviçten iki ısırık aldım ve üstüne bi yudum su içtim, normalde hepsini bitirmek isterdim aç karnına soru çözemezdim ama yapacak bir şey yoktu. Suyu masamın üstüne koyup sandviçi çantama attım. Uçlu siyah kalemimi, silgimi ve yedek kurşun kalemle kalemtraş çıkarıp uçlarımla masanın üstüne koydum. Ayağa hızlıca kalkıp telefonu hocalara verip okul çıkışında almak istediğimi belirttim. Şaşırmışlardı, sanırım normalde telefon bizlerde kalıyordu ama umrum dışıydı telefon dikkatimi dağıtırdı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komşu Oğlu
Romanceozan:pardon.. yanlış kapı sanırım alya:sorun değil ben dalmışım.. AŞIK OLUNDU