Ozan'ın ağzından
-başınız sağolsun Ozan Bey, herkes buradaydı. Tüm aile fertleri.. Ufak bi yaz yağmuru.. Sessizce tabuta sarıldım aralanan kısmına burnumu dayadım. Kokusunu son kez içime çektim. Küreği elime tutuşturdukları sırada hızla yere fırlattım. "O ölmedi!" "Öldü!" "Ölmedi, Alya ölmedi!".. Alya'nın bedenine sarılı olan kefeni yavaşça toprağa bıraktılar. Babam gelip sırtımı sıvazladı. "Nasıl olur..?"
"Hızlı bi ivmeyle havuza düştü.. Başını çarptı.. Kan.. Kan.. Kan! Bayıldı! Bayıldı! Kan heryer kan! Kan suyu! Kızıl su!" Kriz geçirirken bedenimi zar zor dikleştirip küreği kavradım ve yavaşça ilk toprağı çukura attım..*
Usulca toprağı son kez düzeltirken koca bi tümsek oluşturmuştum, herkes gitmişti. Mezarına lavantalar ve edelweisler diktim. Yavaşça çömeldim ve toprağa yaslandım. "Eğer üşürsen.. Ben sararım seni tamam mı?" "Utanıyo musun.. Korkuyo musun insanlardan?" "Yeterki uyan ben saklarım seni.." "Lütfen.." "Bak kimse yok şuan.." "Nefesin darlanıyo mu çok mu örttüm ki üstünü.. Ama sen böyle severdin.. Darlanırsan söyle olur mu?.." Cevap vermedi..-
"Ozan uyan!" Gamze beni sarstığında kabus olmasını dileyerek aniden ayağa kalktım. Sedyede olduğumu farkettim bileğimde bir serum borusu takılıydı. Hızla onu kopardım ve dışarı çıktım. "Alya! Alya!" Gamze beni tuttu, "yoğun bakımda!"
Ne.. Yoğun bakımda mı? Nasıl olur.. Yoğun bakım odasının önüne koştum. Hakan abi ile İpek abla hüngür hüngür ağlıyordu. Usulca arkalarından yaklaştım. İpek ablayı dürttüm..
*
Yazarın ağzından (ben)
İpek arkasını döndü, karşındaki esmer genç adamı görünce şaşırdı, ağlamaktan şişmiş kahve gözlerine eşlik eden hüsran kaşları aniden havalandı. "Kimsiniz?" diye sordu. Ozan ne açıklayacağını nasıl anlatacağını bilmiyordu. O an sadece "Ozan.." diyebildi. İpek koskoca genç adamı askılı sporcu atletinden tutup sarstı. "Köpek herif! Senin yüzünden!"
Hakan karısının sesini duyunca arkasını döndü. Gözündeki yaşlar, utancın ve çaresizliğin gözyaşlarıydı. Bu gözyaşlar kızı ölüm döşeğinde olmadan önce hiç akmış mıydı ki? O kızına hiç ağlamış mıydı? Pişmanlık.
Ozan'ın suratına bakınca İpek'in tersine tanıdı. Usulca yürüdü, saçları yine aynıydı. Leonardo DiCaprio'yu andıran saçları jölelenmiş ve geriye taranmıştı. Mavi gözlerinde tuhaf bi hüsran vardı. Yılların isyanı vardı.
İpek geri çekilip yoğun bakımdan çıkan doktora doğru koştu, Hakan kıpırdamadı. Nutku tutulmuştu sanki, kızı olduğunu yeni yeni mi anlıyordu? Ozan İpek'in peşinden koştu. Gamze ikisinden önce koşmaya başlamış olsada daha önce vardı. Hepsi hızla ard arda "nasıl oldu?!" Demişti. Doktor başını salladı, "Hayatta.." Hepsi mutlulukla havaya uçtu doktor tekrar konuştu, "Durumu çok riskli ve ayrıca.. Hafıza kaybı var.." Şok olmuştu herkes. Yavaşça sustular.
*
Günlerce uyanmadı Alya.. İki hafta geçti. Hakan'ın görevi gereği dönmesi gerekmişti ve çoktan gitmişti. İpek kafeteryadan Alya'nın odasına, Alya'nın odasından kafetaryaya gidip geliyordu. Ozan odadan hiç çıkmamıştı. Bunca yılı İpek'e anlatmıştı. İpek yine kafetaryadayken Alya uyandı. Ozan tam uykuya dalacakken aniden sevinçle doğruldu. Hızlıca Alya'nın yaralarını deşmeden göğsüne bastırdı. Alya Ozan'ı tanımıyordu. Koca bi çığlık kopardı. "Yardım edin! Tacize uğruyorum" Doktorlar odaya daldı. Ozan'ı bu konuda uyardılar ve Alya daha kavrama aşamasına geçmeden birdaha böyle bir şey yapmamasının gerektiğini söylediler.
***
Ozan'ın ağzından
Her şey bitmiş miydi? Taciz.. İmdat.. Tacize uğruyorum.. Buraya kadar mıydı? Beni asla hatırlamayacaktı..
...
Ofoff noldu böyle yaaa motive aşkolar
Ayrıca yeni hikayemi hiç okumuyorsunuz gerrrçekten ayıppp oraya da bekliyorum. Yıldızları parlatın. Görüşürüzzz
![](https://img.wattpad.com/cover/367980061-288-k311768.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komşu Oğlu
Romanceozan:pardon.. yanlış kapı sanırım alya:sorun değil ben dalmışım.. AŞIK OLUNDU