Bugün pazardı cuma gününden beri Ozan'ı görmedim, acaba fazla mı çıkışmıştım.
Muhtemelen ona ilgi duyuyordum. Hayır hayır..
-Evet ona ilgi duyuyorsun malcığım! -
Kapa çeneni
-Hadi ama kandırma beni-
Sen kimsin be
-Ben ruhunun erosuyum tabi şu zamana kadar erkek arkadaşın olmadığı için beni beynin burada ilk defa karşılıyo.-
Of klasik iğrenç bir iç sessin işte sus
-Çok yakışıklı değil mi?-
Evet!-A HAYIR!Annem odaya daldı. "Kızım şizofren misin kimle konuşup bağırışıyorsun?" "Üzgünüm anne.. Kafam bulanık biraz da." "Anlatabilirsin.." "Yoluna girip bu dalgınlığıma değerse söz anlatacağım, şuan vakit kirletmeye gerek yok." "Sen bilirsin meleğim, baban seni çağırıyor bu arada." "Sağol anne!" Yanağımı öptü, aşağı indim.
*
Babam karşısına geçmem için eliyle koltuğu gösterdi, karşısına oturdum. "Buyur baba?" "Bak kızım, lise son sınıf geleceğinin sınıfıdır. Derslerin iyi güzel fakat daha sıkı çalışmaya başlamalısın. Gelecek diyorum, çocuk oyuncağı değil anladın mı beni?" Zoraki başımı salladım. "Hadi git giyin annen ve Doğa Teyzenle birlikte Doğa Teyze'nin arabasıyla okulundan kıyafet almaya gideceksiniz. Yükselen Koleji normalde Çubuk'ta okulun fakat Natavega şubesinden alacaksınız." "Tahmin edeyim-" Aynı anda "Benzin oraya kadar boşa gitmesin"
Gülmüştüm bu gülüş sevinç veya mutluluk değil aksine acı değişmezlik ve tükenişliğin simgesiydi.
Giyindim ve annemle çıktık kapı dışında Doğa Teyze'yi gördük. El salladı ve arabasına doğru ilerledi. Koyu gri renk geniş bagajlı bir Doblo aracı vardı. Bindik ve Natavega şubesine doğru gitmeye başladık. Yolda kulaklığım takılı bir şekilde etrafa bakmak isterdim fakat önde Doğa Teyzemin yanında oturduğumdan beni sürekli dürtüp "Ay kız Alya okulun çok güzel!" diyordu hevesle, ben ise onu kırmadan "Doğrudur Doğa Teyzeciğim" diyip kısaca 'he he' diye geçiştiriyordum.
Bir süre sonra vardık.
*
Okuldan içeri girmeden yukarı doğru başımı kaldırdım.
Ne kadar uzun bina lan
-Aynı Ozan gibi uzun değil mi
Çattık ya..
-Anca etrafa çat sende"Alya? Ha gayret iki adım daha atarsan gireceğiz okula." Annem seslenince kafamı tekrar aşağı indirdim ve içeri girdik. Belli ki çok kat vardı ve çok karmaşıktı. "Çubuk'taki de böyle mi?" "Hayır hayır, baya basit ve köy yeri." İçimde bi oh çekip yürümeye devam ettim.
Danışmadaki kadın yardımıyla giyinme yerine geçtim. Spor kıyafeti, normal forma, etek çoğu kıyafeti hazırlayıp kabine girdim. Doğa abla ve annem beni beklerken tek tek deneyip onlara gösterdim. "Yakıyorsun bebeğim!" diyerek heyecanla bağırdı annem. Annemle samimiyetime Doğa abla şaşırıyor olsa da bir süre sonra hafifte olsa uyum sağlayabildi. "Evet baya yakışmış!" dedi. Gülümsedim ve annemle kıyafetleri satın aldıktan sonra Doğa Abla eşliğinde eve geri döndük.
Akşam babama faturayı teslim ettim ve birkaç düzen, disiplin, ders tavsiyesi aldıktan sonra söylenerek odama geçtim.
*
Ne zaman duygularımı önemseyecekti, ne zaman özgürlüğüm için çabalayacaktı. Onun için özgürlük sadece -İleride mükemmel keyfiyle bacağını çelmiş oturan bir heriften emir alıp kölelik etmek istemeyip özgür olmak istiyorsan çalış?- mıydı?
Düşüncelere dalarken alarmı 05.00'a kurup yatağa yattım, baya erken uyuyan bir insanım en geç 21.30'dan sonra çoktan uykuya dalmış olurum..
Annem gelip alnımdan öptü ve üstümü örttü, saat 21.22'ye gelirken kendimi uykunun kollarına bıraktım.
BU ARALAR.. HAYAT Bİ TIK KARIŞIK NEDENİNİ BİLMİYORUM PEK YAZASIM GELMEDİ AMA BİRKAÇ GÜNE COŞKULU VE HEYECANLI BİR BÖLÜM BEKLİYOR SİZİ YILDIZLAMAYI UNUTMAYIN.. KEŞFEDİLECEĞİM İNANIYORUM!.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komşu Oğlu
Romanceozan:pardon.. yanlış kapı sanırım alya:sorun değil ben dalmışım.. AŞIK OLUNDU