*26*

20 2 0
                                    

Ozan'ın ağzından

Bugün benim doğum günüm.. Kimlikteki değil, ruhumun doğum günü.. Gökyüzünün aydınlanışı mavilerin parlayışı.. Güneş'in yakarışı...

Kapıyı çaldığımda Emre'yi gördüm. "Emre?" "Ozan?" Aniden bedenini bana bıraktı, bu yük neyin nesiydi? Yeşil gözlerini bana dikip mırıldandı.

"One of us is gone.." Nasıl olurdu.. "Sikeyim.."

Ekibimiz üç kişiydi Emre, Poyraz ve ben. 14 yaşımızdan beri bu evrenden öbür evrene geçiş yapacak kadar bağlıydık. Kan bağımız olmadan kan bağımız vardı. Poyraz ne yapmış olabilirdi? Emre ne zaman yorgun hissetse yabancı dille kendini ifade ederdi, o güzel ses tonu yabancı dillere daha uyumluydu.
"Gizem'e yazdım ya anonim hesaptan.." "Ee.." "Bilerek geç gittim buluşmaya.. Yüzleşmeye daha doğrusu. Poyraz kapısında çiçeklerleydi. Beni aldattığı..-" Gamze arkadan çıkageldi. "Benide aldattığı.."

"Oha amına koyayım!"

"Neyse ben Alya'da kalacağım birkaç gün eve biraz meyve alayım, malum diyet.." Gamze söylene söylene giderken Emre'yle sırıttık. Emre Gamze gittikten sonra güle güle koltuğa kendisini bıraktı. Ne zaman kötü olsa gülerdi. "Başardın Ozan.."

"Neyi?"
"Kavuştun kardeşim.."
"Biliyordun değil mi..?"

Usulca başını salladı karnına ufak bi yumruk salladım, "Hey!" biraz daha dövüştükten sonra gülerek ayrıldık. Keratayı özlemiştim 7 senedir suratını görmüyordum. Birisi daha vardı.. Yedi senedir görüp dokunamadığım...

Emre sanki içimi okumuşcasına, "Bende çıkıyorum malum cerrah olmak zor iş seneleri çöpe atamam." Çıkıp gitti.

*

Yazlık olduğu belliydi burasının, usulca yazlığı gezmeye başladım. Resimlere baka baka yürümeye devam ettim. Resimlerde Hakan Amca yoktu..

Eninde sonunda kapıyı araladım. Burası enstrüman odasıydı gitar.. Sadece gitar yoktu. Piyano ve keman da vardı. Usulca kemana doğru eğildim. Kemanı omzuma yaslayıp çenemi çeneliğe yasladım. Usulca çalmaya başladım. Akorları yerinde değildi. İğrenç sesler geliyordu, kemanı umutsuzca yere bıraktım. Nasılsa gün içerisinde düzeltirdim. Odadan çıkıp diğer odalara girdim mutfak, banyo derken..

Sonunda ait olduğum odadaydım, prensesimin odasıydı burası. Hafifçe yatağa doğru ilerledim ve yatağın önüne hafifçe diz çöktüm ve suratına doğru eğildim, örtüyü tamamen suratına doğru örtmüştü. Eskiden de öyleydi, mevsim ne olursa olsun o örtü suratına kadar çekili olurdu. Usulca örtüyü çektiğim sırada elime vurdu ve uyku sersemliği ile mırıldandı, "ya biraz daha.." Gülerek mırıldandım, "okula geç kalıyosun.." "Üniversite mezunuyum ben ne diyosun..?!" Arkasını döndüğü sırada yatağın etrafında dolanıp yatağa girdim. Onu usulca alnından öptüm.

"Güzel kadınım.."

*

Alya'nın ağzından

Aniden gözlerimi açtım, Ozan mıydı o?

..

Biraz aşk dolu kavuşmalı ve bi tık kısa bi bölümdü teşekkürler.. Oylamalar çok azzz yıldızları parlatın birazzz hoşçakalın.

Komşu Oğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin