*5*

238 10 2
                                    

"Sorun ne Ozan?"

Hafifçe uzaklaştı benden, sorun neydi hâlâ anlamamıştım, benden utanıyor muydu?

Arkasını dönmüş camdan gökyüzünü izliyordu. Arkasından yaklaştım.

"İyi misin?" Suratıma bakmadı, öksürük sesi geldi içeriden biri geliyordu. Ozan'ı hafifçe dürttüm ve yavaşça sandalyeme geçtim.

Özgür Amca gelmişti, önce bana baktı, kafasıyla Ozan'a bakarak gözleriyle bana 'ne oldu?' diye sordu. Ellerimi yana kaldırıp 'bilmiyorum' dedim. Ozan'ın arkasına geçip elini sırtına koydu.

"Baba kalanı halleder misin, her şey hazır ben kalamayabilirim." dedi. Şaşırdım, benden mi kaçıyordu o? Biraz hüzünlendim. Bedenini camdan ayırıp sert adımlarla koşarak yukarı çıktı.

*

Hâlimi gören Özgür Amca elini saçlarıma koyup gülümsedi. Zoraki bir şekilde karşılık verdim. "Ben sana tabağını vereyim annenlere sor Oya ile eve geç istersen."

Başımla onayladım, Oya'nın enerjisi bana iyi gelecekti. İçeri anneme göz işaretleriyle 'gitmem lazım' dedim. Annem anlayış gösterip babama gözleriyle 'Alya gidiyor' diye beni gösterdi. Babamda izin verince Oya'yı kucağıma alıp eve geçtim.

Ben ders çalışırken ona televizyonda -Rafadan Tayfa- açmıştım. Küçükken çok izlerdim..... Derslerim bittikten sonra aşağı indim ve Oya ile bende izlemeye başladım. Bir süre sonra uykulu gözlerle bana baktı. "Uykum geldi.. " dedi mırıldanarak, gülümsedim ve saate baktım.

Ne? Saat öğlen altı mı olmuş? Nasıl olur? Bunca vakit ne yapıyorlar? Oya kafasını bacaklarıma koydu ve koltuğa ayaklarını uzattı. Başı acımasın diye balık sırtı saçlarını açtım. Bir süre sonra gözlerimi yavaşça kapadım.

*

Kapı zili sesiyle uyandım, Oya hâlâ bacaklarımda uyuyordu. Kafasını yavaşça yastığa dayayıp koltuktan kalktım. Kapıyı açtığımda karşımda o vardı. Esmer teni üstünde annemlerin aldığı gitarlı tişört altında ise şort vardı.

'Ne' der gibi başımı sağa doğru yatırdım. Hafifçe yaklaştı, içeri girip kapıyı kapattı. "Alya ben.. özür dilerim.. " dedi. Gözleri biraz yaşlı konuşması bulanıktı.

"Hep içer misin sen?" diye sordum soğuk bi' sesle, başını iki yana salladı. "Sadece canım çok sıkkın olursa veya çaresiz kalırsam içerim.." Göz göze geldik, ters ters bakarken "Bu bi' bahane değil Ozan!" dedim.

Niye beni ilgilendiriyordu ki? Niye onun için telaşlanmıştım?

"Alya ben dün yaptığımdan çok utandım..ilk günden daha tanışmadan beni öyle görünce ön yargılı olacağını, benden korkacağını, beni aptal bir ayyaş gibi göreceğini düşündüm.." o nefes alırken ben araya girdim. "Ve buna rağmen, sonraki gün ben bozuntuya vermememe rağmen, benden kaçıp gözlerinle beni tersledin! Üstelik gene kapıma içkili geldin öyle mi?!"

Hafifçe ellerini omuzlarıma koydu. Ellerini ittirdim. "Daha ilk günden birbirimizi daha fazla kırmayalım tamam mı, daha arkadaş bile olamadık, birbirimizi tanımıyoruz bile, bu kadar yakın davranmayalım." "Haklısın, üzgünüm Pazartesi günü okul servisine beraber binelim yan yanayken biraz okuldan bahsederim hem tanışmış oluruz, olur mu?" Başımı onaylayarak salladım. "İyi akşamlar Ozan." Kapı arkasındaki raftan ona peçete uzattım. Alıp gözyaşlarını silip gülümsedi. "İyi akşamlar Alya."

*

Koltuktan uyuyan Oya'yı alıp tekrar gülümsedi. Kapıyı açıp dışarı çıktı. Hafifçe sallana sallana eve gitti... Ben ise peşinden bakmakla kaldım.

*

Odamda kafam karmakarışıkken telefondaki notlar kısmını açıp birkaç şey yazdım.

-Bilmiyorum..içimden geldi bir şeyler yazmak. Bu yazdığım ona gelsin.. O kendini biliyor.

Oysa ben seni tanımak isterdim.
Zırhının arkasında nasıl bir insansın?
Anlayışla karşılamanı beklerdim.
Neyse belkide daha yolumuz vardır..

..bilmiyorum sen kimsin? Neden bu küçücük şeyden canım yandı daha hiçbir şeyşmsşn..-

Sıkıntıdan ağlıyordum göz yaşlarım gözlerimi sisleştiriyor ve düzgün yazamıyordum.

-csnın sağolsun be senin! nice ueni gğnlere-

Telefonu çalışma masamın arkasındaki prize şarja takıp uyumak istedim. Ne kadar başarılı olduğumu bilmiyorum..

*

Gece saat bire doğru ayaklandım. Başım dönüyordu, galiba bu kadar umursamaz vurdum duymaz olmasından. Onu düşünmeden edemiyorum.. Sonuçta bir hata yaptıysan ve amacın özür dilemekse neden o insana birdaha o hatayla gelirsin ki.. Anlamıyorum. Annemlerin odasına kafamı uzattım, gelmişlerdi şükür bok mu vardı ne oturdular onca saat orada? Babam yatakta dönerken odama geri kaçtım. Beni ayakta görmesi korkunç olabilirdi. İki gün sonra Pazartesi'ydi..

Komşu Oğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin