Merhabalar efenim evet evet 45. Bölümü final olarak düşünüyorum, her şey yolunda giderse tabii. Kitap boyunca hep beraber yeri geldi düştük yeri geldi özleştik yeri geldi kavuştuk nolursa olsun okumaya devam edenlere teşekkür ederim. Vpn ile girenler.. Kolaylık dilerim. Bende sizdenim.
*6 ay*
Sabah alarm eşliğinde uyanıp hızlıca hazırlandım, bu kaçıncı erteleyişimdi kim bilir? Bu gidişle bir gün geç kalacaktım.
Aşağı inip kendime yaptığım salata kabını buzdolabından alıp evden apar topar çıktım.
Artık Emre'de anahtarım yoktu, çünkü teknik mental problemlerinden dolayı ağır depresyon tanısı konmuştu. Terapi evlerine yalandan gidiyorum deyip orada burada takılıyordu, işinden ayrılmıştı. Neyse ki son anda kız kardeşi imdadına yetişmişti ve onu kendi evine davet etmişti. Şimdi kendisi kız kardeşi, eniştesi ve yeğenleriyle yaşıyordu.
Gamze Barut ile evlenmişti, düğün yapmadıkları için o kadar telaş olmamıştı ama Ozanla hep onlara destek olduk.
Bora aşka meraklı bir insan değildi, aylar önceki geçirdiğim kazadan sonra Ozan ile o bana bakmıştı ve ben toparlar toparlamaz beklemeden tekrar Fransa'ya gitmişti. Onun adına seviniyordum, umarım başarılarının devamını alır.
Poyraz ne durumda bizde bilmiyoruz, bilmek isteyende yoktu zaten. Onun hakkında bildiğimiz tek şey başka ülkeye gitmiş olmasıydı. Cehennemin dibine kadar yolu vardı.
Gizem..zaten biliyorsunuz, ne kadar kahrolsamda artık alışmıştım.
Oya, yani Ozan'ın kardeşi 14 yaşlarındaydı. Bazen Ozanla beraber onu okuldan almaya gidiyorduk, beraber yemek yiyorduk. Aylar önce beni arayan genç kızın kendisi olduğunu söyleyince şaşırmamıştım. O yapardı.
Ozan, kara sevdam. Onunla ise geçmişi konuşmak yerine tamamen ağzımızı kapatıp birbirimize zaman tanıdık. En baştan tanışır gibi tanıdık birbirimizi. Her şekilde birbirimize aittik. Ayrıca sevgili olmuştuk.
Ben kliniği bırakıp sadece online terapi, aile danışmanlığı, psikolojik danışmanlık tarzı online işlere dönmüştüm.
*
Arabaya atlayıp akıl hastanesine doğru sürmeye başladım. Emre'ye sürpriz yapmak istiyordum, ne ayaksa Yasemin Hanım ise asla yanından ayrılmıyordu, her şey bir yana Emre'ye ilgi duyuyordu ve bunu Emre'ye söylemişti. Ancak Emre hayatın yorgunluğunu başka bir kadına yüklemek istemediğini, saygıyla geri çekileceğini söylemişti.
Akıl hastanesine vardığımda Ozan'ın çoktan oraya geldiğini fark ettim. Resepsiyondan ayrılacağı sırada arkadan koşup ona sarıldım, arkasına dönüp beni sımsıkı kucakladı ve hızlıca geri çekildi. "Güzelim akıl hastanesinde böyle davranmasak mı?" "Haklısın özür dilerim." Ona bakmam için çenemden tutup uzun bedenine kaldırmıştı. "Özür dileme boş yere kaç kere diyeceğim?" Boş yere özür dilememi sevmiyordu ama dilediğim tüm özürler bana anlamlı geliyordu nedense. Onu onaylarcasına başımı salladım.
Beraber Emre'nin odasına çıktığımızda hemşire ellerinden tutmuş onu dışarı çıkarmaya çalışıyordu. Hemşire bize bakıp gülümsedi, "Günaydın." "Size de günaydın Müge Hanım" diye yanıtladı Ozan. "Günaydın." demekle yetindim. Dikkatim Emre'nin üzerindeydi, yıllar önce mutluluğun anahtarı olarak bilinen arkadaşım şimdi belkide en boğulmak istemediği bataklıklardan birindeydi. Boğulmuştu, bununla kalmayıp o bataklığa ait kılmıştı kendini.
Hemşireden izin alıp Ozanla onun ellerinden tutup hızlı hızlı çekiştirerek bahçeye çıkardık, oflayıp pufluyordu Güneş'e bakınca gözlerini kısıyordu. Oysa ne severdi eskiden Güneş'e bakmasını, "Güneş'e bakmaya küstüğüm gün beni idam edin." derdi.
İyi değildi, sebebi ise bana bir şey olmaz demesiydi. O geri çekildikçe üstüne gitmemize rağmen onu asla anlayamamıştık. Nasıl anlayacaktık ki? Yaşadıkları normal değildi, "Olmayan tanrılar düşmanıma vermesin." derdi.
Banka doğru yürüttük onu ve iki yanına Ozanla yerleştik, sohbet açmaya çalışıyorduk. Eninde sonunda sohbetimize katılıp apayrı bir soru yöneltti. "Siz ne zaman evleneceksiniz? Yaş dayanıyor 27'ye hadi evlendiniz çocuğu ne ara yapacaksınız ulan?!" Kızardığım sırada Ozan araya girdi, "En yakın zamanda yüzüğü takacağım meleğime." Ellerimle suratımı kapadım, sinir olmuştum. Emre'nin yanında böyle şeyleri konuşmak istemiyordum, ancak Ozan her seferinde o bizim mutluluğumuzla kardeşinin evine döner diyordu..
Tahmin ettiğimden daha çok konuşmuştu bugün Emre, süremiz dolduğunda onu ayağa kaldırıp hemşirelere teslim ettik ve çıkışa doğru yürüdük. Önüme aniden şizofren hastası olduğunu tahmin ettiğim bir hasta atladı ve bağırmaya başladı. "Mutlu bir gün! Mutlu bir gün! O çocuk ayaklanacak!" Şokla açılmış gözlerimle Ozan'a döndüm, yere çökmüştü. Hayır hayır hayır!
"Ne yapıyorsun Ozan?" "Ozan ozan ozan ne ozanmış be, bi kere aşkım canım desen şaşıcam zaten Alya! Bağcık bağlıyorum bağcık!" Tam ayaklanacağı sırada yere oturdu dengesini kaybedip. "Elimi tutsana destek alıp kalkayım, hep spordan bu düşüşlerim." Elini tutup onu çekmeye çalıştım ancak nafile, aniden kalkmadan ayaklarının üstüne dönüp bir bacağını hafifçe kırdı. Siktir!
"Benimle evlenir misin, geçmişimin direnişi, geleceğimin devrimi." Gözlerim şokla açıldığında sağ tarafımdan bir alkış sesi duydum, sağa doğru başımı çevirdiğimde Emre'nin ayaklandığını gördüm. Tüm hastalar etrafımızda hemşirelerin kontrolünden çıkmış bir biçimde bizi alkışlıyordu, birkaç saniye önce önüme atlayan hasta "Kabul et hadi! Daha Karabaş ile oynamaya parka gideceğim!"
Tüm hastalar birbirine benzer hiç yapamayacakları, hayal dünyalarından ibaret olan hayallerini dillendirirken Emre çıkış kağıdını havaya tuttu. Çıkıyordu.. Ozan'a döndüğümde bana hâlâ aynı sabır ve gülümsemeyle bakıyordu. Gözlerimde 18 yaşındakş yakışıklı afacan çocuk şimdi 27 yaşına merdiven dayamış, benimle evlenmeye gün sayan olgun yakışıklı bir adam olmuştu.
Var gücümle bağırdım, "Evet!"
Elimi uzattığımda yüzüğü parmağımdan nazikçe geçirdi ve elime bir buse kondurdu. Ayağa kalkıp ellerini belime yerleştirdi ve bana doğru eğildi, dudaklarıma yapıştı.
Hastalardan biri "Iyyy iğrenç! Atlarımla maraton koşmayı tercih ederim ben gidiyorum! Sonunda!" deyip uzaklaştı.
Ona karşılık verdim, bir süre sonra bizi durduramayacaksınız Emre oldu. "Mümkünse ayrılın, etrafımızda insanlar var ya hani!" Gülerek ayrıldık.
Evlenecektik.. Biz evlenecektik.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komşu Oğlu
Romanceozan:pardon.. yanlış kapı sanırım alya:sorun değil ben dalmışım.. AŞIK OLUNDU