Uyarı!
Bu bölümde şiddet betimlemeleri bulunmaktadır.
♡
Şarkı Önerisi:
Taylor Swift - The Great War
♡
Will, yol boyunca karşılaşacağı manzarayı düşünmeden edemedi. O kadar hızlı sürüyordu ki neredeyse akşam 9'a gelmeden yetişmiş olacaktı.
Ama burada olmama ihtimalleri de vardı. Hangi ihtimal kötüydü buna karar veremiyordu. Görecekleri karşısında ne yapacağını kestiremiyordu.
Hannibal, bu evin varlığından daha önce bahsetmişti. Abigail'i getirdiği ilk yer olduğunu söylemişti. Will'in hala hatırlıyor olması bir mucizeydi. Bu ev favori suç merkeziydi çünkü ormanlık alandan sonra mobeseler yoktu. Bu da işini hep kolaylaştırmıştı.
Jack'in telefonunun göründüğü son yerler mobeselerin bittiği yerdi. Orman.
Ormandan sonra bir buçuk saatlik yolu 45 dakikada gelmişti. Burada uzak aralıklarla birkaç tane ev daha vardı ancak uçuruma bakan ev olduğunu biliyordu. Eve uzak bir noktaya park ettikten sonra Jack'in İtalya'da aldığı silahı, pantolonunun kemer yerinden çekip çıkardı.
Dışarıya çıktığında sessiz ama hızlı adımlarla eve doğru yaklaşmaya başladı. Yaklaştıkça içeriden gelen sesleri duymaya başlamıştı. Bir şeyler düşüyor, kırılıyor, parçalanıyordu.
Daha çok yaklaştığı zaman uçurum tarafındaki camın paramparça olduğunu gördü. Sanki bir mermiyle parçalanmış gibiydi. Kalbi teklerken hızla oraya doğru koşacağı sırada bir silah sesi ile olduğu yerde kalakaldı.
Çok yakından patlayan bir silah sesiydi.
Aniden sesin geldiği yöne dönüp hiç düşünmeden silahını doğrulttu ve arabanın arkasına saklanmak üzere olan kişiye bir el ateş etti.
İkisi de eve yakın değillerdi. Evin asimetrik oluşu yüzünden kime ateş ettiğini görememişti ancak direkt birini hedefe almış olduğunu anlamıştı. Ardından inleyerek arabanın arkasına çökmüştü. Araba Will'e göre çarpraz durduğu için vurduğu kişin ayakkabılarını görebiliyordu.
Yanına doğru yavaşça yaklaşırken içeride bir silah sesi daha duyuldu. Hayır. Hayır. Hayır.
Daha hızlı adımlarla arabanın arkasına geçti ve silahını, yerde oturan adamın kafasına dayadı. Edwin Carney.
Will, kaşlarını çattı ve "Ne işin var burada?" diye tısladı.
Edwin, kanamayı azaltmak için omzunun arkasını tutmaya çalışıyordu. "Jack amcanın yardıma ihtiyacı vardı." diye inleyerek, konuştu.
"Sen.." Will, gözlerini farklı bir noktaya çevirdi. "Ah, ne kadar aptalım. Senin hikayeni dinleyeceğim günü iple çekiyorum." dedi ve silahın kabzasını kafasına sertçe indirdi.
Kendi kendine "Ama şimdi, daha önemli işlerim var." dedikten sonra eve doğru koşmaya başlamadan önce Edwin'e tekrar göz gezdirdi. Kafası öne eğilmişti ve darbe yüzünden yüzüne doğru kan akmaya başlamıştı. Umarım ölmemişsindir.
Koşmaya başladı. Onlara ulaşmak, yıllar sürecekmiş, her şeye geç kalacakmış gibi bir korkuyla koşuyordu.
Evin içine girdiğinde daha yavaş adımlarla ilerledi. Jack'in sesini duyuyordu. Direkt sesi takip etti. İçeri girdiğinde, Jack'in söylediği şeye şahit oldu. "Bu Will Graham için."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Forgive You | Hannigram
Fanfiction2. sezonun son bölümüne kadar dizinin gidişatına bağlıyım. Ancak sezonun son bölümünde verilen kararlarda ufak bir değişiklik yaparak 3. sezonu en baştan yazmaya karar verdim. Will, Hannibal ile kaçmayı kabul etseydi, olaylar nasıl evrilirdi?