Uyarı!
Bu bölümdü ufak bir yetişkin içerik bulunmaktadır.
♡
"Bunu nasıl düşünürsün? Onlarla alışveriş yapılmayacağını bilmiyor musun!"
Margot, sakince kahvesini yudumladı. "Biliyorum. Kaybedecek bir şeyim yok."
Alana, huzursuz bir nefes verdi ve "Will'e zarar gelebileceği umrunda değil, değil mi?" diye sordu.
"Will umrumda değil, Alana. Ayrıca ona zarar geleceğini sanmıyorum. Biz Hannibal Lecter pazarlığı yaptık. İşim yalnızca Hannibal Lecter'la."
Alana'nın gözlerinde acı çeken bir ifade belirdi. "Hâlâ anlamıyorsun değil mi? Will, olmadan Hannibal Lecter'a ulaşamayacağını."
"Ulaşacağım. Jack'in aptal planı bizi yavaşlatmaktan başka bir işe yaramıyor."
Alana kafasını iki yana salladı. "Peki, sen ne yapmayı düşünüyorsun? Dr. Lecter'ın kafasına silah dayayıp, konuşturabileceğine inanıyor musun?"
Margot pencereden dışarı baktı. Ardından derin bir nefes alıp, Alana'ya geri döndü. "Will'in kafasına silah dayarsam, Hannibal'ı konuşturabileceğime inanıyorum."
Alana'nın yüzü ciddileşti. Margot'ın vurdumduymaz ifadesini daha yakından görmek için yanına oturdu. Parmaklarıyla çenesine dokundu ve yüzünü kendine çevirdi. "Jack'in planı aptalca olabilir ama senin düşündüğün hiçbir ihtimalde senin canlı çıktığını göremiyorum, Margot." Sesinde korku vardı.
Margot, Alana'nın ümitsizliğini yüzünden okudu. Alana'nın gözyaşı yanağına aktı.
Margot, yaklaşarak alnını Alana'ya yasladı ve "Çıkacağım," dedi gülümseyerek. Ardından dudaklarını Alana'nın dudaklarına bastırdı. "Eğer çıkamazsam, sen varsın. İyi ki sen varsın. Sana arkamda her bir parçamı emanet edebileceğimi, biliyorum. Seni seviyorum."
Alana buruk gülümsemeyle huzursuz bir nefes verdi. Sevdiği kadının kararlı olduğu bir şeyin önünde duramayacağını biliyordu.
(Evliliklerinden sonraki 2 ay içerisinde: Lecter ve Graham Evi)
☆ Kriz Öncesi ☆
Hannibal, yanağında hissettiği gıdıklanma hissi ile gözlerini kırpıştırarak, açtı. Başta hoş gelen dokunuşun Will'in saçları olduğunu düşündü ama fazla yumuşaktı. Tüyden farksız bir yumuşaklıktaydı.
Aniden bakışları değişti ve kafasını çevirdi. Ağzından Litvanca birkaç küfür sayılabilecek kelimeler savruldu. Aniden yataktan doğrulunca üzerinde yatan Daisy, yatağa doğru yuvarlandı. Hazel, Hannibal'ın aniden hareket etmesinden dolayı yataktan hızla yere atlayıp, aşağıdan Hannibal'a meydan okurcasına miyavladı. Jasper ise Will'in yattığı tarafa rahatça uzanmış, yalnızca izliyordu. O, Hannibal'ın tepkilerine alışıktı.
Ancak Hazel ve Daisy aralarına yeni katılmıştı. Bir ay önce Will, balık tutarken, Daisy'nin ağaçların arasında miyavladığını duymuştu. Kar kadar beyaz tüyleri vardı ve gözleri açık kahverengiydi. Yüzünde gölge gibi gri lekeler bulunuyordu. Hazel ise Daisy'nin eve geldiğikten bir hafta sonra kapıya gelmişti. Hazel, siyah ve beyaz tüylere sahipti. Ağırlıklı olarak siyattı. Gözleri ise yeşildi.
Hazel ve Daisy'den sonra bahçe çevresinde gezen başka kedilerde olmuştu ancak Hannibal, bir kedinin daha eve alınmayacağını kesin bir dille belirtmişti. Will de dışarıya iki katlı küçük kapıları olan büyük bir yuva yapmıştı. Böylece en az 5 kedi rahatça yerleşebiliyordu. Her gün mama ve su koymayı ihmal etmiyordu. Evdekiler kadar dışarıdaki kedilerle de ilgilenmeye çalışıyordu. Hannibal ve Will bu konuya ancak böyle bir çözüm bulabilmişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Forgive You | Hannigram
Fanfiction2. sezonun son bölümüne kadar dizinin gidişatına bağlıyım. Ancak sezonun son bölümünde verilen kararlarda ufak bir değişiklik yaparak 3. sezonu en baştan yazmaya karar verdim. Will, Hannibal ile kaçmayı kabul etseydi, olaylar nasıl evrilirdi?