Bölüm Şarkısı;
Lord Huron - The Night We Met
♡
Will, Lady Murasaki'nin dairesine girdiğinde bir hizmetli kendisini karşıladı. Ona nerede olduklarını sorduğunda, geçen hafta istemeden kulak misafiri olduğu, geçen gün oturdup, kahve içtiği salonda olduklarını öğrendi.
Salona yaklaştığında içerisinin aydınlık olduğu hole bakan pencereden anlaşılıyordu. Perdesi yarı çekiliydi ve bu açıdan onları göremiyordu. Duymak ve görmek istemediği sahneler aklına gelince geri dönmeyi düşündü. Bilmese daha iyiydi. Ama neyi bilmese? Ne yapıyorlardı da bilmese daha iyiydi? Ne konuşuyorlardı ki? Veya neye göre bilmese daha iyiydi?
Merakı üstün geldi ve salon penceresine yaklaştı. İçeriden konuşma sesleri mırıltı gibi duyuluyordu. Pencerenin karşı çaprazınd tarafındaki, bahçeye bakan pencerenin önünde duruyorlardı.
Yalnızca durmuyorlardı. Hannibal'ın eli Lady Murasaki'in çenesini tutuyordu. Çok yakınlardı, haddinden fazla yakınlardı. Will, kaskatı kesilmişti, öfke ve adrenalin vücuduna yayıldı ve yumruğunu sıktı. İçeri girmek için kapıya doğru ilerleyeceği sırada, Lady Murasaki'nin konuştuğunu duydu.
"Seni geri istiyorum, demek isterdim. Ama sen çok uzaklardasın." Elini, Hannibal'ın bileğine sardı. "Sadece aile olmak istiyorum. Eminim Will, buna kızacaktır ve istemeyecektir. Ama gün gelince yine ortadan kaybolmanı istemiyorum."
Ardından Hannibal, konuşmaya başladı. "Ben bunların çok ilerisindeyim, Lady Murasaki. Siz benim ailemsiniz, bunu hiçbir zaman inkâr etmedim." Lady Murasaki'nin yüzünü baş parmağıyla okşadığında, Will'in ağzına acı bir tat yayıldı. "Tüm bunları yıllar öncede kaldı. Hatalarla dolu bir geçmiş, kapalı kapılar ardına saklandı. Her şeye rağmen bana bir adım attınız, Lady. En ihtiyacım olduğu anda yardım elini uzattınız. Bunun ardından size sırtımı dönmek kabalık olurdu."
Kontrolsüz öfke bedenini ele geçirmişken, ne yapacağına karar veremedi. Tek istediği, bir şeyleri dağıtmaktı. Bir şeyleri yakıp yıkmaktı. En büyük arzusu da Hannibal'ın o, gülümseyen yüzünü dağıtmaktı.
Murasaki'nin yoğun bakışları sonrası Hannibal'a aniden sarıldığını görünce, bekledi. Bir anda bedenine soğukluk yayıldı. Hannibal'ın da kollarının onun bedenine sarıldığını görünce, bir adım geriledi. Kanında kaynayan öfke buz küpüne dönüşmüştü. Sıktığı yumruğunu gevşetti ve bir adım daha geriledikten sonra arkasını dönüp, çıkışa doğru ilerledi. Zihnine ve kalbine yüklenen basınç, düşünmesine engel oluyordu. Aklından geçen tek şey, büyük bir yangın başlatmaktı. Ama şu an olacakları tartıp, düşünemeyeceğinin bilincindeydi. Bu yüzden içindeki öfkeyi boğup, dışarı çıkmayı kendine kabul ettirdi.
Yalnızca kapıyı açtı ve istemeden sertçe kapatı. Uyguladığı kuvvetin farkında değildi ama evin içinde yankılanan bir ses çıktığını duymuştu.
☆
Hannibal, kendi kaldıkları daireye girdiğinde loş ışıklar arasından hole çıktı. Büyük merdivenleri tırmanırken, her zamanki gibi sakindi. Acelesi yoktu.
Odanın kapısını açtığında, odanın zifiri karanlık olduğunu gördü. Kapıyı kapattıktan sonra etrafa göz gezdirdi. Tam ışıkları açacağı sırada onun siluetini gördü. Sonra sigarasının ateşini. Terastaydı.
Lambayı yakmadan terasa doğru ilerledi.
Terasın kapısını açtığında Will, duyduğu sesle irkilmedi. Bir tepki vermedi. Çünkü onu bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Forgive You | Hannigram
Fanfic2. sezonun son bölümüne kadar dizinin gidişatına bağlıyım. Ancak sezonun son bölümünde verilen kararlarda ufak bir değişiklik yaparak 3. sezonu en baştan yazmaya karar verdim. Will, Hannibal ile kaçmayı kabul etseydi, olaylar nasıl evrilirdi?