(~kelime~) = Kelimenin üzeri karalandığı ifade edilmektedir.
... = Yazmaya ara verildiği kısımları ifade etmektedir.Merhaba, Dr. Lecter.
Bu mektubu yazmamak için kendimle ne kadar savaş verdiğimi bilmelisiniz. Ve yazmamak akıllıca olurdu çünkü size hiç ulaşmayacak.
Fakat görüyorsunuz ki yazıyorum.
Afedersin ama yaptığım tamamen saçmalık. Şimdi umrunuzda değilse bile biraz sonra size hayatımımı anlatacağım.
Sensiz geçen kısmını.
Kötü zamanlar yaşadığım kadar iyi zamanlarım da oldu.
Neredeyse 1 yıl boyunca hastanedeydim. Bu sefer suçlu olarak değil. Bunları bildiğinizi biliyorum. O yüzden bu kısımları detaylandırmayacağım. Çünkü bu mektup göremediğiniz kısımları ve benim sana hiçbir zaman gösteremeyeceğim kısımları içeriyor.
Başta çok zorlu günler yaşadım. Eski hayatınıza dönmek öyle düşünüldüğü kadar kolay değil. Sürpriz aksiyonların kucağında bile olsanız, bu ana adapte olmak hiç kolay değildi. Üstelik kırgın bir ruha sahipseniz, tamamen ümitsiz bir hayat.
Neredeyse sizin kadar tutsaktım. Etrafımdaki herkes delirdiğimin farkındaydı. Ben hariç. Bu da deliliğin bir parçasıydı zaten. Hâlâ aklımın açık ve durumun kontrolüm altında olduğunu sanıyordum. Çok zavallıca, biliyorum. 320 gün boyunca, her gün, "Bu aptallar benim zihnimin ne kadar canlı olduğunu ve ne kadar kirli olduğunu bilseler, bir dakika bile burada barındırmaz, zincirlere vururlardı." diyerek, onlarla alay ediyordum. Tabii, bunu hiç dışa vurmadım. Böylece benim deli olduğumu kanıtladıkları bir neden daha vermiyordum.
Size yalan söyledim. Hiçbir zaman tamamen geride bırakamadım. Her gün zihnimi işgal ediyordunuz. Bunun kolay olmayacağını biliyordum ama bu kadar zor olacağından haberim yoktu.
Acı içindey(~im~)dim.
Bazen bu hissin sonu hiç gelmeyeği konusunda ümitsizliğe kapılıyordum. Bazense boğazımdaki bir düğümü güçlükle yutkunmak zorunda kalıyordum ya da saatlerce boşluğa bakıyordum.
Fazlasıyla yalnız hissediyordum. Fakat yalnız değildim. Dostlarım, ailem, arkadaşlarım, meslektaşlarım, hatta düşmanlarım, her zaman yanımdaydılar. Bana destek oldular. Sizi unutmam için bana yardım ettiler çünkü ruhen ve bedenen yaralı bir hastaydım.
Hâlâ hastalığımın ne olduğu merak konusu. Tıp dünyasının odak noktasıydım. Alman, Japon, Türk, Rus...birçok ülkeden uzman psikiyatristler ziyaret etti. Hepsi araştırma konusu olarak kullandılar ve makaleler yayınlayıp üzerinde tartıştılar. Eskiden şikayet ettiğim ilginin yüzlerce katı ile karşı karşıya kaldım.
Gazetelerde görmüşsünüzdür.
Bundan rahatsız olduğumu sandıysanız, pek değil. Artık değil. Hayvanat bahçesinde ziyaret edilen bir maymun gibi hissetmiş olabilirim ama bu beni çok da etkilemedi. Günler o kadar uzundu ki, bu beni eğlendiriyordu. Yeni yüzlerle vakit geçiriyor olarak görüyordum. Biliyorsunuz, dört duvar arasında zaman hiç geçmiyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Forgive You | Hannigram
Fanfiction2. sezonun son bölümüne kadar dizinin gidişatına bağlıyım. Ancak sezonun son bölümünde verilen kararlarda ufak bir değişiklik yaparak 3. sezonu en baştan yazmaya karar verdim. Will, Hannibal ile kaçmayı kabul etseydi, olaylar nasıl evrilirdi?