Herkese tekrar merhaba:)
İyi okumalar:)
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum ♡
Yazardan:
İnci kapıya yaşlanmış bir yandan spor ayakkabılarını çıkarırken diğer yandan da kapı önünde geçen sohbete tanıklık ediyordu
" Hoş geldin oğlum " diye söze başlayan kapıcı olmuştu. Murathan onu mırıltılar ile onaylarken arkadan Gizem konuya dahil olmuştu " Valla seni çok özledim " dedi heyecenla ve cıvıl cıvıl bir sesle .
İnci bu kadının kim olduğunu bilmediği için kaşları hafif çatılmıştı ama o bunun farkında bile değildi.
" Gizem bu konuyu daha önce de konuşmuştuk " dedi sanki bezmiş bir şekilde.
Turan'ın kalın sesi duyuldu bu sefer " biz artık eve çıkalım " kısa bir süre sonra da adım sesleri duyulmuştu.
Ardından kapıcı " Murathan oğlum Gizem kızım seni sordu diye getirmiştim bende gideyim artık "
" Eyvallah abi" diye Murathan kalın sesle karşılık vermiş ve tekrar adım seslerini duyup daha fazla onları dinlemek istemediği için mutfağa doğru ilerledi.
Sonuçta insanların özel hayatı onu ilgilendirmiyordu. Ve komutanının da sevgilisiyle hasret gidermesini dinlemek yerine evinde Agir'e ağlayarak yasını tuta bilirdi.
İnci'den sonra Murathan da bakışlarını Gizem'e dikmiş neden buradasın der gibi bakıyordu.
Gizem heyecenla kollarını Murathan'ın boynuna dolayıp " seni çok özledim " dedi tekrar.
Murathan ise ona Sarılmak için hiç bir hamlede bulunmamış elleri iki tarafında öylece beklemişti lakin Gizem'in geri çekilmeyeceğini anlayınca ellerini beline yerleştirdi ve onu kendinden uzaklaştırdı.
" Gizem sana daha kaç kez söylemem lazım inan bilmiyorum ama gerçekten yeter" deyip sağ elinin işareti ve baş parmağını kaşlarının arasına getirip hafif baskı uygulamış ve nefesini dışa verdi.
Gizem ise ondan uzaklaşıp aralarında kısa bir mesafe bırakarak " ama neden?" Dedi bundan önceki senelerde olduğu gibi.
Murathan sıkıntılı ve öfkeli bir şekilde ona bakmaya devam ediyordu. Defalarca kez ona kalbine kimseyi alamayacağını söylediği halde Gizem asla inadından vaz geçmiyor, üstelik yersiz bir samimiyeti kuruyordu.
Yirmi altı yaşında olmasına rağmen gerçekten çocuk gibi inat ediyor ve bu da Murathan'ın ofkelenmesine neden oluyordu .
O kalbini sevgi ve aşk gibi kavramlara kapatalı çok oluyordu. Bundan sonra ne hayatına birini almak, nede birinin hayatına girmek gibi bir çabası ve niyeti yoktu
Tek hedefi ve gayesi vatan olmuştu. Ve ona göre bu düşüncesi asla ama asla değişmezdi.
Bakışlarını bir kez daha Gizem'e çevirip " sen sebebini çok daha iyi biliyorsun " dedi.
Canını yakan ise Gizem'in bu kadar ısrar etmesi ve karşılık alamaması olmuştu
Bir kez daha kırılan Gizem bakışlarını kaçırarak arkasına döndü ve merdivenlere yöneldi.
Murathan ilk geldiğinde ona karşı içinde bir aşk filizlenmeye başlamıştı. Belki de sadece bir hayranlık ama sonuç olarak duyguları karşılık bulamamıştı.
Ama onun kitabında pes etmek de yoktu. Merdivenleri inmiş arabasına binip orayı terk etmişti. Ama eninde sonunda o istediğini elde edecekti
Ki şimdiye kadar da her zaman bu durumda böyle olmuştu. O ne olursa olsun istediğini elde ederdi .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamanın Kayıp Emareleri
ChickLit"Turnam gidersen mardin'e Turnam yâre selam söyle Karlı dağların ardından Turnam yâre selam söyle " diye türküyü mırıldandı bitkin sesiyle,alnına silah dayalıyken Murathan. Ve sonrasında bir kurşun sesi duyuldu ardından yere cansız bir beden düşt...