Yazardan:
Murathan ağır adımlarla İnci'nin yanına gidip baş ucundaki sandalyeye oturdu
" o time yeni geldi" dedi ama hala nasıl izah edeceğini düşünüyordu.
İnci sorgulayıcı bakışlarla ona bakarken Yasin ve doktor nihayet odaya girdi.
Murathan rahatlayarak nefesini dışa saldı ve oturduğu yerden ayaklandı.
Doktor İnci'nin yanına gelerek gerekli kontrolleri yapmaya başladı. Bu esnada Tim'de odadan çıkmıştı.
Doktor elinde tuttuğu İnci'nin dosyasını incelerken kaşlarını çattı.
Daha gencecik bir asker için nede ağır bir durumdu.
" tamam " dedi doktor ve dosyayı yerine bırakıp İnci'ye yaklaştı İnci'nin gözlerine ışıkla baktıktan sonra değerlerini de kontrol ederek " geçmiş olsun " dedi ve odadan çıktı.
Kapıda onu bekleyen timle birlikte derin bir nefes aldı " hastamızın durumu iyiye gidiyor " dedi onları rahatlatarak.
Ardından cebinde bulunan kalemle oynayarak boğazını temizleyip " kendisini daha kapsamlı bir hastaneye nakil etmemiz gerekiyor " dedi.
Söyleyeceklerini toparlayıp "aldığı ağır darbeler sonucunda hastanın vücudu ağır hasar görmüş " dedi.
Ellerini ceplerine sokup " burada tedavisini karşılayamayız bu nedenle Türkiye'ye gitmesi gerek" dedi.
Onu dikkatle dinleyen Murathan " her hangi bir komplikasyon söz konusu mu?" Diyerek aklında ve kalbinde bulunan soruyu doktora yöneltti
Çünkü, herkes bilir ki bir asker için ola bilecek en ağır ihtimal bir daha asla o üniformayı giyememektir.
İnci vatanına aşık bir asker.
Onun için bu dünyada vatandan ötesi yoktur
Zaten Murathan da bunun bilincinde olarak sorusunu cevabını almaktan korkarcasına sormuştu.
Doktor sıkıntılı bir nefes verdi " maalesef uzun bir süre askerlik yapamayacak" dedi.
Bunun nedeni ise İnci'nin vücudunda bulunan kırıklar ve kurşun yaralarıydı
Murathan'ın omuzları çökmüş bir şekilde " ne kadarlık bir süre?" Demekten kendini alıkoyamadı
Doktor " şuan için size kesin bir şey söyleyemem bu hastaya bağlı " dedikten sonra " geçmiş olsun " diyerek kendi odasının yolunu tuttu.
Arkasından çökmüş bir tim bırakarak. Eğer zamanında kurtarılsaydı böyle olmayacaktı.
Zaten tim de bundan dolayı yıkılmıştı. Onlar ailelerinden bildikleri bu kızı koruyamamıştılar.
Murathan biraz bekledikten sonra kendini toparlayıp yüzüne bir gülümseme yerleştirdi.
Omuzlarını dikleştirip kapının kulpunu çevirdi.
Tam içeriye girecekken " biz helikopter isteriz" diyen Turgut'la göz göze geldi
Kafasını olumlu anlamda sallayıp " tamam" dedi ve kapıyı açarak odaya girdi.
Elinde bulunan damar yoluyla uğraşan bir İnci görmek pekte beklediği bir şey değildi.
Hızla ona doğru gidip elinin üstüne elini koyup kaşlarını çattı " ne yapıyorsun sen?" Dedi
İnci bir Murathan'a birde elini tutan eline baktı " şey " dedi utana sıkıla " ney?" Dedi Murathan hala ona çatık kaşlarla bakarken.
" ben" diyen İnci bakışlarını kaçırarak " kalkacaktım" dedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamanın Kayıp Emareleri
ChickLit"Turnam gidersen mardin'e Turnam yâre selam söyle Karlı dağların ardından Turnam yâre selam söyle " diye türküyü mırıldandı bitkin sesiyle,alnına silah dayalıyken Murathan. Ve sonrasında bir kurşun sesi duyuldu ardından yere cansız bir beden düşt...