Bölüm 3

1K 50 32
                                    

Bölüm 3

Artık bir haftadır esir olan Pençe timi yorgunluk ve yaraları nedeniyle olan kan kaybı yüzünden iyice güçten düşmüştü.

Günlerdir bir şey yememiş iki günden bir verilen suyla hayatta kalmaya çalışıyordular.

Lakin Murathan ve Turan Artık oldukça zorlanıyordu. Karnına yediği kurşun nedeniyle iki askerin de durumu oldukça ağırdı. Onlardan yaptıkları onca işkencelere rağmen bilgi alamayan Sadi üstlerinden gelen telefonla adeta deliye dönmüştü.

Yaklaşık bir haftadır dağa çıkan bir tim adeta karşısına çıkan bütün kampları kasıp kavurmuştu ve tek nedeni içerde bir işe yaramayan timdi.

Dağları yakıp kavuran Izdırap timi bir türlü onları bulamıyordu buda yetmezmiş gibi geceden beri pusuya düşmüş ağır bir çatışmanın ortasında kalmıştılar.

Sadi Artık öfkesini dizginleyemiyordu bu yüzden hızla timin tutulduğu mağaraya girdi ve adamlarına hitaben " türklere bir ders vereceğim uzun bir süre bunu unutamayacaklar" dedikten sonra zincirlerden asılı olan bedenlere yaklaştı.

Turan'ı baygınlık nedeniyle önüne düşen başını çenesinden tutarak kaldırdı ardından " kamerayı kurun bu iş gereğinden fazla uzadı "

Diğer taraftan Yasin" sizden mi korkacağız lan döl israfları" dedi.

Murathan' kendinde olmamasına rağmen askerinin sarsılmaz dik duruşuna karşı gururla gülümsedi.

Onlar Türk askeri ve ölmek korkacakları son şey bile değildi.

Saatler öğleni gösteriyordu günlerdir işkence gören Tim mağaradan çıkarılmış sırasıyla kazılmış mezarların önüne diz çöktürülmüştü.

Beş mezar beş asker karşı karşıya dizilmiş öylece birbirlerine bakıyordular.

Evde bekleyen ana ,bacı, yarenleri vardı her birinin. Daha yeni baba olmuştu Turgut kundağındaki kızı bekliyordu onu.

Ali yeni kavuşmuştu sevdiğine daha bir hafta olmuştu nişanlanalı. Görevden önceki hafta tanıştıran yüzükleri.

Yasin'in kimsesi yoktu Hasta annesi dışında. Bekliyordu Zahide anne tek varlığı olan oğlunu hasta yatağında yatarken.

Turan peki? Kimsesiz Turan . Yoktu ki yolunu bekleyeni, ne annesi ne de bir babası vardı onun.

Sevdiği olsaydı belki dönmek için bir nedeni olurdu lakin hiç biri yoktu.

Yaşama onu bağlayacak hiçbir neden yoktu...

Murathan. Acılarla dolu yüreği bir sevda ateşine düşmüş kasıp kavuruyordu biçare gönlünü.

Ne zaman unutsa bir papatya kokusunda hatırlar olmuştu Naz'ı.

Elbet o gün o görevi kabul etdiği zaman biliyordu Naz'ın ihanet olarak gördüğü bu durumu asla aff etmeyeceğini.

Lakin o yıllardır ailesinin bile önüne koymuştu vatanını. Annesi eli yüreğinde beklemişti onu hep.

O gün de sevdasını bir kenara itip vatanı seçmişti. Pişman mıydı?
Hayır yine olsa yine bayrağım der kabul ederdi o görevi. Lakin gönlü de bir ömür yanacaktı.

Zamanın Kayıp Emareleri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin