20

510 54 21
                                    

Holaaa

Ne yapsak ki...

İki nişanlınin ilk gününü okuyak mi be!
______________________________________

Sabahın erken saatlerinde kalkmış kahvaltı hazırlığı yapıyordum. Sonuçta Delal ana ve Miran burdaydi nişanlı olarak ilk kahvaltımızı yapacaktik benim hazırlamam daha güzel olurdu.

Böreğin harcını tepsiye serdigim yufkanın içine koyarken belime sarılan kollar ve popoma yaslanan şeyle durdum.

Miran normalde bu saatte uyanmazdi.. Popoma sürttüğü sertliği ve enseme bıraktığı öpücüklerle karnım karincalanirken bu adamı düğüne kadar nasıl tutacağımi düşünüyordum.

- Mis gibi kokuyorsun ulan hasretten ölecektim bir haftada nasıl iki buçuk ay ayrı kalıcam senden ben...

Kikirdayip ona döndüğümde başımi kaldırdım yanağına ufak bir öpücük bırakip geri çekildim.

- Ağam arada alışverişe çıkacağız sonuçta o sırada görürüz hem yemeğe cagirmalarda olacak

- Ha sana yetiyor yani o kadarcik, belli zaten sen özlemiyorsun beni..

Bunuda nerden çıkarmıştı utanmasam onu düşünerek hayal ederek yaptığım şeyleri söylerdim ama utanıyordum işte.

- Hayır Miran 'im sadece kötü bakmak istemiyorum bunada şükür nişanlıligi boyunca birbirini görmeyen insanlar oluyor..  Seni tabiki çok özlüyorum ama yapacakta birşey yok...

Cümlemin bitmesiyle dudaklarıma yapmışmasi bir olurken sanırım babamlar haklıydı aynı evde kalmamız hiç iyi değildi..

Nefes almak için ağzımı açtığımda içeri giren diliyle şaşırmıştim garip ama güzel bir histide öpmek sadece dudaklarla olmaz miydi.

Kalçamı sıkıp bırakan elleri dilimi damagimi yalayan diliyle dizlerimde güç kalmamışti..

Beni masaya yaslayıp öpmeye devam ederken kapıdan gelen sesle itmiştim onu kapıya dönüp baktığımda gördüğüm kediyle rahatlayıp ona yaklaştım Miran nin oflamasini umursamadan kediye bir kase süt hazırlayıp mutfağın dışına koydum.

Yemek yaptığım için ona hiç dokunmadan elimi  yüzümü yıkayıp beni izleyen Miran a döndüm.

- Hadi git Miran işim var benim ,dikkatimi dağıtıyorsun

Ciklayip köşede ki camlı bölüme oturdu " Seni biraz daha görebilecekken neden gidim ki köşede uslu uslu otururum ben sen işine bak " kabullenmişlikle başımı sallayıp böreğin kalanını yapıp bitirdiğimde o pişerken diğer hamur işlerini yapmıştım..

Miran iki saat boyunca yalnızca beni izleyip dururken garipti sanki evliymişizde misafir hazırlığı yapiyormuşum gibiydi , işim bittiğinde kirlenmesin diye köşeye koyduğum yüzüklerimi geri parmağıma geçirdim.

Aklıma gelen soruyla gidip Miran in yanuna oturdum ve yüzüğü göstererek " Neden bundan seçtin Miran, her ikiside kırmızı bide anlamı var mı ? " Elimi tutup dudaklarına götürdüğünde beklemediğim bu eylemle büyümüş gözlerle ona baktım.

Kalın dudaklarını parmaklarimin üzerine bastırırken garip tatlı bir sızı kalbimin atışını değiştirdi sanki..

- Şimdi kırmızı taş değil yavrum bunun adı " Yakut " aşkı sadakati ve tutkuyu simgeler tam olarak bizim için en uygun taş bence

Anlamıda ismide çok güzeldi yüzüklerimiz sadece ben değil o da takıyordu karşılıklı sadakat ve aşkı..

Mutlulukla gülümseyip yanağından öptüğümde sırıtarak bakmıştı bana tam dudaklarımız bulusacakken öksürük sesiyle geri çekildim.

Kapıya dönüp baktığımda annemin girişte durduğunu fark ettim... Görmüştü bizi kesin..

Annemle göz göze geldiğimde bana uyarı dolu bakışlarla bakıp yanına çağırmıştı..
Yanına gittiğimde etimi mincirip " Ya başka biri geleydi ha Selim az utanma olur yemek yapılan yerde yapilacak işmi tövbe tövbe..

Vallahi nasıl sizi tutacağız bilmiyorum düğüne  kadar git odana kahvaltı saatine kadar da çıkma hayde "Oflayip odama giderken peşimden gelip odaya girdiğimden emin oldu ardından kapıyı kapatıp çıktı gitti..

Yemek yapmaktan kirlenmiş üstümü fark ettiğimde duşa girdim ağda yapmam gereken konular vardı..
Adetim gelmeden yapsam iyi olurdu..

Güzelce yıkanıp kahve rengi  bir kazak ve beyaz pantolon giymiştim.
Çalışanın kahvaltının hazır olduğunu söylemesiyle çıkmıştım odadan ..

Mart in son günleriydi ama hava hala soğuktu o yüzden içerde hazırlanmıştı sofra.. Şark odasında kurulan sofraya baktığımda eksik yoktu ,kapıda gördüğüm Delal anayla gülümseyip günaydınlaştiktan sonra arkada suratı asık şekilde gelen Miran' ı gördüm sanırım uyarı çekilen tek kişi ben değildim..

- Günaydın ağam ,sabah şeriflerin hayrolsun

Ağzının içinde günaydın diyip sofraya oturduğunda Delal anaya dönüp baktım oda sus dediğinde babamın geldiğini görüp sorgulamadim anam bana azar geçtikten sonra belli ki Delal anaya söylemişti...

Eee oda Miran ı haşlamış... Neysee babama söylemedikleri sürece hiç sıkıntı değildi..

Birlikte sofraya oturduğumuzda babamda Miran daki garipliği fark etmiş olmalı ki sürekli onu konuşturmaya çalışmışti..

Laf atıp dursada Miran altan alıp hiçbir sinir belirtisi göstermeyip sakin davranmıştı...

Saatler geçmiş düğün hakkında konuşulacaklar konuşulmuştu..
Kürtçe şarkı olamayacağı için mevlütlü yemekli yapmaya karar vermiştik..

Çeyiz alışverişi ve ev için gün belirlediğimizde saat 7  olmuştu bile..

Miran yol uzun şimdi yola çıkmak lazım diyip kalkmıştı babamlar Delal anayla konuşurken biz kapıya kadar gitmiştik bile onun beline sarılıp göğsüne başımı yaslandigimda anlimdan öpmüştü.

Başımı kaldırıp ona gülümsedigimde odanın kapısını kontrol edip dudaklarımdan ufak bir öpücük kapıp ayrılmıştı benden...

Babamlarin geldiğini gördüğümde çekinerek gülümseyip ugurlamiştik onları..

Bugünde böylece bitmişti şimdi bir hafta çeyiz gününü bekle anam bekle.

&________________________&&&&&&&5&

Başta yazan kişiyle sonda yazan aynı değil gibi dimi..

Neyse

Umarım güzeldir

Sonra görüşürüz

Sevsen Ya Beni (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin