ZORLU YOLLARDAN GEÇEN EVLİLİK

9 3 288
                                    


Öncelikle selammm

Bu bölüm çok imanlı, eğlenceli ve şok geçirmeli olacak...

O yüzden kısa tutup direkt bölüme geçelimm

4 ay sonra…

Sabretmek ilk söylendiğinde zor gelirdi kulağa, moralin bozulurdu. Neden şimdi değil diye düşünürdün. Oysaki belirlenen tarihler geleceğin şimdileriydi. Ben bugün o şimdiyi yaşamaya hazırlanıyordum, çünkü sabretmiştim.

Geçen hafta kıyılan nikahımızdan sonra kına geceme hazırlanıyordum. Daha doğrusu Buket ile Özlem beni hazırlıyorlardı. Kuaförde sadece saçımı yaptırmıştık. Makyaj işini Özlem’le Buket mükemmel bir şekilde halletmişlerdi.

Üzerimde bindallıyla oturmuş kendime bakıyordum. Allah’ım… Şimdi ellerimde kına mı olacak benim? Acaba Murat ne yapıyordu? Halay çekme provası yapıyordur! Tövbe estağfurullah… İçimde hiç susmak bilmeyen cümlelerim yüzünden sırıtmıştım.

Aynadan kendime bakarken Buket’i de süzmeden edememiştim. Bebek mavisi, uzun bir elbise giymişti ve açık konuşmak gerekirse ona çok yakışmıştı. Gözlerim Özlem’i hedef aldığında onun da siyah, mini bir elbise giydiğini görmüştüm. Elbisenin eteği dardı ve bir kolu uzundu. Özlem’e her şeyin yakıştığı gibi bu da çok yakışmıştı. “Ay çok güzel oldun kız!” diye bağıran Özlem’e gülümsemiştim. Üzerimde gereğinden fazla heyecan vardı. Hem üşüyor, hem terliyordum.

“Makyaj bayağı iyi oldu,” dedi Buket, uzaktan uzaktan beni izlerken.

“Oldu mu diyorsunuz…” dedim tatmin olamayan bir ifadeyle. Lanet olası heyecanım beni bir gün delirtecekti!

“Taş gibi oldun diyorum ve konuyu kapatıyorum,” diyen Özlem’e gülmüştüm. “Maşallah benim arkadaşıma. Hep mutlu olun inşallah.”

Buket, “Âmin,” derken ben, “Darısı başına,” demiştim sırıtarak. Özlem hemen kızarmıştı. Kızardığını tabii ki yüzünden anlamamıştım çünkü yüzünde kat kat fondöten vardı. Boynunun kızardığını görünce anlamıştım. “Hadi gidelim artık,” dedi konuyu değiştirerek. Hep beraber kalktığımızda kiraladığımız salonun kocaman bir yer olduğunu şimdi daha iyi anlamıştım. Beni gören annemin gözlerinin dolduğunu gördüm. Şu kına gecelerinde ağlanacak ne vardı Allah aşkına? Bence gözlerinin dolma sebebi Murat’la evleniyor olman. İnanır mısın, bu konuda çok haklısın, iç ses.

Koskoca salona eğlenceli bir giriş olmadan girilmez diye ellerinde tüylü yelpazeler olan kadınlar geldi. Hareketli bir şarkı eşliğinde yelpazeleri titretmeye başlamışlardı. Ben ise onların en arkasında ufak hareketlerle dans ediyordum. Kadınlar şarkı eşliğinde dans ederek benim için yolu açmışlardı. Alkışlar koparken ben yüzümdeki tebessümle dans ede ede salona giriş yapmıştım. Şarkı bitene kadar bütün kadınlarla dans etmiştik. Annem duygulu duygulu dans edince benim dans edesim gelmiyordu. Ne bu efkâr?

Ben ortaya koyulan sandalyeye oturduğumda yüzümü örten kırmızı tülü başımdan aşağı serbest bırakmışlardı. Ellerinde mumlarla gelen kadınları görünce içimden bir besmele çektim. Evet arkadaşlar, başlıyorduk. Malum şarkının sesi salonda yankılanırken kadınlar etrafımda dönüyorlardı.

Yüksek yük tepelere ev kurmasınlar

Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar

Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler

Annesinin bir tanesini hor görmesinler

Annesinin bir tanesini hor görmesinler

Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim

Sana Rağmen... Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin