Uyandığım halde yarım saat boyunca gözlerimi açmadım. Bana sarılan kolları normalde itmem gerekirdi. Ama benim gibi birinin bile bazen insanlara sarılmaya ihtiyacı oluyor demek. Üstelik böyle çirkin birine..
Gözlerimi açtığımı fark ettiğinde hemen kollarını çekti ve gözlerini kapattı. Evet gerçekten uyuduğuna inandım! Ne iyi oyunculuk ama!
"Günaydın çirkin. Uyumadığını biliyorum."
"Ne? Nasıl?"
"Öyle aniden kollarını çektin ya işte oradan biliyorum."
"T-tamam. Günaydın."
"Bu kadar utangaç mısın gerçekten?"
"Fazlasıyla ve sen de şimdi beni utandırmayı keseceksin."
"Peki öyle olsun. Ben gitmeliyim."
"Hemen mi?"
"Yatak keyfi yapacak değiliz çirkin. Ben senin sevgilin değilim. Bunu aklından çıkarma olur mu?"
Cevap bile vermeden kafasını çevirdi. Kalkıp giyinmeye başladığımdaysa benim yattığım tarafa dönüp öylece durdu.
"Bu arada sesin çok güzelmiş. Müzikten anlamam ama beğendim. Arada bir seni dinlemeye geleceğim."
"T-teşekkür ederim."
Sesi titreyince giyinmemi durdurup yüzüne baktım. Kalbimdeki bu garip uyuşma da neyin nesi?
Aslında ağladığını sanıyordum ve bu çok salakça. Tabi ki ağlamıyordu çünkü bunda ağlanacak bir şey yok!
Sessizce oradan çıktım. Sadece kıyafetlerimle gelmiştim ama sanki orada bir şey unutmuşum gibi hissediyordum.
Jong In'in çağırmasıyla onlara gittim. Evin içinde bir yığın koli ve paketlenmiş eşya vardı.
"Gidiyor musunuz?"
"Sanırım gidiyoruz dostum."
"Bu kadar çabuk mu?"
"İnternetten ev bulduk. Burada oyalanmamıza gerek yok Min Seok. Bir an önce düzen kurmalıyız."
"Haklısın."
"Heeeey asma yüzünü. Üzüldün mü gerçekten? Tanrım! Min Seok! Hissiz olduğunu sanıyordum."
"Sizi seviyorum gerizekalı tabi ki üzüldüm!"
İkisi de beni kucakladı. Normalde böyle sevgi böcüğü modundan tiksinirim ama ben de onlara sarıldım.
Jong In'le yıllardır kardeş gibiydik. Ondan ayrı çok zaman geçirmedim. Kyung Soo da hayatımıza girdiğinden beri Jong In gibi olmuştu benim için. Onu da kardeşim gibi görüp benimsemiştim. Alıştığım tek dostumu kaybedecekmişim gibi hissediyordum. Burada tamamen yalnız kalacaktım.
"Bu evi satacak mısınız?"
"Hayır kiraya verdik. Haftaya taşınacaklarmış."
"İyi ki gittikten sonra haber vermediniz. Cidden beni takmıyor musunuz siz?"
"Seni tanımasam alınganlık yaptığını düşüneceğim. Kes şunu Min Seok. En fazla iki ayda bir geleceksin. Söz mü?"
"Param olduğu sürece gelirim tabi."
O gün akşama kadar kalan eşyalarını toplamaları için yardım ettim.
"Şey.. Min Seok.. Yemek yapacağım sen de kalır mısın?"
"Teşekkür ederim Soo ama gitmem gereken bir yer var."
"A-ama biz gideceğiz. Lütfen kal. Lütfen.."