Bombalı bölüm alarmı ♥
Beklenen an mı desem bilemedim.
Yorumlayın beni son son :(
Olanların üzerinden iki gün geçmişti ve annemler de çoktan gelmişti. Küçük kardeşimle tanışıp onu hemen sahiplenmişlerdi. Kyung Soo ilk öğrendiğinde şaşırsa da kısa zamanda bana sarılabilmişti. Gözlerinde hüzün vardı ve biraz da huzur. Sokağa atılan minik kalbini hepimiz sarmalamıştık.
Kyung Soo annemin etrafına dolanmış kollarıyla televizyon karşısında oturuyordu. Jong Dae ve ben de yiyecek bir şeyler hazırlıyorduk. Ayak sesleriyle kapıya döndüm.
"Min Se- Mmm şey.. Abiii."
"Söyle meleğim." diyerek alnından öptüm. Gözlerime bakıp tüm şirinliğiyle gülümsedi.
"Yardım etmemi ister misin?"
"Biz hallediyoruz. Sen git ve annemlere ilişkinizi söyle. Bunu bilmek zorundalar."
"Şey.. Korkuyorum. Oğullarının gay olduğunu öğrendiklerinde ya yüreklerine inerse. Hı? Hı?"
"Bir farkımız yok ufaklık. Sana destek olacağım."
"P-peki deneyeceğim."
Tekrar öptüğümde koşarak oturma odasına geri döndü.
"Mutlusun değil mi?"
"Evet. Fazlasıyla.."
"Min Seok biliyorum bu karmaşada bunları konuşmamız doğru değil ama biliyorsun benim gitm-ööğğğğ"
"Jong Dae? İyi misin? Heeey beni bekle. Neyin var?"
Aniden kendini tuvalete kilitleyip dakikalarca kustu.
Ona kesinlikle iyi gelmiyorum. Gözlerine baktığımda incindiğini görebiliyorum. Ama elimden hiç bir şey gelmiyor.
Annemler de merak edip yanıma geldiğinde içeriden çıktı.
"Özür dilerim hepinizi telaşlandırdım. Biraz stresliyim bu günlerde. Üzgünüm."
Annem ona sıkıca sarılıp elinden tutarak koltuğa götürdü.
"Bırak Min Seok yapsın. Sen biraz dinlen. Solgun görünüyorsun."
Ben tek başıma mutfağa gidince Kyung Soo peşimden geldi. Sonra da annem.. İkimize de kocaman sarılıp durmadan öptü. Kyung Soo halinden memnun bir şekilde kıkırdıyordu. Gerçek mutluluğun ne olduğunu hissetmiştim o an. Küçük kardeşim ve annem gülümserken iyi hissediyordum.
"Sizi minik yaramazlar siziii. Şimdi söyleyin bakalım şu içeridekilerle ne zamandır sevgilisiniz?"
"NEEEEE?"
Aynı anda bağırdığımızda kahkaha attı.
"Anlamayacağımı düşünmemiştiniz değil mi? Oğullarımın tercihlerinin farklı olması beni incitmedi değil. Kim güzel bir hatta güzel iki gelin istemez ki? Ama sanırım ikiniz de çok mutlusunuz. Özellikle de sen miniğim."
Kyung Soo'nun hemen yanakları kızarmıştı.
"Şeyy.. Evet a-an-ne. A-ama Min S- yani abim onunla sevgili değil. Sadece ona aşık."
"Neler duyuyorum Min Seok?"
"O tamamen uyduruyor anneciğim. Aşık olmak için fazla hovardayım ben."
Annemin popoma vurduğu terlikle üçümüzde kahkaha attık. Sonra babam geldi ve Kyung Soo koşarak boynuna atladı. Gerçekten küçük bir çocuk gibi davranıyordu ve bu fazla sevimliydi.
Yanımda oturan Jong In bana doğru eğilip fısıldadı.
"Tanrım! Bu kadar tatlı olmak zorunda mı? Kontrolden çıkacağım."
Ben de gülümseyerek ona eğilip aynı şekilde fısıldadım.
"Kontrolden çıkan organını yerinde görmeye devam etmek istiyorsan çeneni kapasan iyi edersin dostum. Kardeşimle ilgili kirli düşüncelerini bir kez daha duyarsam seni.. hah hah hah"
"Sen gerçek bir abisin. Korkuttun beni."
"Korksan iyi edersin!"
Birbirimizden uzaklaştığımızda yüzü bembeyaz olmuş Jong Dae'yi fark ettim. Berbat görünüyordu. Yanına gidip kolundan çekerek kaldırdım.
"Gel benimle."
Zor adım atsa da bana uymaya çalışarak yürüdü. Odasına girdiğimizde yavaşça yatağa yatırdım.
"Kötü görünüyorsun. Biraz dinlenmen gerek. Doktora gitmek ister misin?"
"HAYIR!"
"Tamam neden bağırıyorsun?"
"Özür dilerim. Biliyorsun normalde de kötü görünürüm. Bu yüzden çok umursamana gerek yok."
"Hastasın dinlen."
"Dur gitme. Konuşmamız gerek."
"Bu evden gitmeni istemiyorum Jong Dae. Seninle bu konuyu bir daha tartışmayacağım."
"Min Seok kestirip atmayı bırak lütfen. Gitmeliyim. Sen de biliyorsun ki bu şekilde yaşayamayız. Sürekli acı çekmemi mi istiyorsun? Burada kalamam. Hepimiz için en iyisi bu."
"Hepimiz?"
"İkimiz demek istedim. Her neyse. Lütfen beni yorma."
Yavaşça yanına gidip yatağa oturdum ve onu da oturur pozisyona getirdim.
"Gözlerime bak Jong Dae."
"Yapma."
"Bana bak dedim!"
"T-tamam çek elini."
"Üzgünüm. Sana göre biri olmadığım için gerçekten üzgünüm. Bana hissettirdiğin her neyse onu yok etmek istiyorum evet ama seni incitmek asla istemiyorum. Anlıyorsun değil mi?"
"Anlamıyorum.."
"Kalbim diyorum Jong Dae. Ver elini."
Elini kalbimin üzerine koyup dudaklarımızı birleştirdim. Dakikalar sonra yavaşça geri çekilip alnımı alnına dayadım.
"Kalp atışlarım.. Hissediyorsun değil mi? O gün de böyleydi işte. Kardeşim için değildi anlıyor musun? Bunu sen yapıyorsun. Ne olduğunu bilmiyorum ama yaşadığım tüm karmaşanın sebebi sensin. Başkasına dokundum evet. Çünkü bu duygudan kaçmaya çalışıyordum. Yapamam Jong Dae. Seni sevemem ben. Korkuyorum çünkü. Seni incitmekten, canını acıtmaktan korkuyorum. Hem de çok korkuyorum."
"M-min Seok.."
"Özür dilerim."
"Beni incitmiyorsun. Hem ben-"
Dudaklarımla susturduğumda kollarını boynuma doladı.
"Seni incitiyorum Jong Dae. Seni her saniye incitiyorum ve en kötüsü de ne biliyor musun? Ben de inciniyorum."
"N-neden?"
"Çünkü sanırım oldu. Yani o aşk dediğiniz şey.. Sanırım ben sana aşık oldum."
![](https://img.wattpad.com/cover/41337475-288-k750548.jpg)