2. Bölüm

5.2K 403 683
                                    

Her zaman birbirlerinden başka kimseyi görmeyen arkadaşlarımı bırakıp çıkmıştım. Jong In nasıl böyle olmuştu? Her gece bara gider oradan bulduklarımızla evlere dağılırdık. Benim gibiydi. Her gece başkasıyla birlikte olurdu. Sonra bir gün yanıma Kyung Soo'yla geldi. Elini tutuyordu.. O günden sonra da onun elini hiç bırakmadı.

Bir insan tüm hayatını bir anda değiştirebilir mi? Bence mümkansız!

Böyle bir hayat yaşarken nasıl tertemiz birini bulup kendine aşık edebilirsin ki? Jong In gerçekten imkansızı başarmıştı. Üstelik aşk dedikleri tuhaf duyguyu da fazlasıyla yaşıyordu. Her gece aynı kişi mi? Bunu yapabileceğimi sanmıyorum.. Belki nasıl bir duygu olduğunu bilmek istiyor olabilirim. Ama kendimi böyle bir hisse esir etmem.

Oradan çıkınca elimi cebime attım. Ailemin gönderdiği paradan neredeyse hiç bir şey kalmamıştı. Üstelik daha iki hafta para göndermeyeceklerdi. İçimdeki serseri Min Seok bira almam için çığlıklar atıyordu. Tabi ki bu sesi sonuna kadar dinleyeceğim. Önünden geçtiğim büyük alışveriş merkezinin altındaki dev markete girdim. Biraların dizili olduğu rafın önünde durmuş hayranlıkla onlara bakıyordum. Daha geniş açıdan görebilmek için geri geri yürürken aniden birine çarptım. Suçlu ben olduğum halde çarptığım salak en az 20 kere özür dilemişti. Ben de haylaz yönüme uyum sağladım.

"Biraz dikkatli yürüsene! Önüne bakmıyorsun ve özür mü diliyorsun?!"

"Gerçekten çok üzgünüm. Afedersiniz.."

"Sizin gibileri sokağa bırakmasınlar!"

Tekrar özür dileyerek diğer reyona döndü. Arkasından karnımı tutarak gülmeye başladım. Hayatımda bu kadar saf birini daha görmedim. Ahh doğru ya Kyung Soo vardı! Ama o bile gecelerin kralı Kai'ye uyum sağlamak ve kabul edilmek için serseri gibi davranmaya çalışıyordu. Yazıık!

Paramla 5 tane bira alınıyordu. İçmeye delicesine ihtiyacım vardı. Sanki damarlarım, midem, hatta tüm bedenim alkol diye çıldırıyordu. Hemen biraları kapıp kasaya ilerledim. Önümde az önceki salağı görünce tebessüm ettim. Kasiyer aldıklarını geçiriyordu. En son fiyatı söylediğinde saf çocuk aldığı bir kaç şeyi geri vermek için uzattı.

"Durun gerek yok." dedim.

Elimdeki biraları yürüyen bandın üzerinde bırakıp parayı kasiyer kızın önüne doğru fırlattım. Sonra da çocuğun yanından geçip kapıya doğru ilerledim.

"Heeey! Durur musunuz? Buna gerek yok! Size diyorum!"

Arkamdan bağıran veledi duymadan kapıdan çıktım. Alkolü birilerine aldırabilirdim belki. Üstelik gittiğim barlarda oldukça popülerdim. Benimle yatmak için her şeyi yapabilecek bir yığın insan tanıyordum. En azından hayatımda doğru düzgün bir iyilik yapmıştım.

Eve gitmek için de yürümem gerekiyordu. Uzun bir yolum vardı ve çok sıkılmıştım. Yol üzerinde eskiden barda tanışıp yattığım birinin evi vardı. Normalde aynı insanlarla birden fazla asla birlikte olmam. Ama bu adamda farklı bir şeyler vardı. Bunu onunla bir kaç defa yaşamıştım. Kimseye ait olmadım ben ama çok fazla bedene sahip oldum. Bu adamda tuhaf bir şekilde ona ait olma isteği uyandıran bir şeyler vardı. Bana dokunsun istiyordum. Fazla cool duruyordu ve çok çekiciydi. Kapıda beni görünce direk dudaklarıma yöneldi. Aniden kafamı çevirdiğimde ise dudakları boynumla buluştu. Bıraksam beni kapının önünde... !!!

İçeri girdiğimde beni koltuğa doğru itip üzerime uzandı.

"Bu kez sıra bende çekici adam. Soyun."

Emir vermesi bile beni baştan çıkarıyordu. Fakat henüz onun için hazır hissetmediğimden kıpırdamadım.

"Daha değil Kris. Bir gün buna izin vereceğim söz. İlkim olacaksın." diyerek göz kırptım.

"Sana aşık olmasaydım bu yaptığına izin vermezdim biliyorsun değil mi Baozi?"

"Şu saçmalığı kesecek misin? Seni defalarca kez uyardım Kris."

"Ahh evet uyardın.."

"Kes sesini!"

"Tamam tatlı surat kızma hemen."

Aşk konusuna girdiği zaman sinirlerim geriliyordu.

"Bak Kris ben o duyguya yabancıyım. Benimle yatacaksan yat yoksa gideceğim!"

"Dün gece biriyle yattın mı?"

"Neden soruyorsun!?"

"Hiç.."

"Neden sordun dedim?!"

"Kıskanıyorum seni anlamıyor musun? Neden herkese dokunmak zorundasın ki?! Bunu bana yapmana izin veriyorum işte. Başkalarıyla yapmasan olmaz mı?"

"Sen benden farklı mısın? Sen de takma ad kullanıyorsun! Sen de kız-erkek herkesle yatıyorsun! Sen de herkese dokunuyorsun!"

"Ben sadece seni istiyorum ama! Sen hepsini istiyorsun! Karşılık versen olmaz mı? Seni bir kez öpsem olmaz mı? Ayrıca sen dur dersen bir daha kimseye dokunmam!"

"Sen de herkes gibisin Kris. Sadece zevk aldığım bir bedensin! Bunu kafan sok! Seninle öpüşmeyeceğim! Kalk üzerimden gidiyorum!"

"Hayır.. Lütfen.."

Bu serserinin bana tutulmuş olması ne kadar gerçek bilemiyorum ama bana dokunurken farklı olduğu kesin. Herkes gibi davranmıyor.

Belki de bu yüzden bilemiyorum ama her seferinde ona dokunmama izin veriyor.

Aniden yer değiştirip beni üzerine aldı.

"Seninim Baozi.."

"Aferin koca adam!"

Bizim aramızdaki buydu. Aynı kişiyle sadece bir kez birlikte olma kuralımı yıktıran biriydi o. Belki de bu tamamen psikolojikti. Sonuç olarak beni isteyen ve sevdiğini söyleyen birine dokunuyordum. Bana karşı tavırları egomu şişiriyor. Bu nedenle onunla bir kaç defa yatmakta sakınca görmüyordum.

İşimiz bitince eve gitmek için toparlandım.

"İçecek bir şeyler almamışsın. Markete uğrayalım mı? Sonra da seni evine bırakırım."

"Sevgilim gibi davranma dedim sana! İstemiyorum!"

"Bağırma artık lanet olasıca bücür! Sadece evine bırakacağım. Ayrıca az önce canımı çok yaktın! Buna izin vermek zorundasın."

Söylediği şeyle kahkaha atmıştım. Bu adamı bardan tanıyanlar bu halde görseydi kesinlikle karizması yerle bir olurdu.

Eve yakın bir yerde durdu.

"Burada park mı vardı? Güzel görünüyor. Biraz dolaşsak mı?"

"Randevuya çıkmadık Kris!"

"Bar ve yatak dışında Yi Fan desen olmaz mı?"

"Hayatıma mı girmeye çalışıyorsun?"

"Hayır."

"Ah doğru girmeye çalıştığın şey hayatım değil. İğrençsin!"

"Yapma Baozi yanlış anlıyorsun"

Beni hızla tutup bulunduğumuz yerdeki küçük kulübenin duvarına yasladı. Bedenini iyice bastırıp dudaklarını boynuma değdirdi. Çünkü beni öpemeyeceğini biliyordu.

Elini tişörtümden içeri soktuğunda gerildim.

"Yapma sokaktayız!"

"Elimde değil. Eve gidelim o zaman."

Bana cevap verip tekrar boynumdan ve yüzümden bir kaç kez öptü.

O arada kafamı kaldırdığımda biriyle göz göze geldim. Bizi izliyordu.

İğrenmiş gibi bakması umurumda değildi. Çünkü o da iğrenç görünüyordu.

Çelimsiz ve çirkin biriydi.

Bir dakika!

Marketteki çocuk?

Coincidence ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin