Üzerindekileri çıkarıp koltuğa yatırdım. Uzandığımda bakışları değişmişti. Korktuğunu görebiliyordum ama durmayacaktım.
"Çok güzelsin.."
"T-teşekkür ederim."
Tamamen soyunduğumuzda korkusu gözle görülür derecede artmıştı. Onu kucaklayıp gösterdiği odaya götürdüm.
"Bunu gerçekten istiyor musun?"
"E-evet."
Ona dokunmaya başladığımda irkildi. Durduğum için sinirli çıkan sesiyle konuştu.
"Umursama lütfen! Durma!"
Nereye kadar gidebilirdim ki? Birine aşıktı ve bilmediğim bir sebepten ona dokunmamı istiyordu. Aşkın nasıl bir şey olduğunu bilmiyordum ama bu güzel suratın birine olan aşkı yüzünden böyle ağlamasına daha fazla dayanamazdım.
Gözlerine kısa bir süre baktım.
"Aşk nasıl bir duygu?"
"Acı verici.."
"O zaman neden vazgeçmiyorsun?"
"Çünkü aşk uyuşturucu gibi bir şey. Fark etmeden bağımlı oluyorsun. Onun gözlerine bakana kadar yokluk krizleri geçiriyorsun. Ona sarılmak ve dokunmak için çıldırıyorsun. O senden uzak olduğunda deliriyorsun.."
"Aşk berbat bir şeymiş.."
"Yaşayabiliyorsan değil.."
"Nasıl yani?"
Üzerinden kalktığımda bana sinirle baktı.
"Bana dokunmayacak mısın?"
"Önce seni anlamak istiyorum."
"Seninle çırılçıplak bir yataktayım! Sana, ona olan aşkımı mı anlatacağım?"
"Hala sarhoşsun.."
"Değilim!"
"Anlat hadi."
"Önce şu üzerini örter misin? Dikkatim dağılıyor."
"Neden kızardın? O çocuk tam bir salak. Sen kesinlikle çok tatlısın."
"Sana söylemiştim daha önce.. Neyse... Benden hoşlanmıyorsun değil mi?"
"Saçmalama benim zevk dışında duygum yok."
"O benim çocukluk arkadaşım."
Gözleri anında dolmuştu. Ben ağlamayı büyümeye başladığım an bırakmıştım. Bu yüzden çok tuhaf geliyordu.
"Eee?"
"Ona yıllardır aşığım. Ama o sürekli barlarda geziyor ve.."
"ve???"
"İşte orada tanıştığı herkesle.. Senin gibi.."
"Bunda ne var? Kesinlikle harika hissettiriyor. Akıllı çocukmuş."
"Yaa!"
Kızarak minik yumruğunu geçirdiğinde acımış gibi bağırdım. Sonra vurduğu yere dokunarak özür diledi. Fazla duygusal biriydi ve bu yakınlaşmadan etkilenmesi beni gerçekten korkutuyordu.
"Ee devam et?!"
"Ona geçen yıl itiraf ettim. Çok sevdiğimi söyleyip onu öptüm. Ama o beni itti."
"Neden?"
"Beni çok seviyormuş ve üzmek istemiyormuş. Bana bağlı kalamayacağı için sevgilim olamazmış. O hayattan kopamazmış.. Ama o.."
"Ağlamayı kesip anlatır mısın?"
"Bak ben onu çok seviyorum. Onsuz nefes alamayacak kadar. Çok fazla anlıyor musun? Ahh tabi anlamıyorsun. Çünkü duyguların yoktu değil mi? O beni istemiyor. Uzun süre yanında kalamam diyor. Belki de eski hayatına dönmek için beni kırabilirmiş. Ama biri var. Onunla sürekli görüşüyor. İlk gördüğümde bardan biri olduğunu söylemişti ama öyle değil. Tek seferlik değildi. Onu sürekli görüyor. Lanet olsun!"
"Kızgın halin bile bu kadar tatlıyken nasıl seni geri çeviriyor ki?"
"Sen de peşindeki cool adamı reddediyorsun. Aynı şey değil mi?"
"Değil. O herkesle yatıyor. Yani senin gibi temiz değil. Öyle olsa bile onu kabul etmezdim. Seni anlayamam belki ama gözyaşlarını görüyorken sana dokunamam."
"Yapmak zorundasın. Ben hiç bir şey bilmiyorum ve.."
"ve???"
"Yarın ona doğum günü hediyesi vereceğim."
"Nasıl yani?"
"Belki onunla yatarsam.. Yani onun olursam.."
"Ne demeye çalışıyorsun? Her gece başkasıyla yatan birini onunla yatarak elinde tutamazsın."
"Sadece bana dokunursa belki.. Yani bana istediği zaman dokunabilir ve bende reddetmem. Bana istediğini yapabilir. Belki o zaman başkalarına gitmekten vazgeçer."
"Bu yaptığın.. Yani olmaz güzel surat. Ona dokunman bir şey değiştirmez. Sürekli barda mı takılıyor? Belki onu tanıyor olabilirim. Oralardan çıkmıyorum da. Bir takma adı var mı?"
"Takma isim mi kullanıyorsunuz?"
"Evet ne sandın?"
"Seninki ne?"
"Xiumin."
"Woow çok havalı."
"Biliyorum."
"Yarın benimle onun doğum gününe gelir misin? Belki de kıskandırmak işe yarayabilir. Hem bunun için fazlasıyla yakışıklısın."
"Çok tatlısın ama aşk işlerine karışmayı sevmiyorum."
"Sevgilim olamaz mısın?"
"Ne?"
"Bir süreliğine sadece."
"Ben biriyle sevgili olamam."
Dolan gözleri yüzünden durup derin bir nefes aldım.
"Bak tamam! Sana yardım edeceğim. Ama senin yüzünden biriyle kavga edersem çok kötü olur."
"Hayır söz veriyorum. Kavga falan olmayacak. Şimdi bana bir şeyler öğretir misin?"
"Ne??"
"Anla işte.."
"Saçmalama güzel surat. Bunu yapamayacağımı söyledim."
Lanet olasıca güzellik üzerime çıktığında kendime engel olamayacağıma emin oldum. Dudaklarını boynumda hissettiğimde ise onu daha fazla kendime çektim.
Kesinlikle kaşınıyordu..