11. Bölüm

3.7K 321 161
                                    

Kollarımdan sıyrılan çocuk hala gözlerime bakıyordu.

"Sen?"

Bir şey diyemiyordum çünkü kalbim kilometrelerce koşmuşum gibi atıyordu. O ayakta durmayı bile beceremeyen gerizekalıyı tutacağım diye panik yapmıştım.

"Siz tanışıyor musunuz?" diye sordu Chanyeol.

"Hayır!

"Hayır!"

Aynı anda bağırmıştık. Chanyeol teslim olur gibi kollarını kaldırdı.

"Sakin olun tamam tanışmıyorsunuz. Hadi dostum içeri geçelim."

Tuhaf çocuğun omzuna kolunu atıp oturanların yanına götürdü.

"Ben gideyim Baekhyun."

"Peki.. Görüşeceğiz değil mi?"

"Senin neden yüzün asıldı?"

"Bahsettiğim kişi oydu. Hani görüştüğü kişi.. Ona sarıldı gördün değil mi? Biz yıllardır arkadaşız ama ondan hoşlandığım için benden nefret ediyor. Sürekli uzak duruyor. Ama başkalarına sarılıyor."

"Bana bak Baekhyun. Sana diyorum! O doldurduğun gözlerini sil ve hemen yüzünü yıka. Benimle yatmak istediğinde kararlıydın. Eğer bunu yapsaydım pişman olacaktın evet ama yapmamı isterken kararlıydın. Bu kez de öyle ol. Ona sevgini anlat. Tamam mı?"

"Peki deneyeceğim. Bu gece! Konuşacağım onunla!"

Chanyeol gideceğimi fark edince oturma odasından çıkıp yavaş yavaş bize doğru yürümeye başladı. Önce yüzüne yaklaşıp dudağına en yakın yerden öptüm. Sonra da boynuna yavaşlık sınırlarını zorlayarak bir kaç defa dudaklarımı değdirdim.

Bu minik bedenin bundan etkilenmesi fazlasıyla tatlıydı. Kulağına yaklaşıp fısıldadım.

"Bu kadar etkilenme güzel surat. Sadece kıskandırma dediğiniz tuhaf şey için yaptım."

"T-teşekkür ederim Min Seok."

Benim yaptıklarımı o da yaptığında çoktan Chanyeol yanımızdaydı. Baekhyun'un dudaklarını boynumdan çekmeye niyeti yok gibiydi.

"Gitmeliyim bebeğim. Biliyorum özlüyorsun ama bunu yaparsan seni de götürmem gerekebilir. Gece almaya gelirim."

"Tamam sevgilim. Seni seviyorum."

Chanyeol resmen başını çevirmişti. Ne tuhaf şey..!

Ben yattığım çıtırları genelde Jong In'e anlatırdım. Çok beğendiklerimi de ona önerirdim. Benim yattığım insanlara dokunması benim için asla sorun değildi. Ama karşımdaki adam resmen bana öldürecek gibi bakıyordu.

Vedalaşıp hızla kapıdan çıktım. Daha ben gitmeden Baekhyun'a bağırışını duymuştum.

"O hiç kimseyle öpüşmez! Bunu nasıl yaptın bilmiyorum ama bir kez daha onu öpmeyeceksin! O sana zarar verir Baekhyun! Bir daha sana dokunmasına asla izin vermeyeceksin!"

Benden korumaya mı çalışıyordu?

Kesinlikle yakışıklılığımla başardığım bir şeydi bu. Sanırım birini daha kaybedecektik bizim alemden. Ama defalarca karşımda ağlayan güzel surat güleceği için tuhaf bir şekilde rahatlamıştım.

Hayatımın en büyük saçmalıklarından birini yaptım ve rotamı Kris'in evine doğru çevirdim. Beni gördüğünde şaşkındı.

"Min Seok?"

"Özledin mi?"

"Deli misin? O kadar çok özledim ki."

Daha kapıdayken elleri bedenimde gezintiye çıkmıştı bile. Ben de özlemiştim. Ama benim biraz farkım vardı. Ben sadece birini altıma almayı özlemiştim. Şuan biriyle tanışıp evime götürmek fazla zahmetli geliyordu. En kolayı hazırda olanın yatağına girmekti. Ben de yaptım.

Coincidence ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin