Yarına kadar sabredemeyen yazarınız yine bir bölümle geldi :)
Bu arada fic finale kadar hazır ♥ ♥ ♥
Bir de en geç pazara kadar bölüm paylaşacağım ve aynı anda 3 bölüm paylaşacağım. Çünkü sıradaki 2 bölüm KaiSoo ve ondan sonraki bölümde de beklediğiniz an geliyor ♥ (Bilmem anlatabildim mi???♥)
İyi okumalar ♥♥♥
Arkadaşlarımın evinden çıktığımda bir süre boş boş dolaştım. Bir banka oturup etrafı incelemeye başladım. Sessizliği bölen telefonum oldu.
"Dostum üzgünüm."
"Önemli değil Kai. Yani pardon Jong In.."
"Anlatacağım Min Seok. Biraz kötü bir olay yaşadık. Normalde böyle tepkiler vermez biliyorsun. Geldiğinde yeni barışmıştık. Anla işte."
"Her kavganızın sonu yatakta bitiyor. Tuhafsınız.."
"Keşke sen de biriyle birlikte böyle tuhaf şeyler yapsan. Ne hoş olurdu. Değil mi?"
"Bence sıkıcı olurdu dostum. Ben her defasında aynı bedene dokunamam."
"Her neyse bu konuda daha fazla üzerine gelmeyeceğim. Bir ara sana anlatacağım tamam mı? Bu arada cebine para soktum. Yiyecek bir şeyler al! Hepsini alkole yatırma. Kendine dikkat et. Görüşürüz."
Konuşmama bile izin vermeden kapatmıştı. Eğer hissettiğim şey sevgiyse bu adamı gerçekten seviyorum. En azından hayatta hissedebildiğim bir şeyler vardı. İyi bir dost..
O akşam evime gidip bir güzel uyku çektim. Ertesi gün için değişik planlarım vardı. Belki de yeni bir çıtır bulup ara verdiğim renkli hayatıma kaldığım yerden devam edebilirdim.
Çamaşırım kalana kadar soyunup kendimi yatağa attım. Tuhaf bir şekilde aklıma kollarıma aldığım güzel surat geldi. İlk defa birine dokunamamıştım. Onun hassaslığı karşısında çaresiz kalmıştım. Tuhaf..
Ertesi günün neredeyse tamamını yatakta geçirdim. Yataktan kalksam koltuğa yatıyordum.
Akşam üzeri çalan kapıyla uyuşuk uyuşuk yerimden kalktım. Açtığımda karşımda önce gülümseyen sonra da öfkeyle bakan Kris'i gördüm.
"Heeey Min Seok. Bir dakika bu halin ne? Lanet olsun içeride biri mi var? Neden çamaşırlasın? Min Seok cevap ver."
Gözlerim resmen yarı kapalı bir haldeydim. Uykulu halimi sabahtan beri üzerimden atamamıştım. Cevap vermeden koltuğa geri dönüp yattım.
"O nerede Min Seok?"
"Sesini keser misin Kris! Uyumaya çalışıyorum."
"Sen.. Yani kimse yok muydu?"
"Sus artık! Susmayacaksan da git evine."
"Tamam peki susuyorum. Sen uyu ben de burada oturayım."
"İyi ne halin varsa gör."
Gözlerimi açtığımda koltuğun yanına eğilmiş yüzüme bakan bir Kris gördüm. Bu da ne böyle?
"Beni öpmedin değil mi Kris? Midemi bulandırıyorsun! Defol git buradan."
"Sana yemin ediyorum ki seni öpmedim Min Seok. Seni iznin olmadan asla öpmeyeceğim. Sadece izliyordum. Uyurken masum görünüyorsun ve bunu çok seviyorum. Kızma lütfen. İnan bir şey yapmadım."
"Gecelerin Kris'i karşımda bu halde ha? Gerçekten fazla komiksin biliyor musun? Bu hallerine sadece gülüyorum."
"Bir gün aşık olursan beni anlarsın Min Seok."
"Aşk? Kai aşık biliyorsun değil mi? Ama o aşık olduğunu söylediği günden beri bara gelmiyor bile. Sen hissettiğin şeyin aşk olduğunu mu düşünüyorsun? Kesinlikle değil! Altımda olmak hoşuna gidiyor hepsi bu!"
"Bu tabi ki hoşuma gidiyor çünkü sensin Min Seok!"
"Bana bağırma git buradan!"
"Sadece bir saat seni izledim diye bu davranışını hak etmedim. Seni bir daha rahatsız etmeyeceğim tamam mı? Şimdi gidiyorum."
"Kris dur!"
Hemen yanıma gelip bana sarıldı.
"İstemiyorsun değil mi? Gitmemi istemiyorsun."
"Sadece söz ver diyecektim. Beni bir daha rahatsız etmeyeceksin. Bir daha sana dokunmayacağım."
"Lanet olsun."
Kalkıp çıktı ve kapıyı sertçe çarptı. İstemediğimi neden anlamıyordu ki?
Saati fark edince kalkıp giyindim. Yeteri kadar dinlenmiştim. Bol bol yorulacak vaktim de vardı.
En sık gittiğim bara girdim. İçki almak için oturdum. Barmenle daha önce yatmıştım ve hala benimle konuşurken şirin hallerini takınıyordu.
"Heeey Taemin nasılsın?"
"Çok iyiyim. Bu yeni çalışmam. Denemek ister misin? Benden."
"Bir kez daha harikalar yarattın değil mi? Teşekkür ederim."
Farklı içkileri karıştırıp değişik şeyler çıkarıyordu. Bazıları gerçekten bağımlılık yapacak kadar iyi oluyordu. Bu çocuk tam anlamıyla bu iş için doğmuş.
İçkimi yudumlarken yanıma biri oturdu. Göz göze geldiğimizde gülümsedi.
"Taemin ona da bir tane ver."
Seslendiğimde çocuk oturduğu tabureden yanıma atladı.
"Selam."
"Selam. Yeni misin?"
"Burası için yeni sayılırım. Ama buralarda yeni değilim. Sokağın sonundaki barlarda takılıyorum. Buraya çok nadir gelirim."
"Öyle mi? Sevindim. Kız aramıyorsun değil mi?"
"Sence fark eder mi?"
Bana iyice sokulup yanağımdan öptü.
"Aradığın ben değilim. Kimsenin altına girmem."
"Üzerimde olabilirsin."
"Bir ismin var mı? Yani buralarda."
"Tabi ki var. Onew benim adım. Seninki?"
Göz kırptığında kendi adımı söyledim. Bu da yatağımda kalmasına izin verebileceğim nadir güzelliklerden biriydi ve bir an önce buradan götürmeliydim.
"Gidelim mi? Marketten bir şeyler alır evde devam ederiz."
Bizi duyan Taemin çaktırmadan bir poşet uzattı.
"Bunları al ve kaybol. Patron görmesin."
Onew'yu alıp oradan çıktım. Ona kurallarımdan bahsetmeliydim. Çünkü bir kez çiğnemeye kalkan velet benden yediği dayak yüzünden bir daha bara bile gelememişti.
"Söylemem gereken bir şey var."
"Nedir?"
"Ben öpüşmem."
"Ne? Bu çok saçma."
"O zaman gidebilirsin."
"Tamam gitmeyeceğim. Öpüşmek zorunda değiliz. Kusursuzsun ve bu gece seni kaçırmaya niyetim yok. Neden daha önce bu bara gelmemişim ki!?"
Saatler sonra bu tatlı çocuk hala yatağımdaydı.
Bu konuda kesinlikle harikayım. Nasıl oluyor da hep böyle mükemmel varlıkları seçiyorum bilemiyorum.
Ama bu halimin verdiği mutluluk beni öldürebilir.
![](https://img.wattpad.com/cover/41337475-288-k750548.jpg)